VELİ ALTINKAYA


Akil’lerin toplantısının ardından

GÜNDEM - Veli ALTINKAYA - Tekrar Yazıları


Akil İnsanlar Heyeti’nin Kayseri ziyaretinin son oturumunda yaşananları yorumlama imkânı bulamadım. Olayların yaşandığı salondaydım ve olanları üzüntüyle takip ettim.

Türkiye Gazeteciler Federasyonu 41. Başkanlar Konseyi Toplantısı’na katılmak üzere olayın olduğu günün ertesinde önce İstanbul’a oradan da Bursa’ya geçtim. Pazar Kayseri’ye döndüm.

Akil İnsanlar Heyeti’ne Şehit Aileleri Dul ve Yetimleri Derneği’ nde gösterilen tepkiyi anlarım... Şehitlerimiz ve gazilerimiz bu topraklar için canlarını, uzuvlarını verdiler. Kan akıttılar. Onların her türlü tepkisini başım eğik saygı ile dinlerim.

Ama...

Gelelim diğer tepkiye, hatta tepkinin ötesinde provokasyona...

Ben demokrat bir insanım, kırmadan-dökmeden insanların görüşlerini kamuoyu ile paylaşmasını katılırım-katılmam ama saygı ile karşılarım.

Önce otelde gördüklerimi ve yaşadıklarımı anlatayım, sonra kanaatimizi aktarırız.

Akil İnsan Heyeti’nin Hilton’da düzenlenen toplantısının sıkıntılı geçeceği işin başında belliydi. Saat 18:00’da davetli olduğum salona 20 dakika kadar önce geldim. Otelin girişinde ellerinde şanlı bayrağımız olan onlarca insan bekliyordu. Çoğu da tanıdıktı. Bir kısmı halen MHP ve Ülkü Ocakları yönetimde görev yapan isimler, bir kısmı geçmişte görev yapmış olanlar ve kalan kısmı da MHP’ye yakınlığı ile bilinen STK meslek örgütü (sendika, dernek vs) yöneticileriydi. Sonra o grubun ağırlıklı bölümü otelin içine, hatta salona girdiler. Salonun girişinde bir stant kurulmuştu. Muhtemelen hangi masada oturacağımıza dair bir numara verecekler zannı ile standa doğru yöneldim, görevliler (kim olduklarını bilmiyorum) herhangi bir oturma planı olmadığını, hangi kurumu temsilen gelmişsem adımı, kurumumu yazarak karşısını imzalamamı istediler. İçeri girerken DHA Bölge Müdürü ve Cemiyetimiz Başkanvekili Oktay Ensari kardeşim “Başkan sana bizim masada yer ayırdık” dedi. Oraya doğru yönelirken Mazlum-Der yönetiminden bir kardeşimiz “Veli Başkan istersen seni Akil İnsan Heyeti’nin masasına alalım” dedi. Teşekkür ederek Oktay Bey’in bulunduğu masaya yöneldim. Masada üç-dört gazeteci ve bir o kadar da vakıf yöneticisi vardı... Yani insanlar karışık oturmuştu. Bizim masanın hemen yanında MHP İl Sekreteri Resul Şahin ve arkadaşları vardı.

Akil’ler daha salona gelmemişti. Halk tabiriyle “Bela tütüyordu”. Tecrübeli gazeteci Oktay Ensari defalarca “Bu toplantı normal geçmez” dedi. Görünen köy kılavuz istemiyordu. Bu arada muhabir arkadaşlarımızdan aldığım bilgiye göre otelin girişinde de yeni bir grup oluşmuştu. Henüz Akil’ler de otele gelmemişti. Emniyet Müdürü başta üst düzey polis şeflerinin otelde olduğu, bir ara MHP İl Başkanı Mete Eke’nin de otelin yakınına geldiğini duydum. Yapılan görüşmeler sonrasında otelin girişindeki grup dağılmış. Ama salonda “Bindirilmiş kuvvetler hazır kıta” Akilleri bekliyordu.

STK’larla yapılacak bu yemekli toplantıyı Mazlum-Der’in organize ettiğini duydum. Bir ara Mazlum-Der Başkanı Ahmet Taş’a “Ahmet Abi salon sıkıntılı gözüküyor. Bunların hepsi davetli mi?” diye sordum. “Valla Başkanım, davetli olmayanlar da var. Ama bizim rızamız dışında salona girdiler. ” dedi.

