MUSTAFA GÜRBÜZ


İL SAĞLIK MÜDÜRÜ`NE DUYRULUR! ACİLLERDE HALA PARA ALINIYOR

İL SAĞLIK MÜDÜRÜ`NE DUYRULUR! ACİLLERDE HALA PARA ALINIYOR


Hastaneler konusunda zaman zaman sıkıntı yaşayan ve bunu televizyonlarda hep deklare eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yapılan çalışmalarla hastanelerin birlikteliğini sağlamış ve hatta `Özel veya kamu hastaneleri demeden farklılıkları ortadan kaldırdık` demişti. Son olarak daha dört gün önceydi. Bir yaygın televizyondaki haber kanalından hastanelerin acillerinde herhangi bir şekilde para alınmayacağı ve hastaların tedavisinden sonrada bu konuda hasta yakınlarına bir talep olmayacağı ifade edilmişti. Bu söylemler sonrasında iki gün önce başımdan geçen bir olayı köşemde paylaşarak konuyu yetkililerin ilgisine sunmak istedim. “Özel bir hastaneye saat 00.30 civarı bir yakınımı baygın bir şekilde ulaştırdım. Hastamızı içeriye alan doktor masasına giderek burada bir kağıt yazdı ve işlem gördürülmesini istedi. Bunun üzerine her zaman olduğu gibi vezneye yaklaştık ve buradaki görevliye hastamızın bu kağıdının işleminin yapılmasının gerekli olduğunu söyledik. Veznedeki görevli bilgisayara giriş yaptıktan sonra `Şu kadar farkı ödemeniz gerekiyor` dedi. Bunun üzerine biraz gergin bir şekilde devreye ben girdim ve Başbakan`ın dahi bu konuda açıklamaları olmasına karşın neden ücret talep edildiğini sordum. Veznedeki görevli de  hastamızın yeşil kodda olduğunu ve tehlikesi bulunmadığını belirterek `Doktor bey hastanızın aclliyetinin olmadığını belirtmiş` dedi. Şimdi ben kime ne söyleyeceğim. Hasta baygın bir şekilde acile gelmiş. Doktor aciliyeti yok demiş sonrasında ise her zaman olduğu gibi genelye rağmen acillerdeki vezneler iş başında olmaya devam etmiş. İl Sağlık Müdürü`ne buradan `Ne bu iş?` diyesim gelmiyor dersem yalan olur. Benim anlayamadığım yapılan açıklamalar veya genelgeler ya vatandaşa farklı ifade ediliyor yada vatandaş `Gece geç saatte ne yapacak vereyimde kurtulayım` diyecek. Bu duruma bir açıklık getirilirse sevinirim. `O saatte hadi istenilen ücreti bile veremeyecek olsaydık ne olacaktı?` diyenlerinizi duyar gibiyim. Ama maalesef işin boyutu böyle. Ha birde hastamızın sosyal güvencesi de var. Onu da gözden kaçırmayayım. Çünkü o olmasaydı ücret çok olurmuş bunu da öğrenmiş olduk. Şimdi `Sayın Müdürüm nedir bu iş? Başbakan veya ilgili bakanlık yaptığı açıklamalarda farklı bir olayı mı ifade ediyorlar? Yoksa bizmi yanlış anlıyoruz?..`

