İnsan, yaradılışının ilk zamanından beri ahlak kuralları üzerine yaşamaktadır. Bu ahlak kuralları kimi zaman toplumsal kurallar adında değiştirilmiş, kimi zaman gelenek olmuş, zamanımızda ise tüm bu sistemlerin çözülmesi ile yalnızca hukuk kuralları halini almış, caydırıcı cezalarla uygulanmaya çalışılmaktadır.
Peki insan bu yüzyılda hangi öğreti üzerine hayatını idam ettirmektedir?
Hayatımızın ilk gününden itibaren öğrendiklerimiz Peygamberimizin ahlakı ile ne derece eşleşmektedir?
Bizlerin Peygamber Efendimizin ahlakını öğrenmek, öğrendiklerimizi hayatımıza aktarmak gibi bir gayemiz var mıdır?
Peygamber Efendimizin ahlakını hayatımıza aktarmaya çalışmakla birlikte bu ahlakın aynaları olan Hz. Fatma´nın ibadete düşkünlüğünü, Hz. Ayşe´nin ilminin yüksekliğini, birçok uyuşmazlığı bir kadı gibi çözdüğünü, Hz. Zeyneb´in Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin´in katledilişi ardından metaneti ve rıza makamını, iyi bir yönetici oluşunu ve daha birçok asırlara örnek yanlarını biliyor muyuz?
Kimin ahlakı ile ahlaklanıp yaşıyoruz şu kısa ömrümüzü?
Ehlibeytin, asrı saadet yıllarında yaşayan o güzellerin hayatlarını öğrenmeye çalışıyor muyuz?
Birbirimize saygı ve hoşgörü ile bakabiliyor muyuz? Yoksa kendi doğrularımızı belki de doğru olup olmadığını bile düşünmediklerimizi dikte etmekle mi meşgulüz?
Güzel davranışlarla, güzel sözle mi kuruyoruz toplumsal ilişkilerimizi?
Farkında mıyız zaman değişse de, üzerinden yüzyıllar geçse de hep aynı savaşın gayrette ve gaflette yanları değil miyiz?
Gönlümün şahı anlatır ki; Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin bir gün birlikte dolaşırken yaşlı bir adamı abdest alırken görürler. Ancak bu yaşlı adam abdesti alırken birçok şeyi eksik yapmaktadırlar.Yaşlı adamın yanına gider Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin. Hz. Hasan der ki;amcacım biz Hüseyin´le yarışa girdik hakem olarak seni seçtik, acaba hangimiz daha güzel abdest alıyoruz seçer misin derler. İkisi birden abdest alır, yaşlı adam ağlayarak der ki; sizler çok güzel abdest alıyorsunuz evlatlar, Allah sizlerden razı olsun.
Peygamber torunları, Peygamberimizin bizlere miras bıraktığı gibi güzel davranışı, güzel sözle aktarmışlardır.
Şimdi her zamanki gibi esas olan gayrıyı eleştirmeyi bırakıp, kat ettiğimiz yaşlara- yollara bakıp biz kimin ahlakı ile yaşadık, kimim ahlakı ile yaşıyoruz diye sormamız gerekmez mi kendimize?
Güzel davranışı öğrenip, uygulayıp, güzel sözlerle aktarabiliyor muyuz?
Yoksa toplumsal hastalığımız haline gelmiş kendimizden başka her şeye yönelen eleştiri ve tekitlerimiz Peygamber ahlakının uzağına dahi erişmeye yetmiyor mu?
Hakk´ı sevip, ilmetmek, tüm zamanların güzellerini aslında tek bir güzeli öğrenmek gerekmez mi?
İyiye, doğruya, güzele, en güzelin ahlakına gayret etmek nasip olsun bizlere!
3 MART 2016 KAYTV HABER paylaşan: kaytv