Ama salon girişinde hiçbir tedbir alınmamıştı. Neredeyse sokaktan geçen bir insan da salona girecek durumdaydı. Keşke davetlilere kurulan stantta oturacakları masa numaraları verilse, kapıda bulunacak görevliler de davetli olmayanları salona almasaydı.

Salon kontrolden çıkmıştı. Ve adeta toplantının tartışmalı, hatta olaylı geçeceği tecrübeli herkes tarafından görülebilirdi.

Akiller Heyeti salona geldi, kısa bir yemek faslından sonra divanda yerlerini aldılar. Heyet Başkanı Ahmet Taşgetiren besmele ile söze başlayarak salonda bulunan herkesi dinleyebileceklerin, dileyene 3 dakika söz vereceğini söyledi... İlk Sözü Bilgi Yurdu Derneği Başkanı Mustafa Öztürk aldı. Öztürk’ün sürece karşı olduğunu bilen biliyordu. Sonra Millet Partisi İl Başkanı, Türk Ocağı yöneticisi, Kamu-sen İl Temsilcisi, MHP İl Temsilcisi derken film koptu. Filmin kopacağı Öztürk konuşurken belli oldu. MHP İl Temsilcisi Şahin’in masasında oturan gençler başta, bazı masalardan sürekli alkışlar geliyordu.

Filmin koptuğunu gören Heyet Başkanı Ahmet Taşgetiren bir ara bizim yanımızdaki masada oturan Resul Şahin’in yanına gelerek mealen, “Size genel başkanınız toplantıyla ilgili özel bir talimat mı verdi?” diye sordu. Şahin de mealen “Hayır özel bir talimat almadık; ama daha önce yaptığı konuşmalarda ‘Akilleri kendi bölgenizde soracağınız sorularla konuşturmayın’ demişti” dedi... MHP İl Teşkilatı ile yakın STK’ların durumdan vazife çıkarttığı belliydi. Az sayıdaki CHP ve İP’liler de dahil.

Salonda bir anda ortalık karıştı...”Türk Bayrağı’nın adı devlet bayrağı olsun” diyen Akiller Heyeti’ndeki Hanıma laf atmalar, Heyet’in hukuki olup olmadığı, ilerde yargılanabilecekleri, ihanetleri vs.

Sonrasında laf atmalar bitti fili durum devreye girdi. Bazı isimler Heyet üyelerinin oturduğu kürsüye yürümeye kalktı. Bir bölümünü tanıdığım 15’den fazla sivil polis salonda görev yapıyordu. (Sonra hariçten öğrendim ki 30 polis görev yapıyormuş) Polisler, başta Taşgetiren olmak üzere Heyet üyeleri çevresinde gerekli tedbirleri aldılar... Fiili bir müdahale olmadı. Ama yuhlama, İstiklal Marşı okuyarak gönderme yapma, ara ara laf atma gibi olaylar yaşanınca Heyet Başkanı “Toplantı bizim için burada bitmiştir” dedi. MHP Temsilcileri ve ağırlıklı bölümü MHP’ye yakın az bir bölümü ise CHP ve İP ile temasta olan STK ve meslek örgütü yöneticileri de salonu terk etti...

Akiller’in gezilerinin bazı tarafı Kamu Güvenliği Müsteşarlığı tarafından koordine ediliyor. Bu çerçevede Müsteşarlığın tüm valiliklere bir genelge gönderdiğini biliyorum. Ama bu genelge daha çok güvenlik önlemleri ile ilgili... Toplantının içeriğine Valilik, polis veya diğer resmi kurumlar doğrudan müdahil olmuyor. Bir yardım talebi olursa makul ölçüde karşılanmaya çalışılıyor.

Salonda öğrendiğime göre, bu organizasyonun sorumluluğunu Mazlum-Der üstlenmiş... Ahmet Taşgetiren’in ricası ile yapılmış bu iş. Kimlerin davet edildiği, toplantı salonuna kimlerin alındığı resmi makamlarca önceden bilinmiyor. Sanıyorum salonda yaşanan tartışmadan sonra liste resmi makamlarca görülmüş. Öncesinde istişareler yapılsa, salona davetli olmayanlar alınca, insanlar sürece katılır veya katılmaz, demokratik bir zeminde görüşlerini Heyet üyeleri ile paylaşabilselerdi daha doğru olurdu.

(23 Nisan 2013 tarihli tekrar yazı)