H. Ali YILDIRIM


AMERİKA’NIN GEZİ PARKI

YENİ DÜNYA - H. Ali YILDIRIM


Sonunda olan oldu, sıra kendilerine geldi, 27 Mayıs 2020 tarihinden beri Amerikan iç kargaşası yakıp yıkıyor, molotof kokteyller patlıyor, araçlar yakılıyor, gösteriler büyüyor. ABD Başkanı “Yağma başlarsa silahlar konuşur” diye beyanat vererek yangına benzin döküyor. Diğer yandan Milli Muhafızları göreve sevk etmek için adeta can atıyor. Başkan sanki dört gözle bugünü bekliyormuş gibi bir havada. Kimi kaynaklar onu ABD Derin Devleti yanında gösterirken kimi yabancı kaynaklar ise küreselcinin aygıtı olarak gösteriyor. Bu kısmı karışık, ama bir açıdan Sovyetlerin Gorbaçov’u rolünde gözüküyor, yumuşak düşüşün kaptan pilotu olarak…

Yaşananlar aslında Arap Baharı ve Gezi Parkı ile aynı formatta, her şey sosyal medya üzerinden yönetiliyor, adı Antifa olan bir örgüt başı çekiyormuş. Aldığım haberlere göre Antifa YPG ile birlikte Amerikan ordusu tarafından Suriye’de eğitilmiş, yani ABD’nin terör aygıtı döndü dolaştı kendisini vurdu. İşe bakın dünyaya terör satarken besledikleri terör aygıtı dönüp kendilerini vuruyor. Üstelik ortalık o kadar karışık ki, kimliği olmayan polis ve asker kılığında kişiler tepeden tırnağa silahlı sokaklara yayılmış durumda. Görüntüde küreselciler Trump’ı yıkmaya ve tekrar seçilmesini önlemeye çalışıyor, bu doğru olabilir ama büyük pencerede olanlar daha başka; sonunda Amerikan rüyası bitiyor ve dünya hegemonyası sona eriyor. 2001’de Afganistan, 2003’te Irak, 2009’da Libya, 2010’da Mısır, Tunus, 2011’de Suriye yani dünyanın orta kesiminde başlattıkları kıyım ile 2013 ve 2016’da Türkiye’de sahneledikleri iç kargaşa ve işgal girişimi şu an nasıl olduysa kendi topraklarına sıçramış durumda. “Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner” atasözü burada kendini doğruluyor…

Tüm olay sosyal medyadan yönetiliyor ve edindiğim bilgiye göre olayı tamamen yapay zekâ planlıyormuş. Bu maksatla milyonlarca kişi bilgisayarlar tarafından fişlenmiş ve kime hangi muamele yapılacağını bilgisayarlar belirliyormuş. İşin içinde ise Özel Kuvvetler, CIA, FBI, Güvenlik Şirketleri, Gizli Polis ve Düşünce Kuruluşları olduğu söyleniyor ve işin başı küreselciler. Asla bir ulus kavramını kuramayan çok uluslu ABD Devletinin, kurulduğu günden beri “Amerikan Rüyası” hayalleri ile geçen üç asırlık sürede yaptığı üç büyük yanlışı vardı bana göre. Bunlardan birincisi parayı putlaştırılması, ikincisi merkez bankasını özel sektöre vermesi, üçüncüsü ve en önemlisi de kovboy tarzı çarpık adalet anlayışıdır. Bu sayede II. Dünya Savaşı hariç herhangi bir zafere imza atamamıştır, Vietnam’da, Kore’de bile. Kendi ordusu ile dünyaya ihraç ettiği bu kovboy tipi çarpık adalet anlayışı şimdi sahibine geri dönmüş durumda. Aşırı özgürlükçü anlayış ve paraya olan düşkünlük devleti devlet yapan üç unsuru elinden kaçırmasına neden olmuştur. Bunlar; ADALET, ORDU VE PARA BASMA YETKİSİ’ dir. Bu üçünü de zamanla özel sektöre kendi eliyle teslim etmiş, sonunda kendisi de özel sektörün oyuncağı haline gelmiştir. Bugün uzay üstünlüğü bile özel sektöre geçmiştir, uzaya hâkim olan dünyaya hâkim olur, sonuç bu…

300 yıllık güç ve otorite sembolü olan Devlet önce işgallerde başarısız kılındı, sonra pandemi ile sarsıldı, acizliği tüm dünyaya ve iç dinamiklere gösterildi, bir iç ve dış otorite boşluğu yaratıldı ve en sonunda da militanlar sokaklara salındı. Tüm bunların tesadüfi olaylar olduğunu düşünmek saflık olur. 1991’de iki kutuptan biri olan Sovyetler kontrollü olarak çökertildi, 30 yıl sonra şimdi de diğer kutup sallanıyor, bu da bize başka bir düzenin geleceğini söylüyor. Küresel Sermaye, 20. YY’da İmparatorlukları yıkıp ulus devletlere yol açmıştı, 21. YY’da ise ulus devletlerle uğraşıyorlar, buna ABD’de dâhil. Küresel sermayeye karşı devleti savunduğunuz zaman ise küreselcilerin sosyal medyasında adınız hemen “faşist” olacaktır, oysa insanoğlu fert olarak hiçbir zaman bugünkü kadar özgür olamadı, hatta kendi milli değerlerini inkâr edecek kadar “zehirli özgürlük” seviyesinde. Devletlerin hükümranlık alanları ise yavaş yavaş daraltıldı, yakında “yüz tanıma programı” ile pasaportsuz geçiş başlar, görünen köy kılavuz istemez...

Not: Şimdi Amerikan dünya hegemonyası sallanıyor ve bu küresel otorite boşluğu demektir. Bu boşluk, kendini göstermiş olmalı ki, Libya’da UMH güçleri 3 Haziran’da Trablus Havalimanı’nı ele geçirdi ve Rusya aniden UMH ile resmi görüşmelere başladı. Bunun anlamı Fransa, Suud, BAE ve Mısır’ın Akdeniz hayallerinin suya düşmesidir. Yani Akdeniz’de Türkiye’nin eli güçlendi. ABD güç boşluğu ile birlikte bunun gibi birçok cephe çöküşü göreceğiz. Büyük gemiler sallanırken civardaki tekneler de bundan etkilenir, doğa kuralı böyle. Bu ise sadece bir başlangıç, daha hangi ülkeleri neler bekliyor hep birlikte göreceğiz…