VELİ ALTINKAYA


BİR ZİYARETİN ARDINDAN...

GÜNDEM - Veli ALTINKAYA - Tekrar Yazıları


Gazeteciler Cemiyeti Genel Kurulu’ndan bir süre sonra Köşk’ten randevu istedik. Özel kalemden arayan bir görevli “Talebinizi Beyefendi’ye arz ettik. Kayseri’de mi görüşmek istersiniz, yoksa Ankara veya İstanbul’a gelmek istersiniz?” dedi...

Görevlinin aramasından birkaç gün sonra Sayın Cumhurbaşkanı Kayseri’ye gelecekti... Elbette bizim Beyefendi ile Kayseri’de görüşmemiz daha iyi olurdu. Fakat oğlumun aynı güne gelen İzmir’deki mezuniyet töreni ve Artvin’de yapılacak TGF Başkanlar Konseyi Toplantısı nedeniyle Kayseri görüşmesinin bizi sıkıntıya sokabileceğini düşündüğüm için “Hanımefendi, eksik olmayın, takdir şüphesiz ki Sayın Cumhurbaşkanımızın, ama şartlar uygun olursa biz İstanbul’da görüşmeyi arzu ederiz” dedim. Geçtiğimiz perşembe aynı görevli arayarak Cumhurbaşkanı’nın 6 Ağustos Pazartesi günü saat 14.00’da Tarabya’daki Huber Köşkü’nde bizi kabul edeceğini söyledi.

Basın Yayın ve Enformasyon Kayseri İl Müdürü Mehmet Uğurlu ve BİK Kayseri Şube Müdürü Osman Başeğmez’ inde yer aldığı 13 kişilik bir heyetle sabah saat 09.10’da uçtuk İstanbul’a... İftara Kayseri’ye yetişebilmek için 17.10’a dönüş biletimizi aldık.

İstanbul’un trafiği malum. Görüşmenin uzaması halinde dönüş uçağını kaçırabilirdik. Başkanvekilimiz Oktay Ensari Cumhurbaşkanlığı Koruma Başkanı hemşehrimiz Osman Bey’i arayarak kabulü yarım saat öne çektirdi... Önce Eba Eyyüp-el Ensari Hazretleri’nin türbesini ziyaret ettik, sonra Köşk’e geçtik. Ankara ile kıyaslandığında giriş-çıkış ve güvenlik burada daha az. Envai çeşit ağaçların içinde Boğaza hâkim müthiş bir manzara... Önce genç görevlilerin refakatinde bir odaya alındık, kamera- fotoğraf makinesi konusunda uyarıldık, sonra Beyefendi’ye sunacağımız rapor, şilt vs teslim aldılar.

Boğaza hakim genişçe bir oda orta yerde bir toplantı masası, yan tarafından birkaç misafir koltuğu, arka fonda Atatürk posteri, Türk Bayrağı ve Cumhurbaşkanlığı forslu bayrak...

Sayın Cumhurbaşkanı heyetimize çok sıcak davrandı. Kayseri basınının genel durumu ve medyanın yaygın manadaki sorunlarına ilişkin iki sayfalık bir rapor ve beş dakika kadar süren bir sunum yaptım... 8 şehidimiz dolayısıyla “hem milletimize, hem de Başkomutan olarak zat-ı alinizin şahsında Silahlı Kuvvetlerimize başsağlığı dileklerimi arz ediyorum” diye sözlerimi tamamladım.

Sorunları görevliler tek tek not aldı... Rapor ve konuşma özetini Hükümete ileteceklerini ifade ettiler...

Çocukluk yıllarında dayısı Abdullah Satoğlu’nun sahibi olduğu Hakimiyet Gazetesi’nden, baskı ortamından bahsetti. Sonra Bürüngüz Cami yanındaki Çukur Kitapevi’nde İstanbul gazetelerinin gelişini nasıl beklediklerini anlattı. Kayseri gazetelerinin birleşme girişimini tam dört kez “bravo bravo” diyerek teşvik ve tebrik etti. “Kayseri basın yoluyla da Türkiye’ye örnek olmalıdır” mealinde yorumlar yaptı.

Kalkmak istediğimizde “Uçağa daha var. Gerekirse eskort veririz. Oturun” diyerek bırakmak istemedi. Normal ziyaretler için 15 dakika gibi planlanan ziyaret tam bir saat 10 dakika sürdü.

Genel olarak terör konusunda yaşadığımız sıkıntılardan uzun uzun bahsetti. Türkiye’nin yanı başında meydana gelen olayları anlattı, AB’ nin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıdan örnekler vererek Türkiye’nin uzun süredir istikrarlı bir yönetim ve büyüme gösterdiğini şehirler ve sektörlerden örnek vererek aktardı.

Cumhurbaşkanı’nın Kayseri’de olup bitenlerden haberdar olduğunu gözledim. Yeni bir havaalanı ve mevcut havaalanının genişleme konusunu birinci derecede ilgili olandan daha fazla biliyor. Erciyes Projesi’ni yakından takip ediyor. Kadir Has Stadı’nın zemininden, Kayserispor ile Erciyesspor arasında yaşanan stad kirizine kadar her şeyden haberdar. Kayserispor’un mutlaka şampiyonluğa oynaması gerektiğinin altını çizdi. Erciyesspor’un adını Kayserispor’a vermesinin önemine değinip sahip çıkılmasını istedi.

Bir de Huber Köşkü ile Kergah ve Işık Meydanı değerlendirmesi vardi ki sormayın gitsin. Sayın Cumhurbaşkanımızın hepinize selamları var. Kayseri’yi özlediğini her halinden anlıyorsunuz.

 

REKTÖR’ÜN YARDIMCILARI

ERÜ Rektörü Prof. Keleştemur yeni dönemde üç yardımcısını da değiştirmiş. Yüksek okul müdürlüğü yaptığı dönemde rektöre yakınlığını sağır sultanın dahi bildiği Hasan Yetim’in yardımcılığa geleceğini bilmeyen yoktu... Fakat diğer iki isim en azından benim için sürpriz oldu. Murat Doğan’ın İsmail Kayar’ın yerine Hukuk’a dekan olmasını bekliyordum. Tıp’tan sürekli bir yardımcı oluyor. Bu kez takdir ettiğim bir güzel insan olan Prof. Ahmet Çoşkun’un oğlu Abdülhakim Çoşkun Mustafa Çetin’den görevi devralacak. Atamalardan anlaşılıyor ki Rektör Keleştemur yardımcılarına yönelik eleştirileri dikkate almış... İsimlendirmeyim, ama kimi kastettiğimi üniversite çevreleri bilir, inşallah bir yardımcı Kayseri tabiriyle söyleyeyim ara ara “muhtardan pek ileri gitmez.”