ASIM CENGİZ GÜR


İHSAN ŞENOCAK HOCA (2)

Notlar - Asım Cengiz GÜR


Notlarımızı takip eden okuyucularımız bilirler. Burada yazmaya başladığımızdan bu yana hemen her vesile ile Sevgili Peygamber Efendimizi ve haliyle hadis-i şerifleri ve Sünnet-i Seniyye´yi devreden çıkartmak, kaydırılmış bir din oluşturmak için çalışan ve çabalayan İslam düşmanlarından ve bilerek ya da bilmeyerek onlara alet olan yerli işbirlikçilerinden bahsettik. Nihayet Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan´ın, İbn-i Haldun Üniversitesi´nde düzenlenen ?Uluslararası Medeniyet Şûrası´nın açılışında yaptığı konuşma ile kalbimiz biraz sürur bulmuştu. Sayın Cumhurbaşkanı konuşmasında, "Bugün aziz dinimizi terör örgütleri üzerinden öylesine bir yere konumlandırmaya çalışıyorlar ki böyle olmadığını anlatmaya çalışmaktan çoğu zaman hakikati ifade etmeye fırsat bulamıyoruz. Şu anda birçok insanlar çıktı, türedi. Bu türedi tipler sünneti ciddi manada tartışır hâle geldiler. Bu tartışmaların özellikle ülkemizde yapılması, bizler için ciddi manada bir üzüntü sebebidir. Şunu açık, net söylemek zorundayım, hoca olmak, ahkâm kesmek yetkisini kimseye vermiyor ve dolayısıyla Sevgili Peygamberimizin sünnetini tartışma yetkisini de onlara vermiyor. Bu tartışmaları açmak, aslında bir neslin ifsadı anlamınadır. Ve bu nesli ifsat etme hakkını da kimse onlara vermemiştir. Kendileri de böyle bir tarzla siyasetin içerisine giremezler, girerlerse bedelini onlar da ağır öderler" demişti. Bu sözler üzerine, en iyi savunma hücumdur anlayışı ile, sünnet ve haliyle İslam düşmanları topyekün hücuma kalkıştılar ve sünnet savunucusu olan hocalardan birini, İhsan Şenocak´ı hedeflerine koydular. Başını sonunu atarak, sözler cımbızlayarak manşetlere çıkardılar ve sosyal dokuya zarar vermeye, sünnet savunucusu bir hocayı pasifize etmeye çalıştılar. Hem milletimiz ve devletimiz hem de İslam alemi için çok büyük değer atfetmiş olduğumuz ve hala da atfettiğimiz Diyanet İşleri Başkanlığı ise İhsan Şenocak hakkında soruşturma açtığını ve soruşturmanın selameti açısından da açığa alındığını duyurdu. Bunun üzerine bir kısım medya sevinç ve zafer manşetleri attı. Aslında bu bile İhsan Şenocak Hoca için yapılanın yanlışlığının delili olarak yeter. Diğer bir kısım insanlar yapılanların yanlışlığına dikkat çekti ki, biz de bunlar içinde yer aldık. Bir kısım insanlar ölçüsüz tepki verdiler. Bu son kısımdakilerin bir bölümü İhsan Şenocak Hoca´yı savunuyormuş gibi yapıp, onun aleyhine kullanılacak malzemeleri ortaya saçtılar. Maalesef ekseriyeti akademisyenlerden oluşan diğer bir bölümü de, İhsan Şenocak Hoca hakkında, ?Yersiz ve Zamansız Konuşması?, ?Ehl-i Sünnet´in Temsilcisi Gibi Davranması? gibi iddialarla İhsan Şenocak Hoca´yı yalnız bıraktılar ve aslında karşı tarafta yer aldılar. Ehl-i Sünnet´in yani sahih İslam´ın temellerine zarar veren faaliyetler karşısında, kayda değer bir çabaları ve çalışmaları olmamış, Müslümanları uyandırma ve şuurlandırma faaliyetinde bulunmamış bu kişileri Yüce Allah´a havale etmekten başka bir şey elimizden gelmez.

İhsan Şenocak Hoca bu tür iddialar karşısında yaptığı açıklamada şunları söylüyor:

?Hiçbir yerde Ehl-i Sünnet´in mümessili olduğumuz şeklinde bir iddiamız olmamıştır, olamaz da. Ehl-i Sünnet İslam´ın kendisidir, yekun ifadesidir. Bizim için en büyük makam Ehl-i Sünnet´in bir ferdi olabilmektir. Ehl-i Sünnet İslam demektir. Yani İslam´ın bir ferdi olabilmektir?.

