VELİ ALTINKAYA


BİR GÖNÜL EHLİ: CEMİL BABA

GÜNDEM - Veli ALTINKAYA


... 5 Kasım 1982, günlerden cuma... O tarihte nahiye merkezi olan Talas Belediyesi’nin otobüslerinden birine binen  Cemil Baba cuma namazını kılmak için şehir merkezine gelmekte... Otobüs içerisinde şu sözleri söylediği naklediliyor.

-Anam beni çağırıyor, yarın anama gideceğim...

Bu sözleri sarfeden Cemil Baba ertesi gün, 6 Kasım 1982’ de, yani bundan tam 38 yıl önce bugün yeğeni Ali Felek’in Talas’taki evinde Hakk’a yürüyor.

Ve bir gün sonra (7 Kasım 1982) anayasa oylaması olmasına rağmen, Cemil Baba’nın naaşı Hunat Camii’nde kılınan cenaze namazı sonrasında muhteşem bir kalabalıkla Talas’ta toprağa veriliyor.

Bu topraklarda ‘gönül ehli’ hiç eksik olmamış. Seyyid Burhaneddin’den, Seyyid Zeynelabidin’e, Davud-el Kayseri’den, İbrahim Tennuri’ye, Hamid-i Veli’den (Somuncu Baba) Cemil Baba’ya kadar bu topraklar nice gönül insanının uğrak yeri olmuş.

Cemil Baba, Kayseri Olay Gazetesi’nde benim mesleğe ilk adım attığım yıl vefat etmişti. Öncesinde Kayseri sokaklarında gördüğüm ‘meçhul ve meczup bildiğim’ zatlardan biriydi. Vefatının üzerinden bir yıl geçmeden Cemil Baba ile ilgili bu gazetede (1983) uzun bir dizi yayınladım. 1984’de de o yazı dizisi bazı değişikliklerle Kültür ve Sanat Yayınları arasında ‘Allah Dostlarından Mavi Boncuklu Cemil Baba’ adıyla kitaplaştı. Yıllar sonra (aradan 32 yıl geçtikten sonra) dönemin Talas Belediye Başkanı Dr. Mustafa Palancıoğlu’nun ‘Abi Cemil Baba kitabının yeni baskısını yapsak’ talebi üzerine Ekim 2016’da aynı adla kitabın ikinci baskısını Laçin Yayınları neşretti...

Geçtiğimiz günlerde bir vesile ise sohbet ettiğimiz Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın, aslen Talas’lı olan ERÜ Edebiyat Fakültesi’nden bir hocamızın Talas’ın manevi mimarları ile ilgili bir kitap çalışması yaptığını, bu anlamda benim imzamı taşıyan kitabı ve Cemil Baba’yı da o çalışmanın içerisine almak istediklerini söyledi.

Hepimiz şehrimizin değerlerine sahip çıkmalıyız. Bu değerleri illa ki ‘manevi mimarlar’ olarak almayın. Bu şehre hizmet etmiş ne kadar meslek mensubu varsa hepsinin adını yaşatmalıyız.

Cemil Baba da bu şehrin yetiştirdiği manevi mimarlardan biri. Mustafa Yalçın Başkan ilçesinin değerlerine sahip çıkma adına gayretli bir çalışma içerisinde. Bugün saat 20:00’da Cemil Baba’yı vefatının 38. yılında anma odaklı online bir toplantı yapılacak. Talas Belediyesi Kültür Müdürü’nden böyle bir davet geldi. Orada dilimizin döndüğünce biz de üç-beş kelime edip bu şehrin manevi dinamiklerini rahmetle anacağız.

 

“EĞLENCEYİ BIRAKALIM”

Covid-19 virüsü şehrimize, ülkemize ve dahi insanlığa tehdidini sürdürüyor. Son 10 günde şehrimizde vaka sayıları yine arttı.

Şehir Hastanemizin başarılı Başhekimi ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik Hocamızı ara ara bir tanıdıkla ilgili bilgi almak için rahatsız ediyorum.

Dün de hocamızdan bir tanıdığımın virüs nedeniyle hastanede yatan anne ve babası için bilgi almak istedim. Sağ olsun hastayla ilgili bilgi verdi. Telefonda, “Hocam yine virüsü artırmışsınız” diye takıldım.

