SAMİ DAYANGAÇ


AĞLAMA-OYNAMA DERNEĞİ

GÖZLEM - Sami DAYANGAÇ


 

Bir arkadaşınız ‘ülkemizde ağlama ve gülme derneği var, parayı veren isterse ağlayıcı, isterse oynayıcı kiralıyor’ dese inanmayız.

İsmail isimli bir şahıs, 1994 yılında İstanbul Selimiye Cami yanında bir cenaze görür. Bir vatandaş tabuta sarılmış ağlıyor, çırpınıyor. İsmail Bey çok duygulanmış, teselli vermeye gitmiş. Konuşmuş konuşmuş, ağlayan dönmüş abi git başımdan konsantremi bozma beni parayla tuttular. İsmail Bey şaşırmış. Kahvede arkadaşlarına anlatınca, arkadaşlarından biri bizim yörede bunlardan var, ölü için gelip ağlıyorlar, düğün için gelip oynuyorlar…

İsmail Bey derhal bir grup kurmuş, cenazesi olan başvuruyor, kaç kişilik ağlama ekibi istediğini söylüyor. Ücretin yarısı işin başında veriliyor. Cenaze defnedilip iş bitince de diğer kalanı. Aynı şekilde düğünü olan kaç kişi istediğini söylüyor, ekip düğüne gidiyor, düğün sahibi gibi pisti boş bırakmıyor, düğünü şenlendiriyor, paralarını alıp gidiyorlar.

Cenazeye gelenler, ‘yav adamın ne çok seveni varmış, düğüne gelenler de şahane düğün oldu herkes oynadı’ diyorlarmış.

Bu işe gerek oynamak ve gerekse ağlamak üzere talip çoğalınca, İsmail Beyin ekibi yetersiz kalınca dernek kurmuş ve 300 kişilik ekip oluşturmuş. Cenaze ve düğün sahiplerinin istekleri doğrultusunda kıyafet giyip gidiyorlarmış. İnanılmaz da para kazandıkları söyleniyor.

Konuyu araştırırken gördük ki iş sadece cenaze ve düğünle kalmamış. İnanamazsınız ama asker uğurlamadan doğum günlerine kadar, evlilik teklifi organizasyonuna kadar yapılıyor. Doğum günü yapacaksınız, büyük bir organizasyon istiyorsunuz, ekip hazır. Ne istenirse hazırlıyor, coşturuyorlar. Evlilik teklifi yapacaksınız, hazırlar. Askeriniz var, hemen ekibe başvuruyorsunuz eğlendiriyor, yolcu ediyorlar. Siz de katılım sayısı ile övünüyorsunuz.

Peki hiç merak ettiniz mi neden bunlara başvuruluyor? Neden cenazelere gelip kendilerini paralıyorlar, düğünlerde zıp zıp zıplıyorlar? Efendim bizdeki bu gösteriş merakı, el alem faktörü oldukça bu tür organizyonlar daha çok yapılır.

Kayserimizde çok yaygın olan kıymalı terörü neden yapılıyor ki? El alem ne der? Ne cenaze sahibine acısını yaşatıyoruz, ne de düğünlerde şu eksik, şu niye gelmedi vs. Sanki kusur aramaya gidiyoruz.

Cenazeye gidiyor utanmadan kıymalı bekliyoruz. Neymiş cana değermiş? Cana değme var mı? Çadırda dedikodu, sohbet, ölümle, ölüyle, cenaze sahibi ile ilgimiz olmaksızın. Kim geldi kim gitti. Cenazede gıybet. Perşembe gibi alakasız, dinimizin emri olmayan, sadece cenaze sahiplerine 3 gün yemek götürülerek acısı paylaşılması gerekirken, kurulan çadırda gidip saatlerce ikram beklemek, perşembede kapağını kaldırmadığı Kur'anı kapmak. Bunlar insani işler olmasa gerek.

Sözün özü el alem için yaşayanlar, böbürlenmek, övünmek isteyenlere müjde. Dilediğiniz kadar abartabilirsiniz. Ağlama ekipleri, oynama ekipleri, asker uğurlama ekipleri, doğum günü ekipleri hazır.