VELİ ALTINKAYA


BİR YİĞİT PAŞA (ORG. ARİF ÇETİN)

GÜNDEM - Veli ALTINKAYA


Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin ile dün kahvaltıda kısa süreli sohbet etme imkanı buldum.

Arif Paşa Ankara’nın Kalecik İlçesi’nden... Vatanı, bayrağı, milleti, ezanı, namusu için gözünü kırpmadan savaşan yiğit bir asker Arif Paşa...

Demokrasiye inanmış, millet iradesini baştacı etmiş yiğit bir asker...

O’nu hain-alçak darbe girişiminin olduğu gece televizyonlara bağlanarak devletinin ve milletinin yanında duran gür, kararlı sesi ile tanıyoruz.

O alçak geceye gidelim, bakalım Paşa ne yapmış.

15 Temmuz 2016, meşum girişimin olduğu akşam saatleri...

Bir dönem Kayseri Komando Tugay Komutanlığı da yapan, dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi, Komutanlık  Harekat Başkanı Korgeneral Arif Çetin’i arayarak “Paşam patlama sesleri var, haberin var mı, bir bak” diyor.

Sonrasını 15 Temmuz TBMM FETÖ/ PDY Darbe Girişimi’ni Araştırma Komisyonu’na o geceyi anlatan şimdiki Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin Paşa’dan dinleyelim:

 “... Darbe gecesi akşamı saat 21: 00 sularında Ankara Güvercinlik'te lojmanlardaki evime gittim. Eve vardığımda yemek sırasında Jandarma Genel Komutanı aradı ve “Arif Paşam patlama sesleri var, haberin var mı” dedi. Harekat ve İstihbarat Merkezi’ni aradım defalarca cevap vermiyor. Harekat Merkezi’ni aradım, telefonun biri açıldı. ”Sokağa çıkma yasağı var. Sıkıyönetim ilan edildi” diyor. Bu ses de her sabah bana olayları arz eden Kurmay Yüzbaşı Ahmet Özcan'ın sesi. Robot sesi gibi bu cümleyi söyledi sadece. “Ahmet” dedim. Kapattı bir senedir benimle, sesini tanıyorum.

TEM Daire Başkanı Turgut Aslan beni cepten aradı. “Komutanım darbe olmuş dedim duydunuz mu? ” dedi. Ben de “ Robot sesi gibi bir şey var sesini kopyalamış olabilir. Siber saldırı olabilir” dedim. Turgut Bey “İstanbul Boğaz Köprüsü’nde tanklar var” dedi. Mutfakta yemek yediğim için TV'yi görmedim. Turgut Bey de “Ankara Emniyet Müdürü ile birlikte yemek yedik, sizin karargaha yakınız” dedi. “Oraya gelip oradan geçeyim” dedi. Yolda cep telefonunu aradım Kurmay Yarbay Bülent çıktı telefona. “Ne var” dedim. “Komutanım her taraftan evrak yağıyor” dedi. “Darbe var komutanım” dedi. “Sakın hiçbir evraka işlem yapma 5-6 dakikaya oradayım” dedim. “Genelkurmay’dan emir geldi işlem yapmayanları tutuklayacaklarmış” dedi. “Ben geliyorum” dedim. Sonra Beştepe'deki karargaha vardım.

