SAMİ DAYANGAÇ


HAYIR NASIL YAPILMALI?

GÖZLEM - Sami DAYANGAÇ


Şehrimiz, tarım, hayvancılık değil, ticaret şehri ve bu ticari kazanç sahiplerinin bir bölümü kazançları ile şehirleri ile ödeşiyor. Allah, hayır yapan herkesten razı olsun. Kimi okul, kimi cami, kimi Kur’an Kursu vb gibi hayır işleri yapıyor, kimi de gelirleri ile öğrenci okutuyor, açık ya da kapalı yardımda bulunanlar çoğunlukta.

İstanbul Hasköy’de fakir fukaranın evlerine zarf içinde 1000 TL para bırakılıyormuş. Ne ulvi, ne yüce davranış. Helal olsun. Ama medyamız sürek avına çıkmış gibi bu hayrı yapanın peşine düştü. Sokaklarda saklanıp çekim yapmaya çalışanlar bile var. Yahu hayır sahibi yaptığı işin bilinmesini istemiyor, Allah bilsin yeter diyor, bırakın teşhir etmeyi. Kimliği açıklanınca ya adam vazgeçerse bu yardımı yapmaktan?

Kimi böyle kapalı, sadece Allahımız bilsin diye hayır yapar, kimi de yaptırdığı hayrın her yerine gözümüze sokarcasına adını yazdırır. Bu da bir tercih.

Medyada görmüşünüzdür, bir kuruluş fakir semte gidip bakkalı ziyaret ederler. Derler ki borç defteri kabarık mı? Evet cevabını alınca defteri isterler, hesap yaparlar ve tüm borçları öderler. Nasıl hayır ama?

Kayseri’de yaşayan bir hayırsever de buna benzer bir davranış yapmıştı. Fakir semte gidip bakkalı görür, en çok kimin borcu olduğunu sorar. Borç durumlarına bakarak 11 aile tespit eder. 3 yıldır ödenemeyen borç vardır. Bu hayırsever 11 ailenin borcunu öder. Ama yanına bakkalı da alıp o ailelere gider. Bakkalı kapıda gören açmak istemez, kapı arkasından yalvarmaya başlarlar. Hayırsever çok duygulanır ve neden geldiklerini anlatır. Üzerinde bulunan paraları ailelere bölüştürür, borçlarını sıfırlamıştır. Hızla oradan uzaklaşırken gözyaşlarını tutamaz.

Buna benzer bir konuyu da sizlere takdim etmek isteriz. Yine ekonomik durumu yerinde olan bir hayırsever nasıl yardım yapacağını düşünürken, birlikte çay içtikleri arkadaşının söylediği cümle ufkunu açar. Arkadaşı “Ben gideyim de şu elektrik, su faturalarını yatırayım, keserler sonra...”

Hayırsever bu sözden çok etkilenir ve soluğu elektrik şirketinde alır. Borcunu ödeyemeyen fakir olup olmadığını sorar. Elbette yüzlercesi bulunmaktadır(Bu olay İstanbul’da yaşanmıştır). Hemen ödeyebildiği kadarının borcunu öder, sular idaresine gider kesilmiş suları açtırır. Tek bir şartı vardır o da kimliğinin açık edilmemesi.

Değerli okurlarımız bu konuları neden yazdık. Yeter ki hayır yapmak isteyelim, Rabbimiz bir sürü yol gösteriyor. İster bina yaptırın, ister bir torba un verin. Yeter ki hayır yapmak isteyelim. Maddi durumu el vermeyenler, küskünleri barıştırarak, hasta ziyaret ederek, hayır söyleyerek de hayır yapabilirler. Allah bu hasleti elimizden almasın, herkes bir şekilde hayır yapsın. Bu günler de geçer, ne yaparsa o kalır. Kirasını ödeyemeyen, evine katkı veremeyenler var, hayır yapmak, insan olduğumuzu, Müslüman olduğumuzu hatırlamanın tam sırası. Gelin bir olalım, birlik olalım. İster adına yardım, ister zekât diyelim. Kulun gördüğü değil, Allah’ın görüp takdir ettiği kul olalım. Yardımlaşmanın tam sırası.

Hayırda yarışanlardan olmak dileğimizdir.