SAMİ DAYANGAÇ


ÇAY SEVERLER

GÖZLEM - Sami DAYANGAÇ


Kimi yörelerde milli içeceğimiz ayran sayılsa da ülke genelinde en çok sevilen ve tüketilen içeceğimiz çaydır. Yorgun bir günün sonunda, sevgiyle, mutlulukla bir bardak çay içebilmektir huzur. Sanki çayın bedenimizle birlikte ruhumuzu dinlendiren, huzur veren bir yanı vardır ve içince kendimize geliriz. Esnafın dert ortağı, ders çalışan öğrencinin yakıtı, ikindi vakti canı kek isteyen ev kadınlarının sohbet aracı, koyu sohbetlerin ilacı, olmazsa olmazımız çaydır. Bir yeri ziyaret mi ettiniz önünüze hemencecik sıcak bir çay konuverir. Bir eve misafirliğe mi gittiniz daha adımınızı atar atmaz çay ocağa konmuş olur.  Esnafların ocağında ise çayın altı sürekli kaynar. Yorgun argın işten mi döndünüz, yemek sonrası hemen bir çay canınız çeker değil mi? İşte Türk toplumunun en önemli içeceğidir çay ve sayısızca içme sebebimiz vardır. Aslında çay içmek için herhangi sebebe de ihtiyaç yoktur. Çay işte, içeriz büyük bir keyifle. Dünya üzerinde sudan sonra en çok tüketilen çayla ilgili çok kısa bilgi verelim.

Çay M:Ö 2747 yılında Çin İmparatoru Shen Nung tesadüfen bulmuştur. Bir gün su kaynatırken içine bilinmeyen bir bitkinin yaprakları düşer. Kokusu hoşuna gider ve içer. Harareti aldığı, rahatlattığını söyler ve herkese içirir.

Türklerin çayla tanışmaları ise 12 yüzyılda Kazakistan’da Hoca Ahmet Yesevi’ye ikram edilen çayı çok beğenmesi, tavsiye etmesiyle yaygınlaşır.

Karadeniz, çay bitkisinin yetişmesi açısından son derece elverişli iklim şartlarına sahiptir.

Çay bildiğiniz gibi sohbetlerin vazgeçilmez içeceğidir. Kimi tavşan kanı ister, çok azı da açık olanı tercih eder. Harareti aldığı vs. yararları saymakla bitmeyen çay, milli içeceğimiz durumundadır. Özellikle altını çizerek söylüyoruz, siyah çayı çok seven ve içen biri olarak acaba ne kadar faydalı olduğu konusunda kafa karışıklığı yaşıyoruz. Türk toplumu olarak günün belki birçok vaktinde çay içiyoruz. Sabah kahvaltıda siyah çay zaten olmazsa olmazımız. Ardından kahvaltı sonrası keyif çayı içmenin uzun süredir bağımlısıyız. Akşam yemekten sonra veya misafirliklerde ve ziyaretlerde sürekli siyah çay içiyoruz. Bu bazen çok abartılı olduğu da oluyor, neredeyse koca bir demlik çay bitiveriyor. Tabi bu durum pandemi sürecinde evde kalmaktan kaynaklı da olabilir...

Kaliteli ve iyi demlenmiş bir çayı içmenin zevki bambaşkadır. Çay içmek gibi bir alışkanlığınız yoksa bile eşinize eşlik etmek amacıyla lütfen deneyiniz. Çayın ideal demlenme süresi farklı yansıtılıyor. Kimi 15-20 dakika demini almalı derken kimi daha kısa ya da uzun bekliyor. İdeal içme şekli elbette ince belli bardaklarda olmalı. İyi demlenmiş bir çaya mümkünse şeker, tatlandırıcı atılmamalı. Hele hele şerbet içer gibi içmek hem çaya hakaret, hem de sağlığa zarar. Ya hakkıyla içelim ya da hiç...

Çayı ister porselen demlikte ister közde demleyelim, iyi demlenmiş çayın yanında muhabbet edecek bir dost varsa değmeyin keyfe. Kola gibi şekerli içecekler yerine mutlaka tercih edilmesi gereken çayımızı doğru marka tercihleri ile kaliteye döndürelim. İngiliz gelip çayımızı alıyor, markasını basıp yine bize satıyor. Bunun nedeni yerli üretimdeki kalitenin düşüklüğü.

Çayda bulunan L-formunda olan doğal teanin maddesi çay bitkisinin kökünde glutamik asit ve etilaminden sentezlenir ve buradan genç yapraklara aktarılır. Çayın L-teanin içeriği çay yaprağının yaşı ve demleme süresine göre değişmektedir. L-teaninin maddesi sakinleştirici etkisi sayesinde çayın olumlu etkilere sahip olmasını ve mutluluk hormonu salgılamasını sağlamaktadır. Çayın içinde bulunan bu maddenin olumlu etkisi olarak, çay içen kişiyi rahatlatıp gevşetirken, aynı zamanda zinde ve uyanık kalmasına da yardımcı olmaktadır. L- teaninin kan basıncı ve hipertansiyonu azaltmadan, kemoterapötik ajanların antitümör aktivitesini arttırmaya, tümör büyümesini azaltmaktan nöron ölümünü önlemeye kadar sayısız sağlık etkisine sahip olduğu ifade edilmektedir.

Çay hayattır…