VELİ ALTINKAYA


İBRETLİK BİR SEÇİM...

GÜNDEM - Veli ALTINKAYA


Bir bölümü geçmişte Milli Görüş çizgisinde siyaset yapan bugünkü iktidar mensuplarının yolunu açan üç temel seçim var.

Hiç şüphesiz bunların başında 1991 yılında yapılan ittifak geliyor.

1991’de ‘Kutsal ittifak’ olarak takdim edilen RP, MÇP ve IDP’nin seçim ortaklığı gerçekleşmemiş olsaydı, üç parti de kesinlikle Meclis dışında kalacaktı. Ama Rahmetli Erbakan ve Türkeş ile Edibali bunu iyi gördü ve böyle bir ittifakla partilerini Meclis’e taşıdı.

1991 seçimlerinin Kayseri ayağına baktığımızda rahmetli Mustafa Derin’in liste başı olduğu DYP % 23,5, S. Halil Özsoy’un ilk sırada bulunduğu ANAP da % 24,5 oy almasına rağmen, tek bir milletvekili çıkartamadı. Her iki parti de bu oy oranına rağmen yerel baraja takıldı. RP çatısı altında seçime giren Abdullah Gül, Şaban Bayrak, Seyfi Şahin, Mustafa Dağcı birinci bölgeden, Aykut Edibali, Salih Kapusuz ve Osman Develioğlu da ikinci bölgeden blok olarak seçildiler.

Bu ittifak % 32 oyla Kayseri milletvekillerinin yüzde yüzünü almıştı. Erbakan’ın 3. Milli Görüş Partisi RP’nin ilk hamlesi bu seçimlerdir. Sonrasında asıl hamle 1994 yılında yapılan yerel seçimler olmuştur. RP İstanbul ve Ankara başta, aralarında Kayseri, Konya gibi önemli şehirlerin de bulunduğu birçok noktada yerel yönetimleri ele geçirdi. Yerel seçimlerden 1,5 yıl sonra, bundan 25 yıl önce yani 24 Aralık 1995’te yapılan genel seçimlerden RP % 21 küsür oyla birinci parti olarak çıktı... İki rakibi ANAP ve DYP’nin oyları ise yüzde 18 küsürdü...

1991 ve 1994’de ortaya konulan hamle nihayet 24 Aralık 1995 seçimleri ile RP kadrolarını iktidara taşımıştı...

Seçimden hemen sonra Erbakan Hoca’ya başbakanlığın verilmemesi için ne gerekiyorsa yapıldı. Seçimlerden bir gün sonraki Hürriyet ve Sabah Gazeteleri’nin manşeti ‘Halk, Anayol dedi’ şeklindeydi. Merkez medyanın iki önemli gazetesi de RP’nin iktidar yolunu kesip, Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller’i ortaklığa zorluyordu.

Nitekim o baskıyla DYP-ANAP hükümet kurdu. Ancak, daha önce birbirlerini ‘çamurun üzerine oturmakla suçlayan’ iki partinin ortaklığı üç ay ancak sürdü...

Sonrasında tam ‘RP ile ANAP anlaştı, koalisyonu kuruyorlar’ derken, bir de baktık ki Erbakan, Mesut Yılmaz yerine Tansu Çiller’i tercih etmişti.

Detaya girmeyelim, sonrası malum 28 Şubat süreci, ‘Havada ikmal yapacağız’ derken, Refah Yol uçağının adeta pilotsuz inişe, daha doğrusu çakılmaya zorlandığı bir demokrasi ve hukuk dışı bir süreç yaşadık...

Bugün AK Parti’de siyaset yapanlar, o tarihlerde ‘Gömleği çıkarttık’ dese de, AK Parti’yi iktidara taşıyan ‘Milli Görüşün’ üç temel seçim ve 28 Şubat süreci böyle... Elbette 57. Hükümet döneminde yaşanan ekonomik kriz, deprem, ortaklar arasındaki itilaf, Cumhurbaşkanlığı seçim süreci gibi argümanlar da bu süreci destekleyen faktörlerden biriydi.

