VELİ ALTINKAYA


BİR ŞEHRİN ADI

GÜNDEM - Veli ALTINKAYA - Tekrar Yazıları


Türk siyasi tarihinde benzeri bir olay eminim ki az yaşanmıştır... Ana muhalefet partisinin lideri yaklaşık bir yıldır hemen her konuşmasında bir şehrin adını ‘yolsuzluk’la birlikte zikretmektedir.

Elbette insanların olduğu yerlerde hatalar, çirkinlikler, usulsüzlükler, hatta yolsuzluklar olabilir. Bu durumda kamuya düşen, kamu adına otorite kullananlara düşen de bunun üzerine gidip haklıyı ve haksızı ortaya çıkartmaktır. Halk da olanları gözler ve önüne ilk sandık geldiğinde hükmünü verir.

Başkan Özhaseki’ye önce Ankara’dan bir tanıdığından Malatya’daki bir kamu görevlisini dinlemesi için telefon geliyor. Başkan ve kurmayları Malatya’dan gelen şahsı dinliyor ve aldıkları bilgiler ışığında belediyede işçi olarak çalışan bir kişinin bazı usulsüzlüklere karıştığı kanaati müfettiş raporu ile de oluşunca Savcılığa suç duyurusunda bulunuyorlar.

Yargı takipsizlik kararı veriyor ve aradan üç yıl geçtikten sonra bir milletvekili ‘yeniden aday olabilmesinin şartı’ gibi gördüğü konuyu genel başkanına takdim ediyor ve o genel başkan tam 11 aydır her konuşmasında ‘Kayseri ve Yolsuzluk’ sözcüklerini yan yana kullanmaktan geri durmuyor.

Konuyu yeniden yargıya taşıyor, yargı bir kaç memurla ilgili dosyanın ana dosyadan ayrılmasını, Başkan Özhaseki ve dosyadaki isimlerin çoğunluğu hakkında da yine takipsizlik kararı veriyor.

Böyle bir noktada siyasilere, sadece siyasilere değil sorumluluk sahibi herkese düşen görev yargıya intikal etmiş bir konuda kesin hüküm verilinceye kadar beklemektir.

Fakat bizimkiler öyle yapmıyor. Anadolu’nun bir güzel şehrini, güzel insanların yaşadığı şehrin adını yolsuzlukla birlikte dillendirmekten geri durmuyorlar. Başkan Özhaseki’nin tespitiyle Kayseri ve Kayseri Belediyesi’ne yönelik bir olumsuz ‘algı’ oluşturmak istiyor.

Türkiye sandık başına gideli 5 ay oldu. O seçim sürecinde de bu konu çok dillendirildi. Türkiye’de alınan sonuç bir yana, Kayseri’de 3 kişiden 2’si muhalefet liderinin suçladığı partiye oy verdi... Yani halk söylenenlere itibar etmedi.

Halkın itibar etmediği suçlamada yargı büyük ekseriyetle takipsizlik kararı verirken, bir kaç memurla ilgili soruşturma arzusunu topyekun o şehre, o şehrin yöneticilerine mal etmek en hafif tabirle insafsızlıktır. Sayın Kılıçdaroğlu yargı süreci tamamlanıncaya kadar ‘Kayseri ve yolsuzluk’ sözcüklerini yan yana kullanmaktan uzak durmalıdır. Yargı kararıyla cezaevine giren partisine mensup belediye başkanlarını da gözünün de bulundurarak Sayın Kılıçdaroğlu da ‘üç memurla’ ilgili kararın da sonunu beklemelidir.