SAMİ DAYANGAÇ


KADIN CİNAYETLERİ

GÖZLEM - Sami DAYANGAÇ


Ülkeyi ayağa kaldıran cinayet haberi herkesin kanını dondurmaya devam ediyor. Elbette her cinayet sonrası çürük eleştiriler de görülüyor. En son katledilen öğretim görevlisi için de olumsuz yazanlar oldu. Herkesin özel hayatı kendine, hesabını verecek olan kendisi. Hiçbir gerekçe kadın katliamına gerekçe olmaz, olmamalı... Şimdiye kadar olanlar gibi üç beş gün söylenir, her konuda uzman cenneti olan TV’ler programlar yapar ve unutulur gider.

Ülkemizde hangi suçu işlersek ne cezası alırız belli mi? Asıl sorulması gereken husus bu. Bakınız geçmişte yurtlar yandı, yavrularımız tacize uğradı, sosyal medyaya düşmeyen, kimsenin haberi olmayan kim bilir neler vardır. Ekranlara yansıyınca söylemler artıyor, ya yansımayanlar? İddia doğruysa kızı katledilen acılı babayı arayan bir milletvekili, katil zanlısının annesi partilisi diye davasından vazgeçmesini istiyor. Acılı baba acısını yaşarken neden iftira atsın?

Ülkemizde 2020 yılında tam 381 kadın öldürüldü. Kadınların cinayete kurban gitmelerinin ekonomik, psikolojik, sosyolojik, kültürel pek çok nedeni var. Ama en önemli neden kadın ve erkeklerin eşit olmadığıdır.

Aileler evlat yetiştirirken kadın erkek eşitliğini öğretmelidirler. Kadınlar erkeklere hizmet eder, erkek boşanmak istemedikçe kadınlar boşanamazlar gibi pek çok yanlış düşünce çocuklukta erkek çocuklarına öğretiliyor.

Ama erkek şiddetini körükleyen etkenler sıralanırken sadece ailelere yük binmemelidir. Bize göre televizyon bu konuda son derece hatalı yayınlar, diziler, filmler oynatmaktadır.

En çok izlenen ağa dizilerini inceleyin. Ürgüp’te çekim yapılan eve turlar düzenlendi, o dizide erkek kadın eşit miydi?

Dizlerde kadınlar sürekli boyun eğen, ağlayan, acı çeken, itilip kakılan olarak zayıf gösterilmiyor mu?

Maço erkeklerin kadınlara sert davranmaları aşk diye sunuluyor. Kadına atar yapmak, bağırıp çağırmak aşkın söylemi gibi anlatılıyor.

Dizilerde kirli sakallı, kırıp döken, maço, mafyatik tipler kadınların hayran olduğu, aşık olduğu karakterler olarak yansıtılıyor. Bu da erkelerin ve kadınların bilinçaltlarına yerleşiyor. Biz de izliyoruz.

OECD örgütünün verilerine göre hayatı boyunca en az 1 kere eşinden fiziksel veya duygusal şiddet gören kadın oranının en yüksek olduğu ülke ne yazık ki ülkemiz olmuş. % 38. Sadece son bir yılda bu oran % 11.

Adına eğitim diyelim, cehalet diyelim, töre diyelim(töreniz batsın), ataerkil toplum olmanın getirisi diyelim ne dersek diyelim, Allah hiç kimseye can alma özgürlüğü vermemiştir. Sanmayın ki sadece ülkemizde böyle. Almanya, İtalya, İspanya, Arjantin gibi özenle bakılan ülkelerde de ne yazık ki kadınlarımız şiddete maruz kalıyor. Ne yapılmalı? Elbette en ağır cezalar verilmeli, iyi hal, tahrik demeden en ağır ceza verilmeli ve uygulanmalıdır.

Kendi yandaşından biri yapınca sessiz kalıp karşı görüşten birininkini eyleme dönüştürmek ne derece önleyici olur ki? Bir haber sunucusu eşini dövdü, protesto edildi mi?

Bir ülkede suç varsa ceza da belli olmalıdır. Neden bu tür cinayetler, tacizler yakmalar Avrupa ülkelerinde olmuyor? Amerika’da bir cinayet işleyen bir daha gün yüzü görmüyor. Ya bizde? Medyanın yazdığı ile biliyoruz, iyi hal indirimi diye hakimlerin takdirine bırakılmış bir eylem var. Takım elbise kravat tak, hazır olda bekle. Hakim iyi hal indirimi uygulasın. Amerika’da Avrupa’da neden iyi hal diye bir garabet yok?

Günümüzde bir cinayet işlendiği zaman eskiden müebbet alır içerde çürür derlerdi. Ya şimdi, 5 yıldan çıkar deniyor.

Suç belli ama cezası belli değil. Adam ayrıldığı eski eşini öldürüyor, bana küfretti, hakaret etti diyor ve indirim alıyor, olacak iş mi?

Eski eşi öldü, öldü.

Yavrularımıza cinsel tacizde bulunan sapıklar için de hopladık, uzmanları ekranlardan dinledik, ne oldu? Ceza sistemi mi değişti?

Kadına şiddet, taciz ve katliamda bulunmanın tek cezası olmalı. İyi hal, tahrik vs asla söz konusu dahi olmamalı.

Kanun koyucu suçu tarif ederken verilecek cezayı net bir şekilde belirlemeli. Milletvekillerimiz samimi iseler derhal Meclis’ten idam kararını çıkarmalıdırlar. Avrupa Birliği istedi diye idam kararı çıkmamıştı. Nasıl olsa almıyorlar, idam cezasını çıkarmalı ve uygulamalıyız. Cezalar net olmalıdır. Herkes işleyeceği suçun cezasını önceden bilecek. Maske takmayan herkese, zengin fakir, makam sahibi vs demeden para cezası kesin bakın maskesiz tek kişi kalır mı?

Hiçbir gerekçe, kadının sosyal, ekonomik, medeni vs durumu ne olursa olsun katledilmesine asla gerekçe olamaz. Kadın katliamı durdurulmalıdır...