Bizim de hasbelkader kurucusu olduğumuz ve yönetiminde bulunduğumuz Küresel Gazeteciler Konseyi 2-5 Mart tarihleri arasında Almanya’da ‘Türk-Alman Medya Buluşması’ gerçekleştirdi. Programa KGK Genel Başkanı Mehmet Ali Dim riyasetinde 8’i yabancı yaygın ve yerel basından 42 gazeteci katıldı.
Yeri gelmişken bir cümleyle belirteyim, KGK’nın Almanya Temsilcisi Sefa Doğanay Sarıoğalan’lı. Hemşerim sağolsun KGK heyetini yalnız bırakmadı.
Türkiye’nin hassas bir süreçten geçtiği böyle bir dönemde niye Almanya’ya gittik?
Programın ilk gününde tecrübeli bir diplomat olan Berlin Büyükelçimiz Ali Kemal Aydın’ı ziyaret ettik. Sayın Büyükelçi bir diplomat hassasiyeti ile Türk-Alman ilişkilerinin tarihi süreci ve son durumunu anlatan bir konuşma yaptı. Sonrasında da sorularımızı cevaplandırdı.
Büyükelçilikten ayrıldıktan sonra ilk uğrak yerimiz. Berlin Parlamentosu ve Başbakanlık binasının karşısında bulunan basın merkezi oldu. Bizi burada TRT Berlin Temsilcisi İlhan Atasoy karşıladı. TRT Berlin bürosunda bugünlerde hummalı bir çalışma var. TRT Almanca’nın dijital ortamda yayına geçmesi için teknik ekip hummalı bir çalışma yapıyor. TRT Almanca yayını geç bile kalmış. 1987-2009 yılları arasında 22 yıl Kayseri muhabirliğini yaptığım TRT, yeni kanalları ile son yıllarda güzel atılımlar gerçekleştirdi. Almanya’da 3.5 milyon Türk kökenli vatandaşımız var. Avrupa’da ise bu rakam 5 milyona ulaşmış durumda.
TRT Berlin Bürosu ile birlikte AA Berlin Temsilcisi Cüneyt Karadağ ile görüşerek AA’nın çalışmaları hakkında da bilgi aldık.
Sonraki durağımız Almanya, hatta Avrupa’nın en etkili televizyonu (Devlet televizyonu) ZDF’nin merkeziydi. Heyetimizi burada ZDF Genel Koordinatörü Theo Koll karşıladı. ZDF’yi Türkiye’den böyle bir gazeteci topluluğu ilk kez ziyaret etmiş. Ziyarette mesleki sorunları, işbirliğini konuştuk. KGK Genel Başkanı Dim, Türkiye’nin yıllardır sürdürdüğü terörle mücadelesine Avrupa’nın yeterince destek vermediğini ifade etti. Avrupalı gazetecilerin Türkiye’ye bakışında önyargılı olmaması gerektiğini söyledi.
Malatyalı hemşerilerimiz Berlin’de çok güzel örgütlenmişler. Berlin Malatyalılar Derneği Başkanı Vahap Bayram uzun süredir Berlin’de çocukları ile gayrimenkul ve inşaat işleri yapıyor. Başarılı bir işadamı... Heyetimize Türkler’in sahibi olduğu bir otelde öğle yemeği verdi. Seyahatimiz boyunca da bizi yalnız bırakmadı Vahap Bey.
Aynı gün akşam saatlerinde kısa adı TDU olan Türk-Alman İşverenler Birliği’ni ziyaret ettik. Burada bir de panel vardı. Panelde, KGK Genel Başkanı Mehmet Ali Dim, Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odaları Yönetim Kurulu Üyesi Bahattin Kaya, Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Külahçı birer konuşma yaptı. KGK Diyarbakır Temsilcisi Veysi İpek kısa süre önce geldiği İdlib’de yaşanan durumla ilgili bilgilendirme de bulundu. TDU Başkanı açılış konuşmasında Türk-Alman ticari ilişkileri konusunda kısaca bilgi verdikten sonra, ilk kez bu kadar kalabalık bir gazeteci heyetini ağırladıkları belirtti. Panelistler ülkemizden gelen veya Almanya’da görev yapan meslektaşlarımızın sorularını da cevaplandırdı.