İlhami Hoca mütevazi, dürüst ve çalışkan bir hekim. Gerçekten martın ortasından bu yana ekibiyle birlikte mesai mefhumu gözetmeden çalışıyor. Dedi ki:

“... Evet abi maalesef arttı. Biz eğlenmeyi, toplu organizasyonlara katılmayı bırakmadığımız sürece bu virüsle mücadele edemeyiz. Zorunlu olmadıkça evden çıkmamalıyız. Kalabalıklar halinde yeme-içme, eğlenme mekânlarına gidersek, kapalı mekânlarda kalabalıklar halinde bulunursak, maskeli de olsak, mesafeye dikkat de etsek virüsün bulaşmasını engelleyemeyiz. Yiyip-içtiğiniz bir yerde nasıl maske takacaksınız? Maske takmazsanız virüsün bulaşmasını nasıl engelleyeceksiniz...”

Aslında hem Bakanlar Kurulu’ nun hem de Kayseri Pandemi Kurulu’nun aldığı kararları dikkatlice sorgularsak yetkililer ve hekimler bize çok şey söylüyor.

Mesela ne diyor? Evinizde bile olsa doğum günü yapmayın. Binada hiçbir oturmaya, toplantıya katılmayın, cafeye, restorana, kahvehaneye gitmeyin.

Aslında denilen bu... Devlet bunu resmen söylese yeme-içme mekânlarını kapatmış olacak. ‘Hayat devam ederken virüsle mücadeleyi nasıl sürdürürüz?’ sorusuna cevap arıyor bizi yönetenler.

Havaların soğuması ile birlikte gribal enfeksiyonlar da arttı. İnsanlar ister istemez kapalı mekanlarda daha fazla kalıyorlar. Dolayısıyla virüsün bulaş oranı da artıyor. Allah rızası için hepimiz maske, mesafe ve hijyenle, bilim insanlarının uyarılarına daha fazla dikkat edelim.

 

KULİS BULVARI

BELEDİYELERİMİZİN KAYNAKLARI

Belediyelerimizin basın-yayın birimlerindeki arkadaşlarımızın son birkaç günde gönderdiği bültenlere baktım. Belediyemizin biri kütüphane açıyor. Bir başka belediyemiz Vali’nin huzurunda hayırsevere okul protokolü imzalatmış. Hayırsever, ortaokul ve lise yapıyor. Belediye Başkanı da ‘anaokulu ve ilkokulu ben yapayım’ diyor. Bir başka belediyemiz üç mahalleye hizmet edecek sağlık ocağı yapmış. Geçtiğimiz günlerde belediye başkanlarımız ile yaptığımız programlarda halktan gelen sorulara baktım; internete ulaşamayan vatandaş da belediye başkanından yardım istiyor. Yani Ankara bütçesinden yapılması gereken ne varsa belediyelerden isteniyor. Eyvallah, belediyelerin görevi halkın hayatını kolaylaştırmak. Başkanlarımız da bu taleplere ‘başlarını açıp’ koşuyorlar. İyi de yerelde kullanmamız gereken kaynaklarımızı buralara aktaracağımıza, Ankara’dan ödenek getirtebilsek olmuyor mu?

 

Mış… Miş… Muş…

00-Havaların soğuması ve vatandaşların uyarılara dikkat etmemesi nedeniyle hastanelerde virüs yoğunluğu artmış.

00- Şehir Hastanesi Başhekimi ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik “Kapalı mekânlardan ve eğlenceden uzak durmalıyız” demiş.

00-Vali Günaydın, son İl Hıfzıssıhha Toplantısı’nda virüsle mücadelede bazı kamu görevlilerini isim vermeden sert bir dille eleştirmiş.

00- ERÜ’de yerli aşının insan üzerindeki ilk denemeleri başlamış.

00- 2016’da 15 askerimizi şehid eden alçaklardan 5’i daha cezaevine gönderilmiş.

00-OSB eski Başkanı Ahmet Hasyüncü, yerel gazetelere verdiği ilan ve kamuoyuna yaptığı açıklama ile isim vermeden OSB Başkanı Tahir Nursaçan’a göndermelerde bulunmuş.

00-Memduh Büyükkılıç ve Şaban Çopuroğlu Ankara’ya gitmiş.