İDRİS YAVUZ


İYİ İNSAN OLABİLMEK ÇOK DA ZOR DEĞİL                           

YAVUZCA - İdris YAVUZ


İnsanoğlunun kendi çıkarı için başına gelebilecek en kötü felaket, riya, gurur ve kibirdir.

Riyakâr insandan uzak durmalı, çünkü o size kötülük eder, zarar verir. Gurur ise insanı boş yere havalandırır ve uçurur, rüzgâr durunca da yere düşürür.

Gururlanıp, böbürlenmek iğrenç ve basit kişinin özelliğidir. İnsanoğlu gururunu incitecek hiçbir şeyi hediye de olsa almamalıdır. Bu bir bulaşıcı hastalıktır.

Kur’an-ı Kerim’de; “Gururlanıp insanlardan yüz çevirmeyin, kasılarak yürümeyin. C. Allah büyüklenenleri sevmez.” buyuruyor (Lokman s.18)

Aslında kibir bulunan kalpte korku ve ümit olmaz. Makamı, mevkii ne olursa olsun, yalan yere iftira atanlara, kul hakkı yiyip, isaf edenlere asla güven duyulmaz.

Peygamber efendimiz  (s.a.v) ise; “Allah'a karşı isyan bayrağını çektiren günahların başında kibir gelir. Kibirden, hıyanetten ve borçtan temiz olarak ölen cennete gider. Kibirleneni Allah alçaltır, alçak gönüllü olanı yükseltir.  Kalbinde zerre kadar gurur ve kibir taşıyan kişiyi C. Allah cehenneme atar” buyuruyor.

Hacı Bayram-ı Veli; “Kibir, bele bağlanmış taş gibidir. Onunla ne yüzülür ne de uçulur.” diyor.

Mevlana; “Kibir, hırs, şehvet kokusu, söz söylerken soğan gibi kokar.  Kibirle öfke insanlığın belasıdır.” der.

Dede Korkut ise;

”Hani dediğim bey erenler, dünya benim diyenler.

 Ecel aldı, yer gizledi, fani dünya kime kaldı.

 Gelimli, gidimli dünya, sonucu ölümlü dünya” diyor.

Bu hususta rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu; “Bir saniyesine bile sahip olamadığımız şu geçici dünyada fırıldak olmaya gerek yoktur.” ifadesini kullanıyor.

Sözüm odur ki, kefen’in cebi yoktur.  Fakir kabire konurken 50 TL’ lik bir bezle, zengin de 250 TL’lik kumaşla defnedilir. Hiçbir kimse öbür tarafa servet, mal- mülk olarak bir şey götürmüyor. Bunun için birbirimize akla ziyan sözler söylemeye gerek var mıdır? Bu dünya, büyük saltanat sahibi olan Sultan Süleyman ve Karun kadar servet sahibi zenginleri yok edip kül eylemiş. 

Başımızı iki elimizin arasına koyup bir kez daha düşünelim; neticede yalan, iftira, kul hakkı ve haram yolla kazanılan servetler elbette bir gün yok olup gidecektir.  Bir gönül adamı; “Malda yalan, mülkte yalan, var biraz da sen oyalan” diyor. Eh, gerisini siz düşünün… İyi insan olabilmek çok da zor değil.