CANSU DENİZ


KİM İLERİDE?


"Ey insanlar, gerçekten biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler şeklinde kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün olanınız takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır." Hucurat Suresi

Her insanın kalbinde var olan Kuran-ı Kerim böyle diyor. Sizin en üstününüz olan takvaca ileri olandır diyor.  Peki, takvaca ileri olanı kim biliyor? Pek tabi ki yalnızca Allah!

Günümüz Türkiye'sinin en önemli toplumsal hastalıklarından biridir;  ileri olanı geride kalanı belirlemek. Toplumsal bakış açısı belirlemede, bireysel etiketlemeler de herkes adeta turnusol kâğıdı görevi üstlenmektedir.  Filanca kişi ateist,  komşum solcu, akrabam yolsuz, şu grup yoldan çıkmış, hırsız ve hatta nursuz..

Bireysel bilirkişiliklerimizden toplumsal ayrıştırmaya kadar varan her türlü konuda en yetkin tavrımızı koruyup yüzyıllarca biriktirdiğimiz hoşgörümüze, birlik beraberliğimize, göz göre kulak duya işkence ediyoruz. Neden peki? Çünkü bazen bilerek pek çoğu zamanda bilmeyerek şirk koşuyoruz.  Bilmiyoruz yaratılan her şeyin her zerresinde Hakk'ın olduğunu. Gafletle yargıladığımız her kulda, aslında Hakk'ın hikmetini yargıladığımızı!

Unutuyoruz herkesin hayat yolunun farklı olduğunu..Bunu önemsemediğimiz, diğerlerinin ayakları ile dünyayı dolaşamadığımız diğerlerinin ayakkabılarını giyemediğimiz gibi en çetin ahkamlarımızı rahatça kesebiliyoruz. Yaradılışımızın özü olan sevmeyi, muhabbeti, hoşgörüyü unutuyoruz.

Sonrası mı? Aslında kendimize sonra birbirimize düşman mutsuz, umutsuz bir toplum..

Nereden başlamak gerekir dersek tam olarak Allah`ın kelamından tutunmalıyız. En saf, en güzel kelamdan, başladığımız yerden aslında..

Önce kendimizi anlamalıyız ki; içe dönük bu yolculuk aslından diğer nefeslere yol alınabilsin.. Bir olunabilsin, diri olunabilsin..

Gayret etmeliyiz ki, gafletimizin çukurunda kalmayıp , Şeyh Edebali Hz.`lerinin dediği gibi kendimizde boğulamayalım..

Ancak bu şekilde daha saygılı, daha hoşgörülü, daha mutlu bireyler ve topluluklar olabiliriz.

 

Ancak bu şekilde bu güzel toprakların ruhu bin parça olmaz bugün olduğu gibi..

 

Bu güzel aylarda tek olanda, hak olanda, iyide, doğruda, güzelde birleşmek umuduyla..