ASIM CENGİZ GÜR


HANIMLARIN CUMAYA İŞTİRAKİ

Notlar - Asım Cengiz GÜR


Kur´an-ı Kerim´de :

?Ey İman edenler! Cuma günü (ezanla) namaz için çağırıldığınız zaman, derhal Allah´ı zikrine gidin. Alış verişi (işi gücü) bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. O namaz kılınınca da yeryüzüne dağılın ve Allah´ın lütfundan (nasibinizi) arayın. Allah´ı çok zikredin ki (dünya ve ahirette) umduğunuza kavuşasınız (kurtuluşa eresiniz)? buyurulmaktadır.

Bu âyet-i kerimede ?Ey iman edenler!? hitabı ile kadın ve erkek tüm erkekler için genel bir emirden bahsedilse de Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)´in hadis-i şerifleri ile bu emir belli grup Müslümanlara tahsis edilmiştir. Bu sebeple Cuma namazı : esir, köle, kadın, çocuk, seferi ve hastaların dışındaki tüm Müslümanlar üzerine farzdır.

Bu hadis-i şerifle sayılanlara farz olmasa bile Cuma namazına katılmaları, mesela kadının veya seferinin ya da hastanın katılması mümkün görülmüş ve bu durumda o vaktin (öğle) namazının üzerlerinden düşeceği görüşü kabul bulmuştur. Son yıllarda özellikle hanımlar arasında Cuma namazlarına katılımın artma eğilimi görmesi sebebiyle Diyanet İşleri Başkanlığı, camilerde hanımların abdest ve namazlarında görülebilecek zorlukların ortadan kaldırılması ile ilgili çalışmalar ve camilerde hanımların ibadetine yönelik düzenlemeler yapmaktadır.

Bu gelişmeler ve hanımların camilerde daha çok görünür olmaları bazı kardeşlerimizde tereddütler oluşmasına da sebep olduğu görülmektedir. Bu sebeple bugünkü köşemizi Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu´nun 22.Ocak.1998 yılındaki kararına ayırıyoruz.

Yüce Allah (c.c.) kendisine iman ve itaatte kemale erişen bireyler ve toplum olmamızı nasib ve müyesser eylesin.

?Kadınların Cuma, Bayram ve Cenaze Namazı Kılıp Kılamayacağı ve Bunların Saflardaki Durumu

Karar Tarihi: 22/01/1998

Cuma namazı farz-ı ayın, bayram namazları vacip, cenaze namazı ise farz-ı kifayedir. Bunlardan cuma ve bayram namazları, ancak cemaatle kılınır. Cenaze namazının cemaatle kılınması şart olmadığı gibi; ister erkek, ister kadın olsun tek bir müslümanın kılmasıyla kifai farz yerine gelmiş olur. Görüldüğü üzere, gerek mükellefiyet gerek hüküm bakımından cenaze namazında kadın ile erkek arasında hiç bir fark yoktur.

Cuma namazının farziyyetiyle ilgili ayetin (Cum´a, 62/9) kadın ve erkekleri içeren umumi hükmü sünnetle tahsis edildiği için, cuma namazı ile sadece hür, mukim ve (cuma namazına katılmaya engel olacak derecede hasta ve yaşlı olmayan) sağlıklı erkek Müslümanlar mükelleftir. Nitekim ayetin umumi hükmünden hür, mukim ve sağlıklı olmayanlara da cuma namazının farz olduğu anlaşılmakta ise de, ayetin hükmü bu yönden de tahsis edilmiştir. Nitekim bir hadis-i şerifte, "Hürriyetine sahip olmayan köle, kadın, çocuk ve hasta .müstesna olmak üzere, cemaatle cuma namazı kılmak, her müslüman üzerinde vacip bir haktır." (Ebu Davad, Salat, 168, Hadis No:1O67; Beyhekı, III, 172) buyurulmuştur. Bu itibarla kadınlar cuma namazı ile yükümlü değildir. Cuma namazının kadınlara farz olmadığı konusunda icma vardır. Asr-ı saadetten beri hiçbir İslam müçtehit ve alimi bunun aksini söylememiş, bütün İslam ülkelerinde, her dönemde uygulama da böylece devam ede gelmiştir.

Vakıa, cuma ve bayram namazları ile yükümlü olmadıkları halde kadınlar isterlerse bu namazlara katılabilirler. Bu takdirde, kendisine cuma namazı farz olmayan (mesela dinen misafir sayılan) bir kişinin cuma namazını kıldığında o günkü öğle namazını kılmasına gerek olmadığı gibi, cuma namazına katılan kadınların da ayrıca öğle namazını kılmaları gerekmez. Nitekim günümüzde beş vakit namazda ve özellikle teravihte olduğu gibi, gerek asr-ı saadette, gerek sonraki dönelerde kadınlardan çok sayıda cuma ve bayram namazlarına katılanlar olmuştur. Ancak ne Hz. Peygamber (s.a.) döneminde ne de müteakip asırlarda beş vakit namazla mükellef kadınların tamamının cuma ve bayram namazlarına katıldığı sabit değildir. Günümüzde de isteyen hanımların cami adabına uyarak camilerin kendilerine ayrılan bölümlerinde, cuma ve bayram namazı kılmalarında hiçbir sakınca yoktur.


Safların düzenlenmesine gelince:


İslami hükümlere göre, sadece namaz kılarken değil, ihtiyaç ve zaruret bulunmadıkça kadınların erkekler arasına karışmayıp, uygun olan ayrı bir yerde bulunmaları uygun olur. Bu itibarla ister cuma, ister bayram, ister cenaze, hangi namaz olursa olsun, kadınlar erkeklerle birlikte namaz kıldıkları takdirde, erkeklerden ayrı, uygun bir yerde namaza durmaları gerekir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.) namaz saflarını önce erkekler, sonra erkek çocuklar en arkada da kadınlar olmak üzere düzenlemiş; "namazda erkek saflarının en faziletlisi en önde olanı, fazileti en az olanı ise en arkada bulunanıdır. Kadın safların en faziletlisi ise en arkada kalanı, en az faziletlisi ise en önde olanıdır." (Müslim, Salat , 132;Ebu Daud, Salat, 97. Tirmiz.i, Mevakıt, 52; Nesai, İmame, 32; İbn Mace, İkame, 52) buyurmuştur. Sünnet olan safların böyle olmasıdır. Sünnete uymayarak, kadınlar erkek safları arasına karışarak imama uyarlarsa, Hanefi mezhebine göre rüku ve secdeli namazlarda kadınların arkasında ve hizasında kalan erkeklerin namazları fasit olmuş sayılır. bu duruma sebep olan kadınlar da günah işlemiş olurlar. Bu durum, rüku, ve secdesi bulunmayan cenaze namazında meydana gelirse, erkeklerin namazı fasit olmazsa da, sünnete (yani Hz. Peygamber (s.a.) ´in düzenlemesine) aykırı hareket edildiği için mekruh olur.?

 

 

Peygamber (s.a.v.)´den bir dua:

?Allah´ım!

Kötü ahlaklı olmaktan, fena işler yapmaktan ve yanlış inançlara sapmaktan sana sığınırım.

Beni senin doğru yoluna ilet! Nefsimin şerrinden beni koru?.