Ertesi gün otobüsle uzun bir yola çıktık. 7 saatlik (gidiş-geliş 14 saat) bir yolculuktan sonra Frankfurt’un banliyösü olan Hanau’ye ulaştık. Hanau, Türklerin yoğun yaşadığı bir şehir. Bu şehirde 19 Şubat’ta ırkçı bir saldırı düzenlenmiş ve 9 vatandaş hayatını kaybetmişti. Bu vatandaşların 4’ü Türk... İlk durağımız saldırının gerçekleştiği cafe oldu. Mumların yakıldığı, çiçeklerin bırakıldığı cafenin önüne biz de çiçek bırakarak dua ettik. Sonra belediye binasının da bulunduğu meydana geçtik. Burada bulunan heykelin önünde de benzeri bin manzara vardı. Burada hayatını kaybeden Ağrılı ve Çorumlu vatandaşlarımızın yakınları ile görüşüp acılarını paylaştık. Konuştuğumuz Hüseyin Mengücek ve Behlül Bayram isimli vatandaşlarımızın hüznünü, korkusunu, endişesini yüzlerinde görmeniz mümkündü. Aynı akşam Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeir, Başbakan Merkel, eyalet yöneticileri ve bizim Franfurt konsolosumuzun da katıldığı bir anma programı vardı. Cumhurbaşkanı ve Başbakan yaptıkları değerlendirmede saldırının asıl kendilerine düzenlendiğinin altını çizdiler.
Bunu diyen Alman yöneticiler ve Avrupalıların her gün yükselen ırkçılığa karşı hangi önlemleri aldığını da sorgulamak gerekmez mi?
Avrupa’ya, Almanya’ya bir korkunun hakim olduğunu gördüm. Korona ve göçmen korkusu... Korana sokakları tamamen boşlatmıştı. Yunanistan sınırlarını zorlayan ‘düzensiz göçmenler’ ise Almanya başta Avrupa’yı korkutuyordu.
Almanlar 1960’lı yıllardan itibaren Almanya’yı mamur hale getiren başta Türkler olmak üzere eşit ve adil davranmadığı müddetçe ırkçılığı önleyemez, korkularını yenemez.
Mış… Miş… Muş…
00-ASKON’un düzenlediği Kültepe Ekonomi Zirvesi’nde Bakan Mustafa Varank’tan çok, Sümeyye Erdoğan Bayraktar ilgi görmüş.
00- CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kim olduğunu bilmediğimiz Çağdaş İş Adamları Platformu’nun basına kapalı toplantısına katılması şaşkınlık yaratmış.
00-Türkiye’nin en zengin ilk 100 isminin arasında İstanbul’ da yaşayan 10 kadar Kayserili de varmış.
00-İYİ Parti’de Süleyman Bozkurt’un sağ kolu emekli asker Sebati Ataman da il başkanı adaylığını resmen açıklamış.
00-AK Parti cumartesi günü Kocasinan ilçe kongresi ile start veriyormuş.
00-Başkan Çolakbayrakdar ilçeye 5 yılda yaptıklarını anlatırken AK Parti kurmayları ve belediye başkanları da yalnız bırakmamış.
KULİS BULVARI
KILIÇDAROĞLU’NUN
BİR GARİP ZİYARETİ
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun hafta sonu Kayseri’ye geldiğini öğrenince şaşırdım. Kılıçdaroğlu, yöneticilerinin kimler olduğunu bilmediğim Çağdaş İş Adamları Platformu tarafından davet edilmiş. Kemal Bey şehrimizde 5 saat kalarak ‘basına kapalı’ toplantıda kimler olduğunu bilmediğimiz iş adamlarını dinlemiş. Muhalefet lideri ile iş adamlarının buluştuğu bir toplantı basına neden kapatılır anlamıyorum. En azından Sayın Kılıçdaroğlu ile bu Platformun başkanı kimse, O’nun açılış konuşmaları ile ilgili bölüm basına açık yapılabilirdi. CHP Lideri parti binasına uğramadan, sokaktaki vatandaşla bir temasta bulunmadan bir otele gelip gitmiş. Bu Platform üyelerine ‘Niye basına kapalı böyle bir toplantı yaptınız?’ desek, ‘İş adamları ekonomik durumu açıkça söylemekten korkuyorlar’ mı, diyecek acaba?
