İDRİS YAVUZ


ADALET HERKES İÇİN GEREKLİ

YAVUZCA - İdris YAVUZ


Bir zamanlar Amerika’da yaşayan John Marshall isimli bir yargıç, kütüphanesinde merdivenle raftan kitap aldığı sırada kayıp düşer. Bu arada bütün kitaplar başından aşağı dökülür.

Gürültüyü duyan hizmetli telaşla içeri girince, yargıcın acılar içinde kıvrandığını görür. Hizmetliyi karşısında bulan yargıç, hemen toparlanır, bir şey olmamış gibi kahkaha ile gülmeye başlar ve;

“İşin böyle olacağı belliydi. Yıllarca kanunları ben çiğnedim, şimdi de kanun kitapları benden öç aldı” diye itirafta bulunur.

Çevremizde öyle insanlar vardır ki, çarşıda, pazarda, iş yerinde, dolmuşta, vapurda uçakta, yolculuk esnasında konuşmalarına kulak verdiğinizde, kendilerine oy verdiği siyasilerin birbirlerine hakarete varan  davranışlarına karşı tepkili olduklarını görürsünüz.

Her nedense siyasiler her seçim döneminde halka verdiği sözleri unutma hastalığına tutulurlar. Neticede bu hastalığın bir çaresi de yoktur.

Söyler misiniz, sizin karşınıza çıkan siyasilerden kaçı samimi olarak size sempati gösteriyor, verilen sözleri yerine getirmek için çaba sarf ediyor?

Ömer Seyfettin, kendi dönemindeki politikacıları eleştirirken; "Onlardan hangisiyle bir araya gelsem, kendimi penceresiz, kapısız bir kümeste zannediyorum" diyor.

Bu güne kadar bin bir vaatle halktan oy alan bazı vekiller, TBMM’ye gittiklerinde her şeyi unutuyor ve hamaset duygularıyla, meclis kürsüsünden muhataplarına;

"Yalan söyleme, doğru konuş, terbiyesiz, cahil herif,  in ulan aşağı, ağzından çıkanı kulağın duysun, ben orada konuşursam, sen burada kalamazsın, geveze adam" gibi ağza alınmayacak iğrenç sözlere tanık oluyorsunuz. Bu millet bu kadarını da hak etmiyor.

Bilinmelidir ki, “Zararlı mikroplar durgun sularda bulunurlar ve dibe çökerler”

Demek ki, siyasette "Can çıkmayınca huy çıkmıyor!"

Burada bizim sözümüz, dürüst siyaset ve dürüst politika üretenlere değil, vatandaşın derdiyle ilgilenmeyen ve iç huzuru bozanlaradır.

Bizim insanımız, ağzından girip, burnundan çıkmayı marifet sayanları sevmez.

Vatandaş; "Yarın, ertesi gün, gelecek ay, önümüzdeki yıl ne olacak" diye endişe etmek istemiyor.

Bu milleti temsilen gönderilen siyasiler, laf kalabalığı ve göz boyamayı bırakmalıdır.

Partiler ve kurumlar arasında tatlı rekabetler olsun ama acımasız, kırıcı, insafsızca saldırılara meydan verilmesin

Riyaziye kanununda değişmez bir kural vardır “İki noktadan bir doğru geçer.”, doğru birdir.

Bu millet, adil olmayan uygulamaları hiçbir zaman hak etmiyor.

Oy kaygısı güderek, yanlışları doğru gibi göstermenin hiç kimseye faydası yoktur.

Bilinmelidir ki, “Yalancının mumu, yatsıya kadar yanar”.

Bu gün daha çok birliğe, beraberliğe ihtiyacımız vardır.

Ülkemizin etrafı ateş çemberiyle çevrilmiştir. Komşularımızın hal-i melali ortadadır.

Basınımızla, sivil toplum örgütleriyle, devletin bütün kurumlarıyla kavgasız bir şekilde birlik ve beraberlik içerisinde tek vücut olmanın zamanıdır.

“Kol kesilsin ama yel içinde kalsın”. Çünkü “Adalet Mülkün Temelidir”  ve biz buna, yediğimiz gıda, içtiğimiz su, aldığımız hava kadar muhtacız.

Adalet herkes için lazımdır. Adaleti yıkıp da altında kalanların vay haline…