‘Mehmet Baa’nın (Bey’in) evi köyümüzün ana caddesi üzerinde ve iki katlıydı. Kafasında bir fötr şapka, sürekli takım elbiseli gezerdi. İki katlı evinin balkonunda oturur, yoldan geçenlere yakınlığına (sevgisine) göre hal hatır sorardı. Anamın amcasının oğlu olan ‘Mehmet Baa’, çok çalışmaz, tarlalarını icara verirdi. Eviyle köyün pazar yeri arası 200 metre var yoktu. Nadiren pazar yerine geldiği zaman da kahvehanede sürekli fötr şapkasıyla otururdu. ‘Mehmet Baa’ ile ne zaman karşılaşsak (gençlik yıllarımda) “Dayı nasılsın?” der, hal- hatır sorardım.
Ama ‘Mehmet Baa’ dayımı daha çok iki katlı evinin yola cepheli balkonunda otururken görürdüm. Evi cami yolu üzerinde olduğu için de hergün yüzlerce isim gelip geçerdi evin önünden.
‘Mehmet Baa’nın babası Kara Mustafa ile dedem Abdülkadir Hoca’ının babası Kara Osman kardeş. Kara Mustafa ve Kara Osman, Sarız Nahiye Müdürlüğü de yapan Halil Ağa'nın çocukları... Dolayısıyla ‘Mehmet Baa’ annemin öz amcaoğluydu.
‘Mehmet Baa’nın eşi Ferize Hanım bir nesebi itibariyle Çerkez, diğer nesebi itibariyle ise Adana Türkmeniydi. Ama Çerkez tarafı hep ağır basardı. Hanım hanımcık bir kadındı. ‘Mehmet Baa’nın sürekli fötr şapkalı ve takım elbiseli halinde Ferize Hanım’ın Çerkez damarının baskın olduğunu bugün daha iyi anlıyorum.
‘Mehmet Baa’nın çocukları genellikle okumuştu. İki oğlu 8 kızı vardı. En küçük kızı Turna, ilkokul 4. sınıfta öğretmenimizdi. Boylu- poslu hanım hanımcık bir öğretmendi. Kız- erkek tüm öğrenciler hayrandı Turna Hoca’ya. Değme artistlere, mankenlere taş çıkartacak bir güzellikteydi. Bizim lisede okuduğumuz yıllarda (1978) doğum esnasında Turna Hoca’nın vefat ettiğini öğrendiğimde çok üzülmüştüm.
Önceki akşam ‘Mehmet Baa’nın torunlarından biri aradı. Hal hatır sorduktan sonra, “Veli, Cevriye Teyzemi biliyorsun. Onun oğlu Yunus Emre Akkor ‘Kayseri Mutfağı’ kitabının yazarıdır” dedi...
Geçtiğimiz cuma günü Büyükşehir Kültür Daire Başkanı Salih Özgöncü’den ‘Kayseri Mutfağı’ adlı kitaptan 2 tane istemiştim. Sağolsun Gazeteciler Cemiyeti’ne göndermiş...
Telefonda konuşurken “Dayızade bir dakika. O kitap elimin altında. Bakayım” dedim. Baktım kitabın müellifi Yunus Emre Akkor...
- Evet Veli o Cevriye teyzemin oğlu. Çok ünlü bir aşçıdır Yunus Emre. Kitabın editörü Ramazan Çakmakçı da eniştesi olur, dedi...
Şaşırdım... Muhteşem bir kitap olmuştu. Gastronomi Çalıştayı’nda da kitaptan hiç bahsedilmemişti. Kitabı Çalıştay’dan iki gün sonra, Kayseri’ye gelen TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile meslek büyüğüm Yavuz Donat’a verilirken görmüş ve Salih Özgöncü’den istemiştim.
Meğer ‘Kayseri Mutfağı’ kitabının müellifi anamla annesinin amca kızları olması hasebiyle yandan çarklı da olsa yeğenimmiş...
Ve o kitap (ayrıntısını yan taraftaki haberde de okuyabilirsiniz) , dünyada yemek kitapları nobeli olarak anılan, ‘Gourmand Cook Book Awards 2020’ ödülünü kazanmış...