... Nizamiyenin karşısında Hisarcıklıoğlu cami önünde duvar var. Nizamiye çaprazında. Jandarma Özel Harekatı aradım, “Buraya gelin derhal” dedim. Harekat Merkezi’ni ele geçirmek için çalışmaya başladık. Bunları yaparken önce 13-14 katlı kabası bitmiş bir inşaat var. Önce orada bir sekreterlik kurduk. Tabi televizyon yok haber alamıyoruz. Bir ev arayın dedim. Çocuklar imamın lojmanı var ama ışık yanmıyor dedi. Işıkları kapatmış salonda televizyon izliyorlar. Biz kapıyı çaldık açmadı. İçeride olduklarını öğrenince “Biz jandarma polisiz, kapıyı kırmak zorunda kalırız” dedim. “Seninle bizim bir işimiz yok” dedim. Sonra açtık kapısının zincirini de açtı. Eşiyle çocukları telaşlanmışlar. “Bacım sizinle bir işimiz yok. Salonu, televizyonu bize bırak” dedim, içeri gönderdim. O sırada hem televizyon izliyor hem de adam geldi bizi jandarmaya ateş edin diye emir verince bizi darbeci olarak değerlendirmiş. Ama televizyonda konuşma yapınca boynuma sarıldı. “Komutanım ben sizi darbeci zannettim” dedi. İçeridekiler resmi dışarıdakiler darbeci gibi bir mantık oluşmuştu...”

Arif Paşa, Meclis Komisyonu’na verdiği bilgide darbe girişimini siber saldırı zannettiklerini belirterek devamla şunları söylüyor:

"Kışlaya geldiğimizde FETÖ darbesi olduğunu öğrendik. Hareket Merkezi’ne bu işleri yaparken Turgut Bey benden önce gelmiş beni sormuş “Arif Paşa buraya gelecek” demiş. “Tamam gel” demişler önce, almamışlar. O biraz bağırmış “Ben buraya çağrıldım geldim” demiş. “Tamam” demişler. Biz içeri girip operasyon başlattığımızda onu darbeyi yöneten albay ateş edip yaralıyor. Yanındaki korumasını şehit ediyor.

Harekat Merkezi’ne geldiğimde hayretler içinde kaldım. Hareket Merkezi’ni ele geçirenler İstanbul'dan gelmiş adamlar. İstanbul’ da akademideki öğrenci gelmiş oraya. Genelkurmay’dan binbaşı gelmiş. Mamak'tan zırhlı araç gelmiş. Hiç alakası olmayan birliklerden gelen kişilerdi...”

Arif Paşa darbe girişiminin kontrol altına alınmasından sonra da jandarma içinde terör yapılanmasına yönelik kararlı duruş ortaya koydu.

Bugün yurt içinde özellikle terör örgütü PKK’nın beli kırılmış ve sayıları bir elin parmakları kadar azalmışsa, bunda şüphesiz ki Cumhurbaşkanımızın kararlı iradesi, İçişleri Bakanımızın ve Arif Paşa’nın yiğit duruşunun payı çok yüksek...

Arif Paşa geçtiğimiz aralık ayında Nusaybin’de esnafı ziyaret edip, terörle mücadele konusunda meslektaşlarımızın sorularını cevaplandırırken, “Yurt içinde sayıları 500’ün altına indi. İnlerine bir bir giriyoruz. Köklerini kazıyacağız” demişti...

Çetin Paşa, benzeri değerlendirmeyi dünki görüşmemizde de yaptı...

Böyle gözünü budaktan esirgemeyen yiğit, kararlı, inanmış vatan evlatları oldukça bu devlet, bu millet tüm sinsi planları tersyüz edecektir.

Arif Paşa Kayseri, Kırşehir ve Kırıkkale Jandarma Alay Komutanlıkları’nda incelemelerde bulundu. Kayseri ziyaretinde Talas Belediyesi’nin ‘Jandarma Millet Bahçesi’ yapmak istediği alanla ilgili sanıyorum bir dizi görüşmelerde de bulundu.

Mustafa Yalçın Van Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri iken, dönemin Jandarma Asayiş Komutanı Arif Paşa ile yakın çalıştı. Aralarında iyi bir hukuk var... Arif Paşa’nın kurmaylarına ‘Mustafa Başkan’ın talebine sıcak bakın’ dediğini biliyorum. Kayseri jandarmamızın da bu tahsis karşılığında lojman vs. talebi var. Mustafa Yalçın Başkan’ın da bu noktada gereğini yapacağından şüphem yok.

Tanısanız siz de seversiniz Arif Paşa’yı. Tam bir asker, doğal, samimi, cana yakın Anadolu evladı.