Geçen gün balkona pvc kapama için gelen ustalar, öncelikle balkondaki korkulukları kestiler. Daha sonra da gerekli malzemeleri beşinci kattaki balkona halatlarla çekerek çıkarmaya başladılar. Onların bu hali bende endişe uyandırdı ve herhangi bir iş güvenlik tedbiri almadıklarını, emniyet kemerleri olmadığını, kendilerini güvence altına almadıkları söyledim. Allah korusun, herhangi bir dengesizlik veya olumsuzluk sebebiyle aşağıya düşme risklerinin olduğunu hatırlattım. ?Aman hocam? dedi usta, ?Hepimiz bir gün ölmeyecek miyiz? Ölüm ne bir an önce gelir ne de bir an sonra?.
Aslında dediği doğru idi. Ancak bu doğru bilgi, doğru davranışa yol açmamıştı. Sen tedbirini al da, takdir yine Allah´dan dedim. ?Hocam beşinci kat nedir ki? Biz nerelere böyle çekiyoruz? diye cevapladı. Kendi işyerimizden örnek verdim. Çalışkan ve tez canlı bir çalışma arkadaşımızın gerekli tedbirleri almaması sebebiyle geçirdiği kazayı ve kaza sonucu uğradığı zararı anlattım. Yine gayet samimiyetle ?Hocam, iş olacağına varır? dedi.
Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)´i ziyaret için gelen bir bedevî, devesini mescid girişinde bırakıyor. İçerde Efendimiz (s.a.v.) ile konuşurlarken, Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) deve ile geldiğini öğrenince devesini ne yaptığını soruyor. Bedevi de ?Allah´a tevekkül ettim (güvendim) ve mescid dışına bıraktım diyor. Memnuniyetsizliğini ifade eden Efendimiz (s.a.v.) de: ?Önce deveni bağla, sonra Allah´a tevekkül et? buyuruyor.
Yine hepimizin bildiği bir başka misal, (Allah ondan razı olsun) Hazreti Ömer ile ilgilidir. Şam´a gitmek için yola çıkan Hazreti Ömer, Şam´da veba salgını çıktığını haber alınca oraya gitmekten vazgeçmiş ve yolunu değiştirmişti. Bunun üzerine yanındakilerden bazıları ?Allah´ın kaderinden mi kaçıyorsun? diye sordular. Hazreti Ömer´in cevabı ?Evet, Allah´ın kaderinden yine Allah´ın kaderine kaçıyorum? cevabını vermişti. Çok ibret verici, düşündürücü ve davranışlarımıza yön verici bir sözdür.
Bugün bazı medyatik hocalar her ne kadar, ?Kader yoktur?, ?Allah bir şeyi olmadan önce bilmez? deseler de Aziz Kitabımızda ve onun açıklayıcısı olan Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.)´in sözlerine baktığımızda Yüce Allah´ın ezelden ebede, olmuş ve olacak her şeyi bildiğin kesin bir inanç ile söyleyebiliriz. Yüce Allah´ın iradesi ve izni olmaksızın bir yaprağın bile kımıldaması mümkün değildir. Çünkü O, cümle kainatı hiç yoktan var eden, bir düzen içinde yürüten ve koruyandır. Yüce Rabbimiz her şeyi de bir sebep ve sonuç ilişkisine bağlamıştır ki buna sünnetullah denilir. Bu sebep ve sonuç ilişkisi çerçevesinde hareket etmesi gereken insan, bu sebeple her yaptığının neticesinden de sorumlu olur.
"Allah´ın her şeyi bilmesi, murat etmesi (olmasını istemesi) ve yaratması sonucu meydana gelecek şeyler ancak Yüce Allah ve bildirdikleri tarafından bilinebilirler. Kullar olmadan önce bunu bilemezler. Bundan hareketle her insanın, bilemediği kadere göre değil, Yüce Allah´ın koymuş olduğu kurallar çerçevesinde, sünnetullaha (bep-sonuç kanununa) göre hareket etmeleri gerekir. Ecdadımızın çok güzel öğütlerinden biri olan ?Takdir Allah´dan, tedbir kullardan? sözü ne kadar anlamlıdır.
Yakın tarihlerde gerçekleşen ve gerçekleşmesi muhtemel her depremden sonra hala tedbir almayan insanların söyleyecek sözü ne olabilir. Depremin ne zaman, nerede, ne halde iken olacağını Yüce Allah (c.c.) bilebilir. Ancak, geçmişten alınan bilgilerin analizi ile uzmanlar şu tarihlerde deprem olabilir diyorlar. Saati, saniyesi ve tam yeri belli değil. Ama hiç olmazsa her bölge, kendisi için risk teşkil eden unsurları ortadan kaldırabilecek tedbirleri alabilmeli, binalarını ona göre yapabilmeli, bina içi eşya, araç ve gereçlerinin yerleştirmesi ve sabitlemesini ona göre yapmalıdır.
Aksi takdirde Yüce Allah bizlere, ?Böyle felâketler ortaya çıktığında zararı ve acıları en aza indirmek için alınabilecek tedbirler, yapılacak organizasyon ve yardımları niçin tespit etmediniz ve bu tespitlere göre hareket etmediniz? diye soracaktır.
Daha söylenecek çok sözler olmasına rağmen, tüm bunlar ibret ve tedbir almayı düşünenlere fayda vermektedir.
Neyse, bizim balkon sadece bir cam kırılması zararı ile kapanabildi. Usta, ?bugünü de kazasız belasız atlattık? diye teselli buldu. Ancak zannedersem bu durum onun kendisine olan özgüvenini arttırdı ve tedbir almama yönündeki hislerini kuvvetlendirdi.
Yüce Rabbimiz, bizi her türlü kaza, bela ve musibetlerden korusun. Gelebilecek her türlü kaza ve bela riskine karşı uygun tedbirler alarak bunlardan zarar görmemeyi ya da en az zararla atlatabilmeyi nasib eylesin. (Âmin).