                Bu arada konu ile ilgili oloan genelge girişi de şöyle: “GENELGE 2011 /6  : a) 26/06/2008 tarih ve 2008/13 sayılı Başbakanlık Genelgesi. b) 10/08/2010 tarih ve 2010/16 sayılı Başbakanlık Genelgesi. c) 25/03/2010 tarih ve 27532 sayılı R.G.SGK Sağlık Uygulama Tebliği. d)14/05/2010 tarih ve 19732 (2010/30) sayılı Genelgemiz. Acil sağlık hizmetlerinin sunumu konusunda Başbakanlık tarafından yayımlanan İlgi (a) ve (b)’de kayıtlı genelgeler gereği, kamu ve özel sektör ayrımı yapılmaksızın tüm hastaneler tarafından; sosyal güvencesi olsun veya olmasın, acil servislerine müracaat eden hastaların acil tıbbi ve cerrahi müdahalelerinin öncelikle ve ön şartsız olarak sağlanması kesin hükümdür. Hizmet bedelinin tahsili ile ilgili işlemler ancak acil müdahale sağlandıktan sonra yapılacaktır. Buna karşın Bakanlığımıza bağlı hastanelerin acil servislerinde, işlevi kalmadığı halde halen veznelerin bulunduğu ve bu vezneler vasıtasıyla para tahsilatı yapıldığı, hasta refakatçilerinden refakat ücreti alındığı ve hastalara senet imzalatıldığı tespit edilmiştir. Uygulamada birliğin sağlanması bakımından aşağıdaki hususların belirtilmesi gerekli görülmüştür. 1- 16/10/2009 tarihli ve 27378 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Yataklı Sağlık Tesislerinde Acil Servis Hizmetlerinin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ”in 14. maddesinin (2) nci bendinde; “Acil servislere müracaat eden ancak herhangi bir nedenle geçerli kimlik belgesi, sağlık karnesi veya hasta sevk evrakı ibraz edemeyen hastaların kimlik bilgilerinin ve adresinin belirlenmesi, hasta ve yakınlarının bilgilendirilmesi amacıyla Ek-8’deki Hasta Bilgilendirme Formu doldurulur. Bu hastalardan hiçbir surette senet veya taahhütname alınmaz.” hükmü kapsamında, hasta veya hasta yakınlarına senet ya da bu anlama gelebilecek herhangi bir evrak imzalatılmayacaktır....”

 

MAÇA MI BAKAYIM, TARAFTARA MI?

Süper Lig`de dün o kadar ilginç bir karşılaşma izledim ki sormayın gitsin. Ligin 5.haftasının son maçlarından birisi olan Kayserispor-Trabzonspor maçında oynanan oyuna mı yoksa taraftarın kendi arasındaki sözlü sataşmasına mı bakacağım bir anlam veremedim. Özellikle maçın 60.dakikasına kadar sahada oynanan oyuna bakarken sonrasında ise karşılıklı atışmalar ve ıslıklarla geçen sürede bir ara futbolcularda tribünlerde yaşananlara anlam veremeyerek seyre daldılar. Kısaca maça bakıldığında forvet hattında Jaja`nın daha 10 fırın ekmek yedikten sonra bu takıma faydalı olabileceğini gören birisi olarak diğer futbolculara ise birazcık çaba diyor ve taraftarlara da yapılanlar ve yaşananlar `Kayseri`ye yakışmadı` diyerek sitem ediyorum. Herkesin tek bir isteği o da Kayserispor`un başarısı olmalıyken 60.dakikada gelen golden sonra ne olurdu kutlama yapılmasaydı? Tamam anlıyorum aradaki dostluk, kardeşlik veya akrabalık her ne olursa olsun bu kadar ince bir noktaya gelinmiş, belki gol olmasa yapılan normal karşılanacak ama gol geldikten sonra herkesin sinirleri bozukken olan oldu. Bu yaşananlar bir kenara not edilmeli ama bundan sonrasında maçı izlemeye gelen diğer taraftarlarda burasının tiyatro olmadığını, maç izleme yerinin ve tezahüratsız olmayacağını anlamalılar. Yani kısacası bu maçta her kesimin yaşananlardan sonra oturup elleri arasına başlarını alarak ne yaptıklarını iyi düşünmeleri gerekiyor. Takımınız mağlup siz çıkıyorsunuz birbirinize sözlü sataşmayla zaman harcıyorsunuz. Bundan sonrası için umarım herşey sukunetle çözümlenir. Çünkü tek amaç var o da şehrimizin takımlarının başarısıdır...