ASIM CENGİZ GÜR


AREFE GÜNÜ

AREFE GÜNÜ


Arefe, Zilhicce ayının dokuzuncu günüdür. Bu sene için önümüzdeki Cuma günüdür.

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu ayın ilk on günü hakkında büyük müjde ve teşviklerde bulunmuşlardır. Bu teşviklerde Kurban Bayramı arefesinin ayrı bir yeri vardır. Çünkü insanlara gönderilen İlahi hükümlerin artık tamamlandığını bildiren "Bugün dininizi tamamladım" mealindeki Mâide sûresindeki âyet-i kerime bugünde nazil olmuştur.

Hz. Ömer`in şöyle dediği bildirilir:

"Bu âyet, Arefe günü olan Cuma gününde indi. Allah`a hamd olsun ki, Cuma da, Arefe de bizim için birer bayramdır."

Bugüne niçin "Arefe" denmiştir? Lügatta arefenin birkaç manası vardır: Tanışmak, öğrenmek, itiraf etmek ve güzel koku. Bugünün "Arefe" olarak adlandırılması, her dört manaya göre de açıklanmıştır.

Birinci manaya göre, Hz. Âdem (a.s.) ve Hz. Havva Arefe gününde Arafat`ta buluştukları için bugüne ve yere bu isimler verilmiştir.

Bir diğer görüşe göre, Cebrail (a.s.) Hz. Âdem`e (a.s.) hac ibadetinin nasıl yapılacağını öğretmiş; sonra da Arefe günü Arafat`ta vakfe yaptığı zaman ona "Artık öğrendin mi?" diye sormuş; Hz. Âdem de (a.s.) "Evet, öğrendim" demiş; bunun üzerine oraya Arafat, o güne de Arefe günü adı verilmiştir.

Bir diğer rivayete göre ise, Hz. İbrahim (a.s.) oğlu İsmail ve hanımı Hacer`i Mekke`de bırakıp Şam`a döndükten sonra yıllarca görüşememişler ve en sonunda Arafat`ta buluşmuşlar. Bu sebeple bugüne Arefe ve Arafat isimleri verilmiştir.

İtiraf manasına göre, hacılar Arefe gününde vakfe yaptıkları zaman Allah`ın rububiyetini, celalini, azametini ve samedaniyetini; kendilerinin de kulluk ve fakirliklerini, Allah`a son derece muhtaç olduklarını itiraf ederler. Nitekim Hz. Âdem de (a.s.) eşi Hz. Havva ile buluştuğu zaman birlikte "Ey Rabbimiz, biz nefsimize zulmettik. Bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen muhakkak biz zalimlerden oluruz" diye itirafta bulunmuşlardır.

Güzel koku manasını esas alanlar ise, mü`minlerin Arefe gününde Arafat`ta günahlarından istiğfar ettiklerini, günahlarının bağışlandığını, günahların manevi kirlerinden temizlendiklerini, yerine güzel manevi kokular süründüklerini belirtirler.

Nitekim hadiste haccı şartlarına uygun şekilde yapıp dönen kimsenin annesinden doğduğu günkü gibi ter temiz hale geldiğinin buyurulması, mü`minlerin günah kirlerinden arınıp bugünde manen çok güzel kokularla süslenmelerine işaret etmektedir.

Kur`ân-ı Kerimde şöyle buyurulur: "Arafat`tan (orada vakfeden sonra, seller gibi) boşanıp (Müzdelife`ye) aktığınız zaman Meş`ar-i Haramın yanında Allah`ı zikredin. O size nasıl hidâyet ettiyse siz de Onu öylece anın."

Bu âyette beyan edilen ve önemine işaret buyurulan gün, Arefe günüdür. Ve Allah bugünde zikir ve teşbihin çok arttırılmasını emir buyurmaktadır. Bir başka âyette Allah yine Kendisinin zikrini emretmektedir: "Sayılı günlerde Allah`ı anın (telbiye ve tekbir getirin)."

Buradaki "sayılı günler"in Arefe günü sabahından bayramın 4. günü akşama kadarki günler olduğu belirtilmektedir. Bugünlerde yüksek sesle tekbir alınır. Hz. İbrahim`e (a.s.) nisbet edilen bu tekbirlere "teşrik tekbirleri" adı verilir.

Bu âyet gereğince, Arafat günü sabahından bayramın dördüncü günü ikindisine kadar-ikindi dahil- bütün farz namazların peşinden teşrik tekbirlerini okumak vaciptir. Bu, Resulullah Aleyhissalatü Vesselamın sünnetiyle de sabittir. Ashabdan Hz. Cabir (r.a.) şöyle anlatır:

"Resulullah Aleyhissalatü Vesselam Arefe günü sabah namazını kıldırdı. Sonra bize doğru döndü ve `Allahü ekber` diyerek tekbir getirmeye başladı. Bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar tekbirlerine devam etti."

Mü`minlerin Kurban Bayramlarında farz namazların arkasından ikişer defa `Allahü ekber` ve arkasından `Lâilâhe illallâhü vallâhü ekber` şeklinde getirdikleri tekbirler, bu vücubun bir gereğidir.

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.av.) şöyle buyuruyor:

"Beş geceyi ihya edene Cennet vacip olur: Terviye gecesi (Kurban Bayramından iki gün önce Zilhicce ayının sekizinci gecesi) Arefe gecesi, Kurban Bayramı gecesi, Ramazan Bayramı gecesi ve Şaban ayının on-beşinci (Berat gecesi) gecesidir."

Arefe günü oruç tutmak hadislerde teşvik edilmiştir. Arefe günü oruç tutmanın sevabı hakkında Peygamber Efendimizden rivayet edilen hadis-i şeriflerin birinde :

"Arefe gününde tutulan oruç geçmiş bir senenin ve gelecek senenin günahlarına kefaret olur" buyurulmuştur.

Bazı alimlerimiz bu hadisi şerife işaretle : “Arefe günü orucunu tutanın, diğer arefeye kadar ölmeyeceğine ilişkin bir haber vardır, bu hadis-i şerifte” demişlerdir.

Yüce Allah (c.c.) hayırla bayrama erişmeyi ve Sevgili Peygamber Efendimizin (s.a.v.) sünnetlerini ve özellikle unutulmuş sünnetlerini ihya etmeyi, böylece O’nun ve Yüce Allah tarafından sevilen kullarının arasına girebilmeyi cümlemize nasib ve müyesser eylesin.