İhsan Şenocak Hoca, hem kurucusu olduğu İFAM (İlmî ve Fikrî Araştırmalar Merkezi)´nde ve hem de Diyanet İşleri Başkanlığı´nın Eğitim Merkezi´nde ilim ehli insanlar yetiştirmeye gayret ediyordu. Diyanet İşleri Başkanlığımızın son tasarrufu ile Eğitim Merkezi´ndeki görevinden ?soruşturmanın selameti? sebep gösterilerek açığa alınmıştır. Kurucusu olduğu İFAM amaçlarını şöyle açıklıyor:

?İki asırdır İslam coğrafyasında âlim ve mütefekkirler nezdinde en fazla heyecan uyandıran konu, ?Nasıl olmalıyız?? sorusudur. Müstağrib bu soruyu medenî birikimimiz ve tarihi tecrübemizin reddedilmesi için bir fırsat telakki ederken, müstakim mümin ise tekrar İslamî bünyeye dönebilmenin vasıtası olarak görür. Mezkûr soruya cevap sadedinde, farklı usuller üzerine ibtinâ eden pek çok hareket ortaya çıkmıştır. Sahih İslamî tasavvurla farklı şekillerde irtibatı olan ve tarihi süreç içerisinde kısmi değişikliklerle sürekli var olan bu hareketleri ?redd-i kadim?, ?gelenekçilik/taklitçilik? ve ?keşf-i kadim? olarak tasnif edebiliriz.

İFAM, ulu hocaların ?muhalled eserleri? üzerinde beş yıl süreyle ?keşf-i kadim?in yapıldığı bir ilim ve fikir okuludur. İFAM´ın var oluş nedeni, modern zamanda Allah Resulü (sallâllahu aleyhi ve sellem)´in ve büyük ruhlu alimlerin yolunda yürüyen, ferdî ve ictimâî var oluşu ya da toplumsal mutabakat zeminini onların mirasında arayan ilim, fikir ve dava adamları yetiştirmektir. İFAM, ?sıra kitapları? yanında Fethu´l-Barî, Hidâye, Mir´at, Beydâvî gibi üst düzey kitapları da okutarak Kur´an ve Sünnet´in muasır sorunlara hangi esaslar ve pratikler çerçevesinde çözüm üretebileceğini gösterir. İFAM, ?icmayı hüccet, ihtilafı ise rahmet? kabul eder. Fakat Ehl-i Sünnet´i akidede, tefekkürde ve amelde İslam´ın kendisi olarak görür. İFAM, programında yer alan her bir kitabı doğrudan ya da dolaylı olarak İslam´ın hayatı tayin etme vasıtası olarak görür ve bu çerçevede yorumlar. İFAM; İslam´ı, Keşmirî ve Kevserî´de ilim, Nedvî ve Necip Fazıl´da fikir, Ali Haydar Efendi´de zühd, II. Abdulhamid´te feraset, İmam Şamil´de cihad, Hasan el Benna´da aksiyon olarak gören yeni medrese, yeni SÜLEYMANİYE´dir?.

Hedef alınan İhsan Şenocak Hoca´nın nezdinde bu zihniyettir. Diyanet İşleri Başkanlığı´mızı yıpratacak ve Müslümanlar nezdinde itibarını düşürecek her türlü tasarruftan kaçınılması ve böyle davranışlara tevessül edenlere karşı bir inceleme ve ayıklama faaliyetine girilmesi ve hatanın düzeltilmesi acil ve çok lüzumludur. Bu biz inananlar kadar Diyanet İşleri Başkanlığı´nın da vazifesidir. Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı sadece ülkemiz ve milletimiz için değil, İslam Ümmeti için çok büyük ve faydaları şeyleri gerçekleştirebilecek bir hüviyete bürünmek/kavuşmak zorundadır.

Ya Rabbi! Sana ulaştıracak yolun aydınlatıcıları ve Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)´in takipçileri olan kullarına yardım et! Önlerini aç! Sana, dinine, elçine ve onun varisleri olan alimlere düşmanlık edenlere aman verme! Bizi birbirimize sevdir, kenetlendir ve yolunda dâim kıl. (âmin)