24 Aralık 1995 seçimlerinden bir gün sonra, RP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül, Talas yolu üzerinde bulunan parti binasında bir basın toplantısı yaptı. RP, seçimlerde Gül’ün yanı sıra, Salih Kapusuz, Nurettin Kaldırımcı ve Memduh Büyükkılıç’ı milletvekili olarak TBMM’ye göndermişti.

Seçim sonuçlarının değerlendirildiği basın toplantısının sonunda Abdullah Gül; “Veli, ne diyorsun seçim sonuçlarına?” dediği zaman; “Abi, bugünkü manşetlere bakılırsa size hükümeti vermek istemiyorlar. Hükümet ortağı olsanız dahi Dışişleri Bakanlığı’nın sizin partiye verilmesi zor gözüküyor. Bari devlet bakanı olsanız” demiştim... Abdullah Bey, her zamanki nezaketi ile tebessüm edip “Hayırlısı olsun” diyerek Ankara’ya hareket etmişti.

Demokrasinin, milli iradenin gücü bu işte. O gün dışişleri bakanlığı dahi verilmeyen RP kurmayları daha sonra başbakan, cumhurbaşkanı oldular. Hatta 18 yıldır ülkeyi yönetiyorlar. Bugün siyaset yapanlar, sadece son seçimin değil, her seçimin yıldönümünde ibret almak için o seçimin sonuçlarını iyi irdelemeli, ders çıkartmalıdır.

Eğer son genel seçimlerin, önceki yerel seçimlerin sonuçlarını iyi okuyamıyorsanız, bilin ki yaklaşan ve gelecek seçimlerde de muvaffak olamazsınız.

RP’nin birinci çıktığı 24 Aralık 1995 seçimlerinde Kayseri’ den gönderdiği 4 milletvekilinden Abdullah Gül Kayseri’nin yerlisi, Salih Kapusuz ve Memduh Büyükkılıç Develi’li, Nurettin Kaldırımcı ise Yahyalı’lı... Demek ki siyasette halkın nabzını tam olarak tutabilirseniz nesep, mezhep, hemşericilik vs dengesini gözetmenin de çok önemi yok.

Özetle, her seçimden çıkartılacak bir ibret vardır. Tabi almak isteyene...

 

KULİS BULVARI

ARAÇ MUAYENESİNDE SIKINTI MI VAR?

Önceki gün bir hemşerim aradı. Emekli öğretmen, AK Parti Kocasinan teşkilatının da kurucularından. Söylediklerini aktarayım: “Arabamın muayenesinin son günü 22 Aralık’tı. 18 Aralık’tan itibaren internet üzerinde randevu almak için hemen her gün birkaç kez sisteme girdik. Ama ‘dolu’ olduğu gerekçesi ile randevu alamadık. Randevuyu 23 Aralık’a verdi sistem. 23 Aralık’ta muayeneye gidince bir gün geçtiği için 560 lira ceza kestiler. Bu, Allah’tan reva mı? 4 gündür randevu almaya uğraşıyoruz, adeta ceza kesmek için bahane arıyorlar.” Bir ay kadar önce de Kayseri’nin ünlü kerestecilerinden biri benzeri bir şikayette bulunmuştu. Onun aracının muayenesi bir ay gecikmiş. Haydi onunki su götürür diyelim, ama sistemden siz 4 günde randevu veremiyorsanız, sonra da ceza kesiyorsanız bu doğru değil. İlgili ve yetkililerin takdirine sunuyorum.

 

Mış… Miş… Muş…

00-Vaka oranlarının düştüğü Kayseri’de hayatı durdurmadan denetimler daha sıkı uygulanacakmış.

00-ERÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nde varsa ‘elden para alan’ öğretim üyelerine Başhekimliğin ne yapacağı merak ediliyormuş.

00-Serkan Tok, Bahçeli’nin İl Başkanları Toplantısı’na katılmış.

00-Büyükşehir Kent Ekmek büfelerinde gacer ekmeği de satılıyormuş.

00- Yahyalı Belediye Başkanı Esat Öztürk, 2020 yılını salgına rağmen hizmette başarı ile tamamladıklarını söylemiş.

00- Şehrimizin önemli sanayi kuruluşlarından Turkuaz Seramik, dünyanın en büyük 100 seramik üreticisi arasında 16. sıradaymış.