İDRİS YAVUZ


ALLAH'IN DEĞİRMENİ YAVAŞ DÖNER, İNCE ÖĞÜTÜR

YAVUZCA - İdris YAVUZ


Ülkede etkili siyaset yapmak isteyenlerin kısır çekişmeleri insanların geleceğine zarar vermektedir. Vatanperver gerçek liderler, halkın istekleri doğrultusunda, milli ve manevi değerlere saygılı, duruşu ve dürüstlüğü ile bilinen yapıya sahip olmalıdır.

Halktan kopuk, kendi ikbal ve çıkarlarını düşünen liderlerin sonu hüsrandır. Ama ne hikmetse, bu düzende gemisini yürütenler, gerçekleri halktan gizlemeyi başarma noktasında gayet mahirdirler.

Bu gün çevremizde, sınırlarımızın hemen ötesinde bulunan Müslüman ülkeler zor bir dönemeçten geçmekte, tarihte belki de hiç yaşamadığı, kuşatılmış bir kıskacın pençesinde zulüm görmektedir.

Küresel güçler, Müslüman ülkelerin kanını emmektedir. AB ve ABD devletleri, fitnenin başı olan Yahudi devletinin isteklerine sürekli çanak tutmaktadır. Zaman zaman da birileri tarafından aba altından sopa gösterme küstahlığını da ibretle izlemekteyiz.

İslam ülkelerini, Haçlı zihniyetiyle ezmeye çalışan AB ve ABD’ye kesinlikle karşıyım. Siyonizm’in gayesi Müslüman Türkler’in geleceğine ipotek koymaktadır. Saddam’a “zalim” dediler. Irak’ı işgal edenlerin suçlamalarının hangisi doğru çıktı? Bu ülkede binlerce Müslüman katledildi, kimin umurunda? Libya Kralı Kaddafi hedef alındı ve kan gövdeyi götürdü. Suriye’de akan kanın hesabını soran var mıdır? Mısır’da binlerce insan katledildi, demokrasi ve insan hakları savunucuları nerededir?

Yaşanan bunca acı tecrübelerden vazife çıkarmanın zamanı geldi ve geçmek üzeredir. Güçlü devletler, ancak güçlü, milli ve manevi değerlerle yükselirler.

Kırmadan, dökmeden, hoşgörü sınırlarını aşmadan siyaset yapmak, milli birliğimize ve beraberliğimize zarar verecek her türlü eylemden uzak durmak gerekir.

Türk milleti bu cennet vatanı, dıştan ve içten yıkmaya yönelik bir takım senaristlerin oyununa gelmeyecek kadar güçlü ve basiretli devlet geleneğine sahiptir.

Bir değerli dostumun dediği gibi “Allah’ın değirmeni yavaş döner, ama ince öğütür”. Bu konuda toplumun her kesimi, iktidarı, muhalefeti, medyası, sivil toplum örgütleri ve bilim adamlarıyla daha duyarlı olma zorunluluğu vardır.

Bu toprağın üstü kadar, altının da olduğunu hatırlatmak isterim. Atılacak adımları ölçülü, konuşulacak sözleri özenli ve dikkatli seçmek gerekir. Elbette ki, çevremizde olup bitenlerden ders çıkarmak gerekir.