Napolyon, “Dünya tek devlet olsaydı başkenti İstanbul olurdu” demiş. Sanırım bu söz Bizans’ın Sultanahmet meydanına “Dünyanın Merkezi” olarak diktiği ‘Milenyum Taşı’na işaret ediyor. Asırlar önce burası dünyanın merkezi olarak kabul edilmiş ve sıfır meridyeni tam Ayasofya’nın tepesinden geçermiş. Daha doğrusu dünyanın sıfır merkezi burası kabul edilmiş. ‘İstanbul’dan Roma’ya giden yolun ilk başlangıç noktasıdır. Yer tarifi: Aya Sofya Camii karşısında, Sultanahmet Meydanı’nın kuzeybatı köşesinde, Yerebatan Sarnıcı’nın girişinin yakınında, tramvay yolunun yanında bulunur.’
Bir de İstanbul’un merkezi (Sur içinin tam ortası) var ki bu da 1543-1548 yılları arasında Kanuni’nin Sinan’a yaptırdığı Şehzadebaşı Camii duvarının köşesine konulan yuvarlak granit sütun ‘Yeşil Taş’ olarak kabul edilmiştir. Yer tarifi: İstanbul Belediyesi karşısında, Vezneciler metro durağına 5dk yürüyüş mesafesinde…
Ayrıca Osmanlı’nın ilk sarayı, Topkapı olmayıp, 1454’te yapılan ve bugün İstanbul Üniversitesi olarak kullanılan bina imiş. Kapalı Çarşı’nın batısındaki Beyazıt Meydanında bulunmaktadır. Süleymaniye Camii buraya yakındır ve görülmelidir. İkinci saray 1465-1478 yılları arasında Fatih tarafından yaptırılan Topkapı Sarayıdır. 1609-1616 yılları arasında yapılan Sultanahmet Camii ve 532-537 yılları arasında Jüstinyen tarafından Katedral olarak yaptırılan Ayasofya Cami, Yerebatan Sarnıcı, Antik Mısır’dan Bizans tarafından getirilip dikilen üzerinde Eski Mısır Güneş Tanrısı ‘Ra’ yı övdüğü bilinen ‘Dikilitaş’ Sultanahmet’te bulunmaktadır…
İstanbul'da, bu sefer biraz uzun kalınca gördüm ki ulaşım aslında zor da değilmiş. Şehir ulaşımı kara, deniz ve yeraltı-yerüstü rayları üzerinden iş saatleri hariç oldukça rahat, metrobüsler biraz kalabalık. Araç getirmediğim için pişman olmadım, hatta daha iyi oldu. Gideceğiniz yere göre uygun vasıtayı seçerek ulaşım eziyetine girmemek mümkün…
Nasıl gidilir? Mesela Kayseri'den çıkıp Eski İstanbul’u (Sultanahmet, Ayasofya, Topkapı Sarayı, Kapalı Çarşı ve Bayezid Meydanı, Süleymaniye) görüp geri döneceğimizi düşünelim.
Sabah 06.00 uçağı ile 07.20’de Sabiha Gökçen'e indiysek (Kayseri için 105TL'den başlar), Havabus’a 18 TL ödeyip 1 saatte Taksim'e, oradan Tünel'le Kabataş'a oradan da tramvayla Karaköy, Eminönü, Sirkeci ve Sultanahmet'e ulaşabilirsiniz. Bu ulaşım toplam 2 saatinizi alır ve size 22-25 TL'ye mal olur. Ya da Sabiha'dan otobüsle Kadıköy’e iner, oradan vapura binip Eminönü’ne geçer, aynı tramvayı burada yakalayıp üç durak sonraki Sultanahmet'e ulaşabilirsiniz. Bu ulaşım da toplam 2 saatinizi alır ve size 22-25 TL'ye mal olur. Atatürk Havalimanına indiyseniz metroya binip Zeytinburnu’nda inip aynı tramvayla tersten Sultanahmet'e ulaşabilirsiniz. Bu ulaşım toplam 1 saatinizi alır ve size 4,40TL'ye mal olur. Bu güzergâhların her birinde yürüyeceğiniz mesafe 100m. yi geçmez.
Ankara'dan ise 85TL ile 06.00’da binebileceğiniz Hızlı Tren (YHT) ile 10.37’de Söğütlüçeşme’de, buradan Marmaray’a aktarma yapıp, 2,60TL (İade almayı unutmayın) ile 13 dk sonra Sirkeci’de ve buradan bineceğiniz tramvayla 1,80TL ile 5 dk. sonra Sultanahmet’te olabilirsiniz…
Tüm gün Eski İstanbul'u gezdikten sonra akşam ya da gece aynı yolu tersten gelerek Atatürk, Sabiha ya da Söğütlüçeşme’ye ulaşıp gece yarısına kadar evinize geri dönebilirsiniz. Bu bir örnek idi, kısaca 5 dakikada bir hareket eden raylı sistem ve 15 dakikada bir hareket eden vapur güzergâhını bilirseniz istediğiniz yere kolayca gidip dönebilirsiniz, püf noktası bir ulaşım haritası bulundurup, aktarma yapmayı öğrenmek...
