ASIM CENGİZ GÜR


İSRAF ETMEK

İSRAF ETMEK


Kıymetli Mü’minler!

İsraf, faydalı herhangi bir şeyi faydasız hale getirmek veya İslam’ın hoş/uygun görmediği yere vermektir. İsraf, varlıkta, yoklukta, zenginlikte, fakirlikte her hal ve kârda israf etmemeye dikkat edilmelidir.

Kur’an-ı Kerim’de:

“Ey Âdemoğulları! Her secde edişinizde güzel elbiseler giyin; yiyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez” buyurulmaktadır.

Yüce Yaradanımız, insan oğlunu yaradılmışların en şereflisi kılmış, göklerde ve yerdeki yarattıklarını insanın hizmetine sunmuş, onlardan farkında olduğumuz ve henüz farkına varamadığımız türlü nimetleri emrimize vermiştir. Bunlardan büyük bir kısmını hiçbir zahmete girmeksizin elde ederken, bazıları için de gayret sarf etmemiz, emek harcamamız gerekmektedir.

Yüce Allah, hizmetimize vermiş olduğu bu nimetlerin bir kısmını haram kılmış bir kısmına da yasaklama getirmemiştir. Yasaklama getirilmemiş, helal sayılmış şeylerde de ölçülü kullanım, ölçülü tüketim yapmamızı tavsiye ve telkin eylemiştir.

Kur’an-ı Kerim’de ahiret nimetine erecek kulların bir özelliğini anlatırken:

“Onlar, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik edenlerdir. Onların harcamaları, bu ikisi arası dengeli bir harcamadır” buyurulmaktadır.

Günümüzde “Tüketim Ekonomisi” olarak adlandırılan ve insanları devamlı, gerekli-gereksiz harcamaya, alışverişe yönelten piyasa sisteminin farkında olarak harcamalarımızı yapmalı, ancak gerektiği zaman, gerektiği kadar ve gerektiği yerlere harcamalıyız. Aksine davranışlar, bütçelerimizi sarsmakta, kazançlarımızın üstünde borçlanarak harcama yapmamıza sebep olmakta bu da bizi daha çok kazanma hırsına yöneltmektedir. Yine bu sebeple, ekonomik durumu daha iyi olanlara karşı hased etmeye başlamakta ve toplumsal huzur ve sükunumuzda zarar görmektedir.

Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de:

“Ey iman edenler! Allah’ın sie helal kıldığı iyi ve temiz nimetleri (kendinize) haram kılmayın ve (bunun yanısıra da Allah’ın koyduğu) sınırları aşmayın” buyurulmaktadır.

İslam, insanlardan toplumsal ilişkilerinde ve ekonomik hayat dahil, yaşamlarının her alanında ölçülü ve dengeli davranmalarını istemekte, israftan kaçınmaya yönlendirmektedir. Bu nedenle ifrat ve tefrit arasında orta bir yolu takip etmek hepimizin üzerine vazifedir. İfrat, gereğinden fazla harcamak, tefrit ise cimrilik ederek hiç harcamamaktır. İslam her iki davranışı da yasaklamaktadır. Kur’an-ı Kerim’de:

“Eli sıkı olma, büsbütün eli açık ta olma. Sonra kınanır ve çaresiz kalırsın” buyurulmaktadır.

Kıymetli Mü’minler!

İsraf hayatımızın her alanında olabilir.

Yüce Rabbimizin bize en büyük nimetlerinden birisi olan akıl nimetini, bizi hakikate ve Hakk’a ulaştırma yolunda kullanamaz isek, bizi küfür ve günah bataklığına götürme yolunda kullanır isek, bu bir israftır.

Toplumsal vazifelerimiz veya işimiz gereği yapmamız gereken şeyleri yapmamak, tembellik yapmak, sağlığımız, aile fertlerimiz, yakın hısım ve akrabamız, komşularımızdan başlayarak toplumun diğer fertleri ile ilgili olarak İslam’ın bize yüklediği yükleri yerine getirmemek zaman ve imkan israfıdır.

Yüce Rabbimizin bize sunduğu ve hiçbir emek harcamadan elde ettiğimiz hava’nın muhtevasını, özelliğini, kalitesini bozacak her türlü kirletici faaliyet bu nimetlerin israfıdır.

Tabii kaynakların temizliğinin ve varlığının korunmasını zorlaştıran ve bu nimetleri bizden uzaklaştıran her türlü faaliyet bu nimetlerin israfıdır.

Bu dünyaya geliş ve varoluş amacımız olan Rabbimize kulluk vazifemizi yerine getirme çabası içinde olmadan geçirdiğimiz her anımız bir israftır. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.), kıyamet günü hesaba çekileceğimiz hususları sayarken: ömrümüzü nasıl geçirdiğimizden, bildiklerimizle nasıl amel ettiğimizden, mallarımızı mülklerimizi nerelerden ve nasıl kazandığımızdan, bunları nerelere ve nasıl harcadığımızdan; bedenimizi nerede yorup, hırpaladığımızdan sorulacağımızı bize hatırlatmaktadır.

İsrafı’ın azının-çoğunun, büyüğünün-küçüğünün olmadığını hatırdan çıkartmayarak ve atalarımızın “damlaya damlaya göl olur” sözünü unutmayarak her türlü israftan açınmalıyız.

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) :

“İstediğini ye, istediğini giy. (Ancak unutma ki haddi aşarak)  İnsanı yanlış yola götüren şey israf ve kibirdir” buyurmuştur.

Yüce Allah (c.c.) bizleri, vermiş olduğu nimetlerin farkında olmayı ve bunları emrettiği sınırlar içinde kullanan; böylece sevdiği kulları arasına dahil eylesin.