ASIM CENGİZ GÜR


KARDEŞLİK HAKKINDA (2)

KARDEŞLİK HAKKINDA (2)


Kardeşlik hukukunun bir gereği de, mü’min kardeşinin ırz, namus ve şerefini korumaktır. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) :

"Kim bir mü`min kardeşinin aleyhinde konuşulduğunda onun şeref ve namusunu savunursa, Allah da Kıyamet günü onu Cehennem ateşinden korur” buyurmuştur. Mü’minler bu görevleri güç, kuvvet ve müktesebatları oranında yerine getirmekle yükümlüdürlür. Yine efendimiz (s.a.v.) :

“Mü`min, mü`minin kardeşidir. Onun malını, mülkünü korur. Bulunmadığında da ona ait herşeyi korur” buyurmuşlardır.

Bir başka husus, mü’minlerin birbirlerinin ihtiyaçlarını gidermek, karşılamak vazifeleridir. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) :

"Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona haksızlık yapmaz. Tehlikeli bir durumda kalsa yalnız bırakmaz. Kim, bir Müslüman kardeşinin ihtiyacını karşılarsa, Allah`da onun ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümanın üzüntüsünü giderirse, Allah da Kıyamet günü onun ayıbını örter” buyurmuştur. Dünyanın türlü türlü hali var demiş büyüklerimiz. Sağlık, sıhhat ve varlık içinde yaşar iken, dünya imtihanının gereği olarak bunlardan mahrum kalabiliriz. Bu durumda, hemen yanıbaşımızda bize destek olacak bir kardeşimizin olması bulunmaz nimettir. Mü’minler, Müslümanlar birbirlerinin kalplerini sürurlandırmak, bunun için her zaman iyi davranışlarda bulunmak, onlarla hoş geçinmek, güzel geçim ehli olmak, güzel söz söylemek, konuşurken kırıcı olmamak da uygun davranışlardır.

Müslümanların birbirlerine dargın durmaması, herhangi bir olumsuzluk karşısında bile üç günden fazla ilişkisini kesmemesi inancımızın gereğidir. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) :

"Müslümanla alâkayı kesmek onun kanını dökmek gibidir."

"Birbirinize karşı buğz etmeyin, münâsebetlerinizi kesmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, çekememezlik yapmayın. Ey Allah"n kulları Allah"n emrettiği gibi kardeş olun. Bir Müslümanın, kardeşini üç günden fazla terk etmesi helâl olmaz” buyurmuşlardır.

Müslümanların ahlaklarından bir tanesi de, bir kötülükle karşılaştığında onu iyilikle savmasıdır. Müslüman kardeşinden gördüğü hoş olmayan davranışlar sebebiyle kardeşine değil de, o hoş olmayan davranışa buğuz etmesi ve kardeşini o kötü halden uzaklaştırmak için uygun bir metodla mücadele etmesidir.

Yüce Rabbimiz :

"İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğe iyiliğin en güzeliyle karşılık ver; bir de bakarsın, aranızda düşmanlık bulunan kimse candan bir dost oluvermiştir” buyurmaktadır.

Büyüklerimiz : “iyiliğe iyilikle karşılık vermek, her kişinin; kötülüğe iyilik ile karşılık vermek Er Kişi’nin işidir” demişlerdir.

Arası bozulan iki kişi veya iki grubun arasını bulmak da, kardeşliğin gereğidir. Aslında kardeşler, aralarındaki ilişkiyi bozacak her türlü davranış ve sözden de sakınmalıdırlar. Her ne kadar arası bozulanlar daha sonra barışsalar da, kalp ve zihinlerde şeytanın ve nefsin ileriki zamanlarda kullanacağı bir anı olarak kalmaktadır.

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) :

"Size oruçtan, namazdan, sadakadan, daha üstününü öğreteyim mi?" deyince, ashab-ı kiram efendilerimiz (Allah hepsinden razı olsun)

"Evet, öğret yâ Resûlullah!" dediler. Efendimiz (s.a.v.) :

"İki kişinin arasını düzeltmektir. Şüphesiz iki kişinin arasını açmak ise tıraştır (dini kökünden kazımaktır)” buyurdu.

Kardeşlik münâsebetlerinde mühim bir husus ta ayıbı, kusuru yüze vurmamaktır. O ayıp görmezlikten gelinmeli, münasip bir lisanla, muhataba o ayıbı işlediği sezdirilmeden güzel bir usul ile uyarılmalıdır. Ayıp, hata, kusur fiilleri, kardeşimizin omuzundaki akrep gibidir. En güzeli, onu ürkütmeden o akrebi oradan uzaklaştırmak, yahut omuzunda "akrep olduğu"nu ürkütmeden, incitmeden söylemektir.

Müslümanın ayıbını örtmenin fazileti ve ayıpları yaymanın ağır mesuliyetiyle ilgili olarak da Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) :

"Kim bir Müslümanın, dünya sıkıntılarından birini giderirse, Allah da onun kıyamet sıkıntılarından birini giderir. Kim Müslümanın ayıbını örterse, Allah da dünya ve âhirette onun ayıbını örter. İnsan (mü`min) kardeşine yardımcı olduğu müddetçe Allah da onun yardımcısı olur” buyurmuştur. Başka bir hadis-i şeriflerinde de :

"Kim (Mü`min) kardeşinin ayıbını örterse, Allah da kıyamet gününde onun ayıbını örter. Kim Müslüman kardeşinin ayıbını açığa vurursa, bu yaptığından dolayı Allah da onun ayıbını açığa vurur. Hatta evinde bile onu rezil eder" buyurarak, "ayıp ve kusur araştırmanın" çok kötü bir huy olduuna işare etmiştir.

Yüce Allah (c.c.), aramızdaki kardeşlik duygusunu ve sevgimizi arttırsın ve vadettiği nimetlere eriştirsin.