H. Ali YILDIRIM


AYA AYAK BASMAK

Yeni Dünya - H. Ali YILDIRIM


20 Temmuz 1969, Amerikalı Astronot Neil ARMSTRONG´un ayak basan ilk kişi olduğu yıl. Her yıl Amerikalılar bu ulusal kahramanlık gününü kutluyorlar. Bu Ay denen gezegene ilk aracı ise benim doğduğum yıl olan 1965 yılında Sovyetler Birliği (Bugünkü Rusya) göndermiş. Ama demek ki aracı göndermiş fakat yolcu aya ayak basamamış. Bu ayak basma işi 4 yıl sonra Amerikalılara kısmet olmuş. Buna ilişkin birkaç ta resim yayınlanmış. Ulusal düzeyde o kadar yankı yapmış ki Armstrong milli bir kahraman olmuş. Kahramanlığa uygun çok ta güzel bir soy isim seçmişler ?Armstrong = Kolugüçlü ya da Güçlükol?. Hikâyeye göre Armstrong 2 yaşında kaybettiği kızının bileziğini de dönmeden önce Ay´da bırakmış. 11 Aralık 1972´de ise Challenger isimli uzay aracı ile aya inen Eugene CERNAN isimli astronot Ay´ı son terk eden kişi olmuş. Ancak bu kişi pek meşhur olmamış, üstelik Armstrong´un kızının bileziğini de getirmemiş. Bir daha da Ay´a giden olmamış. ?Veteranstoday? isimli siteye göre Armstrong, 2012 yılında 82 yaşındayken ?hatalı ameliyat? sonucu ölmüş ve istatistiklere göre ise hatalı ameliyat, ölüm sebepleri arasında kalp krizi ve kanserden sonra ABD´de üçüncü sıradaymış. (Carol Duff, Veterans Today, 27 Temmuz 2019)

Ay macerasının başlangıcı ABD Başkanı J. F. Kennedy´nin 12 Eylül 1962 tarihli ünlü ?Ay Konuşması? dır. Uzunca bir metni olan bu konuşma da Başkan kısaca ?Hedefiniz Ay´dır, ileri? komutunu veriyor. Konuyla ilgili olmasa da Kennedy, 22 Kasım 1963´te de suikast sonucu ölüyor. Başkanın bu hedefi koymasının ardından da muhtemelen, NASA, Özel Sektör ve Silahlı Kuvvetler var gücüyle çalışmaya başlıyor. Bu sayede Amerikalılar, uzay aracı, uzay üssü, astronot yetiştirme, yeni giysiler, yörünge hesapları, yüksek ısıya dayanıklı metal, uzun mesafe haberleşme, yüksek yoğunluklu bilgi hesaplama ve depolama, yani bilgisayar gibi konularda ARGE ve yatırımlar yapıyorlar. Bugünkü bilgisayar, uzun mesafe haberleşme, bilgi depolama, teflon kaplama, ısıya dayanıklı alaşımlar ve bilemediğimiz birçok yenilik te bu çalışmalar sayesinde bulunuyor?

Ancak, tüm internet sayfalarında ?Aya ayak basma? konusunda bir şüphe kokusu var. Amerikan toplumunda bile... Fotoğraf uzmanları resimlerdeki gölge hatalarını vs. gündeme getirerek insanların zihninde bir şüphe duygusu uyandırıyorlar. İnsanın aklına yüzlerce soru geliyor: Niye şöyle adamakıllı bir video yok? Daha fazla fotoğraf çekilemez miydi? Madem ayak basılabiliyordu da bir ay üssü neden yapılmadı? 1972 hariç, daha sonra neden tekrar tekrar gidilmedi? Maden aranamaz mıydı? Öyle ya tüm keşifler bir seferde yapılmış olabilir mi? Uyduları yörüngede tutmak yerine aya yerleştirmek daha ekonomik olmaz mıydı? Eskiyen uydular aya götürülüp orada depolanamaz mıydı? Yüzlerce Atom Bombası denemeleri neden ayda yapılmadı da dünyaya zarar verildi? 1969´da uzaydan atmosfere girme sıcaklığına dayanıklı metal bulunmuş muydu? Bu soruların muhatabı uzmanlardır ama biz ?ateş olmayan yerden duman çıkmaz? demekle yetinebiliriz? 

Bu açıdan, aya ayak basılmış olsun ya da olmasın, ?Bugünkü yüksek teknolojiye Başkan Kennedy´nin verdiği ?Ay Hedefi? sayesinde ulaşılmıştır.? demek yanlış olmaz. Ayrıca, Ay´a ayak basmak o zaman için çok büyük bir propaganda aracı idi. Çünkü bu proje büyüklük ve üstünlük ifade eder, zihinlerde bir devleti süper güç yapar. O zaman ki Sovyet Canavarına (!) karşı müthiş bir propaganda: ?Uzaydan vururum? tehdidi büyük bir psikolojik üstünlük. 1962´deki konuşmadan hemen sonra 1965´te Sovyet aracı Ay´a insansız gidiyor, yani Sovyet ?Ben daha hızlıyım? diyor ve üstünlüğü ele geçiriyor. 1969´da ise ABD ?Ayak basmadığın yer senin değildir´ prensibi ile Armstrong´un ayağını Ay´a yan (!) bastırıyor ve ?Burası benimdir? diyor, mührü basıyor. ?Yan? diyorum çünkü deliller dünya kamuoyunu pek tatmin etmişe benzemiyor. Bu haliyle bile, projenin büyük bir ?psikolojik harp? unsuru olduğuna hiç şüphe yok. Çünkü ?Tehdit-korku-tepki? sarmalı devreye girmiş ve o zamanki harp sanayiine olağanüstü bir ivme katmış. Diğer yandan Ay´ın o tarihten beri bir sahibi vardır. ?Ay´a ayak basma? konusunun bence en önemli kısmı budur?