ASIM CENGİZ GÜR


KARDEŞLİK HAKKINDA (1)

KARDEŞLİK HAKKINDA (1)


Yüce Allah (c.c.) Mü’minlerin birbirlerine karşı durumlarının ne olduğunu ve birbirlerine nasıl davranmaları gerektiğini bildirmiştir. Kur’an-ı Kerim’in muhtelif ayetlerinde şöyle buyuruluyor:

"Mü`minler kardeştirler; siz de kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah`tan korkun ki, rahmet erişesiniz."

"Kötülüğe iyiliğin en güzeliyle karşılık ver; bir de bakarsın, aranızda düşmanlık bulunan kimse candan bir dost oluvermiştir."

"Birbirinizle iyilik ve takvada yardımlaşın; günahta ve düşmanlıkta yardımlaşmayın. Allah`tan korkun. Muhakkak ki Allah`ın azabı pek şiddetlidir."

"Ey imân edenler! Babalarınızı ve kardeşlerinizi, eğer küfrü îmâna tercih etmişlerse, dost edinmeyin. Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar zâlimlerin tâ kendisidir."

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de, mü’minleri bir vücudun azalarına/organlarına benzetmiştir.  Nasıl vücudun bir yerine diken batsa, vücudun tamamı o acıyı hissederse, bir Mü`minin başına üzücü bir hâdise gelse, bütün mü`minlerin onun üzüntüsüne ortak olması gerekir. Bir mü`min zulme mâruz kalsa, bütün mü`minlerin o zulmü ortadan kaldırmak için gayret göstermesi icap eder.

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir başka hadis-i şeriflerinde de :

"Mü`minler birbirlerini sevmek; birbirlerine şefkat göstermek ve iyilik yapmakta bir vücut gibidir. O vücudun bur uzvu hastalanırsa, diğer uzuvlar da hastalığın acısını duyar, uykusuzluk ve ateşine iştirak eder” buyurmuşlardır.

Eğer mü’minler arasındaki bu hassasiyet ortadan kalkmış ise (Allah korusun); bir beldede Müslümanlar koyun boğazlanır gibi boğazlanırken, evleri yakılıp yıkılırken diğer Mü`minler bu zulmü kılları kıpırdamadan seyrediyorsa, o vakit bu durumda olanların îmânlarının sıhhatini yeniden gözden geçirip tevbe etmeleri, hakiki îmânı elde etmek için gayret göstermeleri gerekir.

Ve, mü’minler aralarındaki muhabbeti arttırma yolunda çaba sarfetmelidir. Ashab-ı Kiram’ın güzel adetlerinden olan ama bugün ihmal ettiğimiz davranışlardan birisi de birbirimize olan sevgimizi ifade edemeyişimizdir. Efendimiz (s.a.v.) muhtelif hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır :

"Sizden birisi kardeşini Allah yolunda sevdiği zaman kendisine bildirsin. Zira bu, ülfette daha kalıcı, muhabbette sebat vericidir."

"İmânı kâmil olan, sevdiği kimseyi, ondan menfâat gördüğü için değil, sırf Allah rızâsı için sever. Gerçek imân da budur."

"Bir adam, birini Allah için sever de ona: `Seni Allah için seviyorum` derse, ikisi de Cennete girerler. Sevenin derecesi daha yücedir."

Bir hadis-i kutsi de ise :

"Allah Teâlâ: `Benim için birbirlerini sevenlere, birbirleri ile ilgilenenlere, ziyaretleşenlere ve yardımlaşanlara muhabbetim, rahmet ve mağfiretim vacip oldu, (Onları mutlaka bağışlayıp Cennetime koyacağım) buyurdu" denilmiştir.

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hicret sonrasında Medine’nin yerli ahalisi Ensar ile, Mekke’den göçüp gelen Muhacir’leri birbirleriyle ayrıca kardeşler kılmıştı. Ensar, Muhacirinden olan kardeşini yanına almış, evlerine yerleştirmiş, işlerini, aşlarını, sıkıntı ve mutluluklarını bölüşmüşlerdi. Gün içinde birbirlerini göremezler ise, kardeşlerinin özlemini çeker, her gün birbirlerinin sıkıntı ve tasası olup olmadığını sorar; var ise çözümünü arar ve yardımcı olurlardı.

Yüce Allah (c.c.), Müslümanlara zaferler ihsan edip de mali imkanlara kavuştuklarında Sevgili Peygamber Efendimiz (sa.v.) ganimetleri Ensar ve Muhacirin arasında eşit olarak paylaştırmayı istediğinde Medine’nin yerlisi Ensar, kendi paylarının da kardeşleri olan Muhacirlere verilmesini istemişler ancak, onların yine de evlerinde yanlarında kalmasını talep etmişlerdir.

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) :

"Cennette öyle köşkler vardır ki, içinden dışı, dışından içi görülür. Allah bunları kendi rızâsı için birbirini, seven, birbirini ziyaret eden ve mallarını Allah yolunda harcayan kimseler için hazırlamıştır” buyurmuştur.

Kardeşliğin bir gereği de iyi ve kötü günde onun yanında bulunmak, düşmanlarına karşı onu savunmaktır. Aralarında çıkacak bir anlaşmazlık durumunda, dost ve kardeş olmayanların söz ve davranışlardan hem kendisini hem kardeşini korumaktır. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) :

"Kim bir mü`mini, bir münafığın şerrinden korursa, Kıyamet gününde Allah ona vücudunu Cehennem ateşinden koruyacak bir melek gönderir. Kim bir müslümanı kötülemek maksadıyla ona laf atarsa, söylediği sözü ispat edinceye kadar Allah onu Cehennem köprüsü üzerinde tutar" buyurmuştur.

Konu, bir günlük notlar ile aktarılamayacağı için inşaallah yarınki notlarımızda devam edeceğiz.

Yüce Allah (c.c.) mü’minleri birbirlerine sevdirsin ve onları düşmanlarına karşı birlik, dirlik ve mukavemet içinde olmaya muvaffak eylesin.