SAMİ DAYANGAÇ


BAĞIMSIZLIK SEMBOLÜ AYASOFYA

GÖZLEM - Sami DAYANGAÇ


Ayasofya açılmalıdır…

Türk'ün kapanış bahtıyla beraber açılmalıdır

Yalnız manayı anlasak yalnız onu yerine getirebilsek

Ayasofya'nın kapıları sabır taşı gibi çatlar kendi kendisine açılır.

Kendi öz evimizde ruh ve mukaddesat odamız Ayasofya budur!

Üstün hükümdar Başbuğ ve aksiyon adamı Fatih İstanbul'u fethedip onun kalbi Ayasofya'da namazını eda ettiği zaman taarruz kıskacının mihver çivisini ele geçirmişti. Ayasofya aziz bir kitap gibi açılacak…

Yukarıda takdim ettiğimiz sözlerin sahibi üstat Necip Fazıl'dır. Başlığımızda da belirttiğimiz gibi Ayasofya sadece sıradan bir ibadethane değildir. İlk kez hiç bir baskıya boyun eğmeden, biz bağımsız bir devletiz ve kendi kararlarımızı kendimiz alırız diyen bir devletimiz var.

Fatih adlı aslan, Bizans’ı fethettiğinde kılıç hediyesi olarak bu ibadethaneyi camiye çevirmiş ve asırlarca da cami olarak kullanılmıştır. Cumhuriyetin kurulumundan sonra, belki Avrupa ülkelerine şirinlik olsun diye, o zamanın şartlarında camiden müzeye dönüştürülmüştür. 1932 yılında ezanın Türkçe okunması kararlaştırıldı ve uygulanmaya başlandı. Direnen çoğu imamlar cezalandırıldı. 16 Haziran 1950 yılında tüm eleştirilere direnen Adnan Menderes ezanın aslı gibi okunması kararını ve emrini verdi. Bu kararla Müslüman Türklerin tek bir arzusu kaldı; Ayasofya'nın yeniden cami olarak açılması. 1934 yılında durup dururken, hiçbir devletten talep gelmemişken camiden müzeye dönüştürülen Ayasofya yeniden aslına döndürüldü. İki büyük lider, Müslüman Türklerin hasletlerine son verdi. Merhum Menderes ezanı aslına çevirdi, Sayın Erdoğan Ayasofya'yı camiye. Kişisel görüşümüz odur ki ülkemiz bir prangadan daha kurtulmuştur. İnşallah sıra boğazlara gelir.

Avrupalı’nın, Yunan’ın, hatta Amerikan’ın camiye karşı çıkmasını meşreplerine verebiliriz ama ya içimizdekiler ne olacak? Meclis kürsüsünden çıkıp Ayasofya asla cami olmamalıdır, hatta Sultan Ahmet de müzeye dönüşmelidir diyenler ne olacak? Bu korku, bu yabancılara karşı sinmişlik de neyin nesi?

Sevin sevmeyin, ilk kez yürekli bir cumhurbaşkanı tüm baskı ve uyarılara kulak asmadan, bağımsız güçlü bir ülke olduğumuzu, kimseden korkmadığımızı net olarak gösteren bu ulvi kararı aldı, helal olsun.

Daha dün hain kalkışmanın yıl dönümüydü. Siz inanıyor musunuz dış güçlerin kumpası olmasa kendi içimizden, kendiliğinden hainler çıksın? Bize göre emperyalist güçlerin kalkışmasıydı. Gezi prova, bu eylemdi. Nasıl ki 1978’de başlayan ihtilal hazırlıkları 1980’de tamamlandıysa, bu da 1993 yılından başlayarak hazırlanan bir eylemdi. Bu, ayrı bir yazı konusu.

Ayasofya’nın ibadete açılmasına karşı çıkan bazı sinmişler gelir kaybından söz ediyorlar. Oysa iyi analiz edilirse bu bağımsızlığın yeniden ilanıdır. Atalarımız Avrupa’yı fethettiklerinde camiler, ibadethaneler yapmışlar. Günümüzde kaçı duruyor? Neden yıktınız diye sorabildik mi? Kimse de bize hesap soramaz. Uzun adam, dik dur, eğilme diye slogan atılırdı. Evet, uzun adam dik durdu, eğilmedi ve Ayasofya’yı ibadete açtı. Bugün bayram değil mi?