KELLE, PAÇA YERSEK KIRIK VE ÇATLAK ONARILIR MI?

Sağlık konusunda uzun zamandır söylenen yanlış bilgiler, uzmanlar tarafından doğru bir şekilde bilgilendirmeyle giderilmeye çalışılıyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Fatih Karaaslan da, kırık ve çatlak gibi yaralanmalar için halk arasında kelle paça yeme önerisinin doğru olmadığını, dengeli beslenmenin her zaman önemli olduğunu anlattı. 

Halk arasında eskiden beri konuşulan çatlak ve kırıkların iyileşmesi için kelle veya paça yenmesi önerilir ve bu besinlerin yaralanmaları çabuk iyileştireceği ifade edilirdi. Konu halk arasında konuşulmaya devam etse de haber merkezimiz uzman bir hekimden konuya açıklık getirmesini istedi.

Konu hakkında bilgiler veren Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Fatih Karaaslan halkın eskiden beri birçok konuda yanlış bilgi sahibi olduğunu ve bu konu hakkında da yanlışlıkların baş gösterdiğini ifade ederek konu hakkında şöyle konuştu: “Çatlak ve kırık gibi bir yaralanma bir insanın başına geldiği zaman vücut bunu tamir etmek için birkaç mekanizmayı çalıştırmaya başlıyor. Bunun için bir ham madde lazım protein lazım. Biz proteinleri dışarıdan alıyoruz ancak aminoasitler şeklinde alıyoruz. Dolayısıyla bir insan kelle paça yerse kemik, kemik suyu et türü herhangi bir şey yerse protein alabiliyor. Protein ağızdan başlayan sindirim sonucu bağırsaklarda amino asitler şeklinde emiliyor. Ama sadece bunlardan almıyoruz ki nohut, kuru fasulye gibi bakliyatlar da olabilir. Farklı yerlerden farklı kaynaklardan protein elde edebiliyoruz. Dolayısıyla beslenme tarzına ait bir takım sorunlar olmakla birlikte kelle paça yemek zorunda değilsin. Ama özür dileyerek bir sakatat seven doktor olarak kelle paça esnafıyla aramı bozamazsınız. Bu bir yanlış inanış. Tıbbın farklı branşlarında doğru bilinen yanlışlar var. Ben bir ortopedi ve travmatoloji uzmanı olarak özellikle tavsiyem, vücudunda herhangi bir yaralanma iskelet sistemine ait yaşayan bir insan mutlaka dengeli beslenecek. Bunun içinde vitaminler, proteinler, karbonhidratlar ki enerjinin en önemli kaynağı.”