Önceki gün saat 11.00’da başlayıp 3 saat kadar süren, dün de saat 14.00’da başlayıp bu satırların yazıldığı dakikada devam eden önemli bir toplantı vardı.
Toplantı Başbakanlık’taydı.
Başbakan Erdoğan’a brifing veriliyordu. Birifinge Başbakan Yardımcıları Beşir Atalay, Bekir Bozdağ, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, AK Parti’nin yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, halen milletvekili olan eski belediye başkanları Menderes Türel, Nihat Zeybekçi, bir ara mahalli idareler genel müdürlüğü yapan Kocaeli Valisi, TBB genel sekreteri ve çok sayıda İçişleri Bakanlığı bürokratı...
Başbakan’a aktarılan konu büyükşehir belediyelerinin mücavirinin il sınırı olmasıyla ilgili düzenleme.
Malum yerel seçimlerin 27 Ekim 2013’e alınmasına dair anayasa değişikliği TBMM’ye sunuldu. Yarın Komisyon’da ele alınacak, muhtemelen önümüzdeki hafta başında da kanunlaşarak Köşk’e sunulur.
Aynı şekilde büyükşehir belediyelerinin halen 16 olan sayısının 29’a çıkartılmasına ilişkin düzenlemede bu teklifle Meclis’e gelecek...
Bu düzenlemenin de 12 Ekim’den önce TBMM’den geçmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanı’nın onay süresi de düşünüldüğü zaman iktidar partisinin önünde 9 gün kaldı...
Geçen gün il özel idarelerinin statüsü konusunda İçişleri Bakanlığı bürokratlarının direndiğini hatırlatarak “Başbakana rağmen bunu yapabilirler mi?” demiştim.
Yapamamışlar...
Bana göre bakanlık bürokrasisinin kafası çok karışık.
Başbakan büyükşehir belediyesinin olduğu illerde sembolik olarak da olsa il özel idarelerinin kapatılması yolunda talimat vermiş...
Bu durum İçişleri bürokratlarının karşı olduğu bir talimat...
Ama yapacak bir şey yok...
Muhtemelen şimdilerde özel idarelerin tamamen kapanması halinde mal varlığı ve personeli ile ilgili detaylar belirleniyordur. Kanun çalışması sadece özel idare odaklı değil, büyükşehir mücavirindeki belde belediyeleri de kapanacak... Onların mal varlığı, alacağı-borcu ve personelinin ne olacağı da bir karara bağlanacak...
Kesin olmamakla birlikte, nüfusu 10 binin altında kalan ilçelerin durumunun da konuşulduğu söyleniyor... Hatta yeni ilçelerin kurulması da gündemde... Kayseri’de yeni bir ilçe kurulup kurulmayacağı belirsizliğini sürdürürken bazı illerde bu yapılacak. Aslında Kayseri’nin doğusunda bir ilçe kurulması doğru olur ya...
İl özel idarelerinin tamamen kapanması Valilikler başka birçok alanda sıkıntı yaratacak gibi. Ama Başbakan Bakanlık’tan çok işin içinden gelen partililerini dinliyor bu noktada...
İl Özel idarelerinin kapanması devir işlemi gerçekleştirildikten sonra birçok kişinin hesabını bozacaktır.
Okulların yeri başta, bir çok gayrimenkulün büyükşehirlere devredilmesi, büyükşehirlerdeki planlama ve hesapların da gözden geçirilmesini sağlayacaktır.
Tasarının bakanlara elden imzalatacağını sanıyorum. Aksi takdirde pazartesi günü Bakanlar Kurulu’na bırakılması halinde kanunlaşmasında süre noktasında sıkıntı olabilir.
Cumhurbaşkanı’nın 15 günlük inceleme yetkisini kullanmadan elbette kanunu yayımlamak üzere Başbakanlığa gönderme ihtimali büyük. Ama küçük ihtimalleri de hesaba katmak zorundasınız...
TOPBAŞ, GÖKÇEK VE ÖZHASEKİ
İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş iki ay kadar önce Başbakanın uygun görmesi halinde yeniden aday olmak istediğini telifsiz, tefsirsiz açıkça deklare etti.
Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’te partisinin büyük kongresinde bir soru üzerine “Allah izin verirse, Başbakanımız ve partimiz kabul ederse bir dönem daha adayım” dedi.
O’nunki de Topbaş’ınki gibi telife, tefsire gerek bırakmayacak netlikte...
Peki ya Kayseri?
Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki adaylığı konusunda net konuşmadı. Ama yeniden aday olabileceğini kuvvetli şekilde ima etti... İma yetmez O da Gökçek ve Topbaş gibi niyetini alenen ortaya koymalıdır.
Bana soruyorsanız Başkan aday ve olmalıda. Ama bunu başta Ankara’daki bazı isimlerle birlikte, Kayseri’de sağır sultan dahi duymalı...
GÜL-ERDOĞAN
Bugünlerde bazı çevreler Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan arasında ciddi sıkıntı varmış gibi gösteriyor. Elbette yumurta ikizleri dahi aynı konularda zaman zaman farklı düşünebilirler. Cumhurbaşkanı ile Başbakanın bir çok temel meselede farklı düşünmelerinden doğal ne olabilir. Bırakın bugünkü konumlarını aynı parti safında siyaset yaptıkları dönemde de farklı düşündükleri konular yok muydu... Başta muhalefet olmak üzere kimse Gül ve Erdoğan’ın Köşk merkezli nefsi bir çekişmenin içine gireceğini düşünmesin. Bunun böyle olacağını 20 ay sonra hepimiz göreceğiz. Şimdilerde iki ismin yakın çevresindekilerin yorumunu bizzat kişilerin yorumu gibi takdim etmeye çalışanlarda yanıldıklarını anlarlar. Açık söyleyeyim bu ikili nefislerinin esiri olursa, (ihtimal vermem) tek taraflı değil, ikisi birden kaybeder.