Yani, fötr şapkalı ‘Mehmet Baa’ dayımın torunu Yunus Emre Akkor’un ‘Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ adına iki yıllık bir çalışma sonrasında fotoğrafladığı ve yazdığı kitap, her yıl İspanya’nın başkenti Madrid’de yapılan 200’den fazla ülkeden binlerce eserin katıldığı yarışmanın ‘Yerel Mutfak’ kategorisinde birincilik ödülü almış ve Türkiye’yi dünya şampiyonasında temsil etme hakkı kazanmış.
Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin yayınladığı, Yunus Emre Akkor’un yazdığı bu kitap, 2020 Mayıs ayında Çin’de yapılacak dünya şampiyonasında Türkiye’yi temsil edecekmiş.
Yunus Emre Akkor, 2012’de de kardeşi Zennup Pınar Çakmakçı ile birlikte kaleme aldığı ‘Osmanlı Deniz Mutfağı’ isimli kitapla yine birincilik almış ve ülkemizi uluslararası yarışmalarda temsil etmiş.
Önceki gün akşam Yunus Emre ile uzun bir telefon görüşmesi yaptım. Anlattıklarını dinledikçe gurur duydum ve genellikle evinin balkonunda kafasında fötr şapkası ile oturan dedesi ‘Mehmet Baa’ dayım geldi aklıma.
Meğer Yunus Emre, Cumhurbaşkanımızdan, çok sayıda bakana, paşalarımız ve birçok uluslararası organizasyonda ülkemiz temsilcilerinin ‘yüzlerini ağartacak’ yemekler yapmış...
Peki Büyükşehir Belediyesi bu kitabın uluslararası bir yarışmadan derece aldığını, Mayıs 2020’de Çin’de yapılacak dünya finalinde Türkiye ’yi temsil edeceğini duymadı mı?
Bugün- yarın uygun olduğu bir saatte Memduh Başkan’ı ziyaret edecek ve O’na bu kitap, akrabam olan müellifi ve aldığı dereceyle ilgili bazı bilgiler aktaracağım...
Fötr şapkalı ‘Mehmet Baa’ dayımın torunu, helal olsun sana... Bir de şu meşhur yemeklerinden yap da tadına bakayım, nasıl bir şef’mişsin.
Mış… Miş… Muş…
00- Bir grup ‘Ülkücü’ gencin Cumhuriyet Meydanı’nda İYİ Parti üye standını polislerin gözü önünde yıkması tepki çekmiş.
00- Polisler İYİ Parti İl Binası önündeyken, yine bir grup Ülkücü gencin parti binasını taşlamasına adeta göz yumulmuş.
00-Serbest Bölge’ye yatırım yaparak istihdam yaratmak isteyen bir müteşebbise, arsa vermemek için adeta ipe un seriliyormuş.
00- CHP Melikgazi’de muhalifler 202, yönetim yanlıları 192 delege çıkartırken, 36 delegede ise ‘ortak’ isimlerden oluşmuş.
00- Erciyes Anadolu Halding’ in Kültüpe Kaniş- Karum’un kazı,Turkuvaz Medya’nın ise tanıtım sponsoru olması alkışlanmış.
00-Hemşerimiz Yunus Emre Akkor’un yazdığı, Büyükşehir’ in bastırdığı ‘Kayseri Mutfağı’ kitabı dünya elemelerinde Türkiye’yi temsil edecekmiş.
KULİS BULVARI
CHP’DE HESAPLAR KARIŞIYOR
CHP Melikgazi Delege Seçimleri’nin tutanakları tek tek çıkartılınca ‘ortalığın Kel Ali’nin bağına’ döndüğü daha iyi anlaşılmış. Melikgazi’nin 31 mahallesinde muhaliflerin beyaz listesi 202, 17 mahallede ise ilçe başkanının mavi listesi 192 delege çıkartmış. Her iki listedeki 36 delege ortak isimlerden oluşuyormuş. Muhtemel ki iki taraf da bu 36 delegeyi kendinden sayıyordur. İlçe yönetiminde de 15 kadar tabi delege var. Bu rakamlara bakılırsa CHP Melikgazi İlçe Kongresi kıran kırana geçecek. İl kongresine 155 delege gönderecek olan ilçede iyi liste yapan, etnik ve mezhepsel dengeleri iyi gözeten aday kazanacak gibi. Tabii önümüzdeki pazar günü yapılacak Talas Delege Seçimleri’nin sonucu da ‘algı’ olarak Melikgazi Kongresi’ne yansır. Mevlana Mahallesi’nde delege seçimlerini kim kazanırsa, Talas’ın favorisi de o olur.
