SİYAH - BEYAZ FOTOĞRAFLARDAN ÖZÇEKİMLER`E

SİYAH - BEYAZ FOTOĞRAFLARDAN ÖZÇEKİMLER`E

Kadrajı ayarlayıp deklanşöre bastık, işte eserimiz elimizde. Yıllardır tartışıla gelmiştir, fotoğraf bir sanat mıdır diye ? O minicik dikdörtgen içerisine hayallerini, arzularını sığdırır fotoğraf sanatçısı ve ruhundan izler bırakır kadrajında. Teknoloj

Teknoloji çok çabuk gelişiyor, beraberinde bizler de. Çağa ayak uydurmak mecburiyetinde insan yaşayabilmek için. Bugün değişiyor, yarını başka kılmak için. Teknolojinin bu denli gelişmesiyle beraber küresel bir köy haline gelen dünya adeta kabuk değiştiriyor, dönüşüme doğru. Bu değişime ayak uydurmak için emeğin şekli ve icrası da değişiyor. Ekmek götürüyoruz evlerimize gün boyu göz kırpmadan baktığımız ekranlar önünde “çalışarak”. Çağa ayak uyduran mesleklerden bir tanesi de fotoğrafçılık. Yıllardır fotoğrafın sanat olup olmadığı sorunsalı tartışıla gelmiştir. Fotoğraf, kadrajı ayarlayıp deklanşöre basmak mıdır ? Yoksa daha fazlası mı ? 30 yılını mesleğe vermiş ilimiz fotoğrafçılarından Nihat Özcan’la Özcan’la fotoğrafın ve fotoğrafçının  dünü ve bugünü üzerine konuştuk.  “Benim mesleğe başladığım zamanlarda “film” dediğimiz teknik vardı şimdiki gibi dijital değildi. Film döneminde süreç biraz uzundu. Film çekilir, sonrasında negatiflerin banyosu var, sonrasında kart basımı var, stüdyo çekimleri için agrandizör, müşterilimizin kendi çektikleri fotoğraflar için de printer dediğimiz bir cihaz kullanılıyordu. Fotoğrafçılıkta dijital döneme geçilmesi 2000 yıllarına tekabül ediyor. Fotoğrafçılar açısından bu geçiş süreci çok sancılı bir süreçti. Kaliteli fotoğrafçıların bu geçişi benimsemesi zaman aldı. Çünkü o dönemler filmdeki fotoğrafların kalitesini dijitalde bulamıyorduk, henüz o kaliteyi yakalayabilmiş durumdayız. O sıralar çekilen fotoğraflar bilgisayara aktarılıp rötuş yapıldığı zaman yüzler çok “makyajlanıyordu”. İlk başlarda hoşa giden bir durumdu ama sonraları tercih edilmemeye başladı, kaliteli bir iş değildi çünkü. Usta fotoğrafçılar bu yeni dönemi kabullenmekte zorlandılar.Şu an çağı takip ederek, gerekli dijital cihazları da bünyenizde barındırarak açacağınız bir fotoğrafçı dükkanının masrafı 500 bin lirayı bulur. Elbette işletmenin mimari özelliklerine göre değişiklik gösterebilir ancak aşağı yukarı fiyat bu şekildedir.”

Önüne gelenin ben “fotoğrafçıyım” diyerek makinesi boynunda poz verdiği günümüzde gerçekten zor fotoğraf sanatçısı olmak. Ünlü İtalyan ressam Pablo Picasso bir anekdotunda, sanatı ve emeğiyle ilgili dikenli yolu, küçük bir hikayeyle özetler. Picasso 60 yaşındayken Paris’te bir cafeye gider. Servis yapan kız Picasso’yu tanır ve kendisi için küçük bir resim yapıp yapamayacağını sorar. Picasso kendisine getirilen kağıda bir şeyler çizer ve kıza verir. Kız heyecanla;” İnanamıyorum, bu harika resmi yapmanız 3 dakika sürdü.” der. Picasso ise genç kızı düzelterek şu cevabı verir. “Hayır küçüğüm. 60 yıl ve 3 dakika.”  30 emek dolu yılın ardından “yeni nesil fotoğrafçılıkla” ilgili siteminid e dile getiren Özcan sözlerini şöyle sürürdü.  “Şu an dış çekimler açısından düşünecek olursak, bu çekimler  yalnızca kadraj ayarlayıp deklanşöre basılarak icra edilir oldu. Çünkü dış çekim çıktıktan sonra fotoğrafçı sayısı artmaya başladı. Herkes “ben fotoğrafçıyım” demeye başladı. Bu, fotoğrafçılık sektörünü zorluyor. Ucuz iş gücü ve gerçekten kaliteli bir işten bahsetmek mümkün olmuyor bu tarz işlerde. Bunun dışında mesela biz bir fotoğraf albümü yaptığımız zaman, bu albüme 10 yıl garanti veriyoruz. Ancak bu bahsettiğimiz “fotoğrafçıların” yaptığı çalışmalarda, müşteri muhatap alacak kişi bulamadığından sıkıntılar meydana geliyor. Bizim firma olarak dış çekim stüdyomuz da var. Yaklaşık 5000 metrekarelik bir alanda, tarihi araçtan tutun farklı konsept ve ambiyanslar yapabileceğimiz imkanlarımız mevcut.  Her türlü çekimi profesyonel bir çerçevede icra etmek için bizler hazırız. Müşterilerimizden tek isteğimiz, fotoğrafçı olmayan kimselere, fotoğraf çektirtmeyin.”

Sözlerinin sonunda, Türkiye’nin fotoğraf sektörü açısından Avrupa’dan çok daha iddialı bir konumda olduğunu vurgulayan Özcan sözlerini şöyle noktaladı.  “Ülke olarak fotoğrafçılık sektöründe, yurtdışından artımız vardır eksiğimiz yoktur. Farklı ülkelerde çeşitli  makineler kullanılıyor ancak Türkiye’de, fotoğrafçılık sektörü içerisindeki tek Türk malı olan şey fark yaratıyor:”Biz, sanatımız”. Yurt dışında makine ne çektiyse o basılıp gönderiliyor. Bizler işimizde sanatımızı ön plana koyuyoruz. Renklerle, pozlarla, efektlerle çok uğraşıyoruz. Türkiye fotoğraçılık kalitesinde Avrupa’nın önündedir.”



Talas’ta bu pazar ‘Maharetli Eller’in günü

Çocuk Kitap Fuarı Ve Şenliği’nde çocuklara özel konser

Talas Musiki Cemiyeti’nde bağlama kursu

Merkez Halk Kütüphanesi 7/24 Kütüphane oldu

Talas'ta hafta sonu ramazan dolu dolu

Artık Çekilmez Oldun Yarışması, 9'uncu kez Erciyes'te start alıyor

'Türkiye Yüzyılı Marşı'nın Bestekarı Arzen Kayserililerle buluştu

Yarım asırlık güğümün sırrı

Büyükşehir'den "çocuklara özel" tiyatro

Talas'ta Yücel Arzen Heyecanı

Türk Sanat Müziği Kent Korosu konseri

Talas'ta Yücel Arzen konseri

Bağcılık kültürü Germir'deki Bağ Müzesi'nde yeniden canlanacak

Talas'ta çocuklar tiyatro ile eğlendi

Talas'ta büyük usta Tevfik Soyata'dan musiki faslı

Talas'ta bu hafta 'Maharetli Eller' günü