VELİ ALTINKAYA


ADLİYE ÖNÜNDE GEZMEK...

GÜNDEM - Veli ALTINKAYA - Tekrar Yazıları


Salı günü akşam saatlerinde Gazeteciler Cemiyeti’ne giderken Baro Başkanı Murat Şirvanlı ve yardımcısı Murat Tolga Özsoy’la karşılaşmıştım. O karşılaşmada yaşadığımız diyaloğu geçtiğimiz hafta açıkladım. Kayseri Murat Şirvanlı’nın Baro seçimlerinde aday olmayacağını bizden öğrenmişti...

Cuma akşamı Tuana’da bir yakınımın çocuklarının sünnet düğünü vardı. Arabam da adliye önündeki otoparktaydı. Saat 10.00 gibi arabayı almaya gidiyordum tam adliyenin önünde biri oldukça genç üç kişiyle karşılaştım. Bunlardan biri Murat Tolga Özsoy’du. Diğeri yüzünü tanıdığım ama ismini çıkartamadığım biri, üçüncü ve daha genç olan şahsı ise hiç tanımıyordum.

Özsoy “Veli Bey seninle hep adliye önünde karşılaşıyoruz” dedi.

Daha ben cevap vermeden, yüzünü hatırladığım, ama ismini bilmediğim ikinci şahıs söze girdi ve “Abi ben Bilal Özdoğan” dedi.

Cuma gürü ‘kendisini tanımadığım Hacılarlı avukat Bilal Özdoğan’ın da aday olacağı söyleniyor’ mealinde bir yorum yapmıştım.

Meğer Bilal Özdoğan aslında tanıdığım biriymiş...

Bilal Bey “Abi, son yazında Fevzi Abi’nin ya da Oğuz Bey’in memleketlerini yazmayarak benim Hacılarlı olmamım altını ısrarla niye çizdin?” dedi.

Dedim ki:

- Bilal Bey rahat ol. KAYSO Başkanı Hacılarlı, KESOB Başkanı Hacılarlı, KTO’nun eski Başkanı da öyle. Neden Baro Başkanı da Hacılarlı olmasın diye yorumlar...

Hep birlikte gülüştük.

-İlk defa size açıklamış olayım adaylıktan vazgeçtim... Baromuz öyle görülüyor ki iki adaylı bir yarışa gidecek. Seçim sonuçlarının şu veya bu şekilde etkilenmemesini düşündüğüm için bu kararı aldım.

Hayırlı olsun.

Seçime daha 20 günden fazla zaman var. Ama gelinen noktada yeni bir adayın çıkacağına ihtimal vermem.

Belli ki Baro Fevzi Konaç ve Oğuz Erinç’le seçime gidecek.

İki aday da “sağcı” dediğimiz insanlar. Biri ülkücü olarak biliniyor, diğeri milli görüş geleneğinden geliyor.

Bildiğim kadarı ile her iki adayın etrafında her siyasi görüşten insan var.

Baro seçim kulisleri şuana kadar seviyeli bir şekilde gidiyor. Avukatlara yakışan da bu...

Seçimlere siyasi partilerinde güya çıkarmadan müdahil olacakları kesin. Ama bırakın bir partiyle gönül bağı olanları, aynı partinin yakasında rozetini taşıyanlar dahi iki listede de yer alacak gibi.

Hayırlısı olsun inşallah...

 

KALEİÇİ’NDE GEZMEK...

Adliye önünden önce, Kaleiçi’nde gezdim. Daha doğrusu akşamki düğün için Ahmet Şerbetçioğlu kardeşimden altını aldım, Kayserispor otoparkındaki aracıma ulaşmak için Kaleiçi’nden gidiyordum... Kaleiçi’nde sabit işyeri olan esnaflardan Büyükşehir Belediyesi’ne karşı daha yakın duran grubun başkanı Sedat Batır’la karşılaştık.

“Aman Başkanım ne olacak bizim durumumuz” dedi...

Belli ki dertli...

Belediye’nin ‘15 günde dükkânları tahliye edin’ ihbarnamesiyle birlikte ateş bacayı sarmış.

Kaleiçi’nde zaten in-cin top oynuyor. Üç-beş kişi ya var, ya yok.

Önce Sedat Bey’i tanımadım. Sohbet ilerleyince “Veli Başkan Büyükşehir’e işin başından beri makul gelen esnaf gurubunun temsilcisi benim” dedi.

-Tahliye ihbarnamelerini aldık. Bizim 15 günde burayı boşaltmamız mümkün değil. Nereye taşınacağız şaşırdık kaldık. Başkanımızdan yardım bekliyoruz.

-Hacılar Yolu üzerinde Melikgazi’nin ihaleyle sattığı yerin bir bölümüne taşınma ihtimaliniz vardı, olmuyor mu?

-Veli bey o iş bitti. Ancak, Düvenönü’ndeki Beğendik otoparkının süresi dolmuş. Burası yeniden Belediyeye geçmiş. Daha önce yaptığımız görüşmede buranın zemin ve birinci katının bize tahsis edileceği söyleniyordu. Şimdi Belediyeye gittik. Buna razı olduğumuzu söyledik. Ama bazı yetkililer “Hele siz bir boşaltın sonra yardımcı oluruz” diyorlar. Biz bu kadar eşyayı nereye koyacağız. Kaleiçi’nin sabit esnafı da bu işten dönüş olmadığını anlamış.

Sedat Bey’e bu projenin Kayseri’nin geleceği açısından önemli olduğunu anlattım.

Dilerim tartışma büyümeden Belediye tahliye ve taşınma konusunda biraz daha esnek olur ve iş tatlılıkla halledilir.

 

SEYFİ ŞAHİN

O’nu 80’li yılların başında tanıdım... İnançlı, esprili, Millet Caddesi’ndeki muayenehanesine gelen tanıdıklarından ve gariplerden para almayan bir hekim olarak tanıdım Seyfi Şahin’i... Sonra 12 Eylül öncesi MHP’nin devamı niteliğindeki MÇP’de il başkanlığı yaptı. 1991’de oluşturulan RP, MÇP ve IDP ittifakında da milletvekili oldu. Mazbatasını alıp Seyyid Burhaneddin Hz’lerinin türbesinde dua ettikten sonra yaptığı “Ben Meclis’te erkek sekreter kullanacağım” mealindeki açıklaması ile birden ülke gündemine oturdu. Açıklamasının yanlış anlaşıldığını, hatta o açıklamayı haberleştiren iki arkadaşımız tarafından çarpıtıldığını söyledi. Seyfi Şahin MHP’de Genel Sekreter Yardımcılığı da yaptı. Şimdi genel başkanlığa adaymış. Ben Seyfi Abi’yi severim, dürüst insandır. Ama adaylık için lazım olan 40 imzayı dahi bulması zor.