VELİ ALTINKAYA


DAYININ SÖZLERİNE KATILIYORUM

GÜNDEM - Veli ALTINKAYA - Tekrar Yazıları


“Türkiye’nin şartlarında bu çocuklar geçim için bu mesleği seçtiler. Hükümet paralı askerliği geliştirip, bu gençlerin ölümü engellemeli. Bizim içimiz yanıyor. Bir an önce profesyonel askerliğe geçilmeli. Çocuklar kuş gibi avlanıyor. Hiç olmazsa bu yönde eğitilirse ölümler azalır, terör belası biter. Allah geride kalanlara sabırlar versin. Gençlerimizin hepsi tehlikede. Allah annelerine, babalarına sabır versin. Güçlü bir devlet, güçlü bir millet olalım. Tek vatan, tek millet olalım. Bizim özlemimiz bu...”

Yukarıdaki satırlar, dün toprağa verdiğimiz Kayseri’nin son şehidi Uzman Çavuş Bekir Yeşilyurt’un dayısı Erkan Seyfi’ye ait...

Halen bir kuzucuğu Şırnak Gabar Dağları B Tepesi’nde vatani görevini yapan baba olarak söyleyim ki şehidimizin dayısının ifadelerine aynen katılıyorum.

Evet, ‘uzman çavuş’ların veya diğer uzman erbaşların önemli bir bölümü bir başka iş bulamadıkları için bu mesleği seçiyorlar... Hükümet profesyonel askerlik için bir çalışma başlattı; hatırladığım kadarı ile umduğu ilgiyi göremedi. Hakkari ve çevresinde bir süredir yaşanan kuşatma onların anlayacağı lisanla yapılacak konuşma ile çözülebilir. Elbette helikopter, tank, top bunlar etkili silahlar. Ancak bu makinaların ulaşamayacağı, yahutta ulaşsa da etki edemeyeceği bölgeler var.

Şehidimizin dayısının sözlerinden iki cümleyi büyük harflerle yazdım. Altı çizilmesi gereken budur. Biri ücrete yönelik askerlik, diğeri “çocukların kuş gibi avlanıyor” olması... Yavrumun görev yaptığı karakol yaz ve kış çadır... Allah aşkına Gabar  Dağları’nın tepesinde çadırdan karakol yaparsanız o çadırı terörist delik-deşik etmez mi?

Geçen ay 10’dan fazla şehit verdiğimiz Hakkari’deki karakolda hâkim tepelerin birleşme noktasına siz çocukları adeta hedef tahtası gibi bırakırsanız elbette “kuş gibi avlanır.”

Terörle mücadele çok kolay değil. Gelinen noktada elbette sadece profesyonel askerlik, yeterli karakollarla bu işte başarı sağlamamız mümkün değil. Dış ve iç bağlantıları kesebilmek, Kandil’le bağlantıyı tamamen koparmak, oradaki inleri bir daha kurulmamak üzere yok etmek, finans kaynaklarını kurutmak, PKK’nın engelleme çabasına rağmen bölgenin kalkınması ve makul özgürlük taleplerine samimi yaklaşmak vs...

Allah şehidimizin ailesine sabır versin. Bekir, Felahiye Kuruhüyük’ün ilk şehidiymiş... Dilerim son şehidi de olsun...

 

İLK İZLENİMLER VE İKİ “MEVLÜT”

Vali Şerif Yılmaz görevine önceki gün başladı. Rahatsızlığım nedeniyle karşılamada bulunamadım. Sayın Vali’ye hoş geldiniz diyorum. İnşallah bir süre sonra ziyaret ederek tanışma imkânı da buluruz.

Vali Yılmaz’ın Kayseri’deki ilk mesajını TV ekranlarından takip ettim. Biraz heyecanlıydı. İlk mesajlarını samimi buldum. Doğal konuşuyor. “ Kapımız ve kalbimiz herkese açık” cümlesi samimiyet ve doğallığın bir göstergesi...

Vali’nin samimiyetini konuşmasındaki bir cümleden de anlayabilirsiniz. Kayseri’ye daha önce gelip gelmediği yolundaki bir soru üzerine, mealen; “daha önce farklı bir görevle gelecektik olmadı. Nasip böyleymiş” dedi.

Vali’nin detay vermediği o görev merkez ilçe kaymakamlığı idi... Galiba Kocasinan Kaymakamlığı... Kocasinan’a kaymakam olarak gelseydi bugün Kayseri’ye vali olarak gelmesi zordu.

Nitekim Kayseri’nin bir ilçesinde kaymakamken Vali olan bir bürokratın adı da, (Son kararname ile ikinci il’e atandı)Kayseri Vali adayları arasında geçti. Talep daha yukarılara gitmemişti. Bakanlık bürokratları “Kayseri’de kaymakamlık yaptığı dönem yeni. Kısa sürede Kayseri’ye vali olarak vermemiz doğru olmaz” diye, talebi Başbakanlık ve Köşk’e iletmeden reddettiler.

Şahsen ben Valilerin çok konuşmalarını doğru bulmam... Son 12 Vali ile gazeteci olarak çalıştım. En küçük açılışta dahi bir saat konuşan Valiler bilirim. Konuşmayı sevmeyenini de...

Kayseri’nin valileri sonraki atamalarda genellikle daha iyi görevlere gittiler. Bunun iki istisnası var. İkisinin adı da “Mevlüt.” Mevlüt Çetinkaya ve Mevlüt Bilici... Çetinkaya, 28 Şubat sürecinin kadrine uğradı. 28 Şubat sürecinde mağdur edilen siyasilerde maalesef O’na uzun süre sahip çıkmadılar. Sonra Danıştay üyeliğine atandı idare ediyor... Diğer Mevlüt ise bir önceki Valimiz... Kim bilir belki O da Danıştay yolcusu...

Vali dün şehidimizin cenaze törenine katıldı.2 binin altında nüfusu olan Felahiye’yi görünce neler düşündüğünü merak ediyorum. İlk fırsatta da soracağım.

 

CHP’NİN MUHALİFLERİ

Eski İl Başkanı Enver Özdemir’le şahsi dostluğum nedeniyle 2-3 yıl kadar adımız CHP’liye çıkmıştı. Partiye de sık sık gidip geliyordum. Hatta “sağcı” olarak bilinen bir gazeteci ile, sol bir partinin il başkanı arkadaş olamazmış gibi, bu yakınlık dolayısı ile ara ara bize, daha çok da Enver Bey’e hem basından, hem de parti içinden yüklenenler oldu. Rahatsızlığı nedeniyle İl Başkanı partideki bayramlaşmaya katılamamış. İl Başkanı’nın ilk bayramıydı bu... İl Başkanı olmayınca milletvekili de yok... Bu eğer, Enver Bey’in döneminde olsaydı parti içi muhalifler ve bazı meslektaşlarımız neler söylemezdi. CHP’nin mevcut yönetimi muhalefet adına Enver Özdemir’in, Ayhan Gülsoy’un başkanlığı döneminden daha fazla ne yapıyor dersiniz?