SAMİ DAYANGAÇ


KOBANİ

GÖZLEM - Sami DAYANGAÇ


Öncelikle Kobani olayları neden çıktı diye bakmak gerekir. Kobani bilinenin aksine Suriye topraklarında bulunan bir yerleşim merkezidir. Dış güçlerin destekleri ile kurulan İŞİD burada hızla güçlenmiş ve Kobani de PYD örgütüne karşı büyük üstünlük sağlamıştır. Bu arada Kuzey Irak'ta konuşlu bulunan örgüt Kobani'ye yardım için ülkemiz sınırını kullanmak istemiş, Hatay üzerinden Kobani'ye geçmek istemişlerdir. İzin verilmeyince de şu an hapiste bulunan parti genel başkanının açık daveti ile sokaklar göstericilerce ateşe verilmiş, olaylar çıkmıştır. 2014 yılında, Suriye’nin Kuzeyindeki Ayn el-Arab, diğer adıyla Kobani şehrine, DEAŞ militanları saldırdı. Bunlara karşı çatışan PYD terör örgütü, Türkiye toprakları üzerinden kendilerine silah desteği verilmesi talebinde bulundu. Bu terör örgütüne silah aktarılmasına izin verilmiyor diye, Türkiye’de PKK/KCK terör örgütünün elebaşları, bu örgütün gençlik ve kadın yapılanması, silahlı şehir yapılanması ile HDP’nin (Halkların Demokratik Partisi) MYK üyeleri, sosyal medya ve bazı basın-yayın organları üzerinde toplumu ajite ederek insanları sokaklara eylem yapmaya çağırdı… Olaylar kısa zamanda büyüdü ve pek çok şehirde yakıp yıkmalar, yağmalar yaşandı. Neticede 197 okul binası yakıldı. 269 kamu binası tahrip edildi. Bin 731 ev ve iş yeri yağmalandı. 1.230 araç da hasar gördü. Fakat en önemlisi ve acıklısı, bu olaylarda toplam olarak 46 vatandaşımız hayatını kaybetti. 682 kişi de yaralandı.

Sağlıklı analiz yapılırsa görülecektir ki Gezi olayları prova, Kobani olayları da sanki isyan kalkışmasıydı. Adına ne derseniz deyin, bu tahribatın faturasını vatandaşlar olarak bizler ödedik, ödemeye devam ediyoruz. Oysa suç varsa ceza da olmalı ve sonuna kadar uygulanmalıdır. Gerek Gezi kalkışması ve gerekse de Kobani ayaklanma provasında verilen maddi zarar mutlaka ödetilmelidir. Ödetildi mi?

Ödetilse ibret olur ve kimse aklından dahi geçirmez. Hatırlayalım, İstanbul'da Gazi Mahallesi var. O bölgeye polis giremiyordu. Belediye otobüsleri molotoflarla, içinde yolcu varken ateşe veriliyordu. Ne oldu da bıçak gibi kesildi? Tıpkı her gün kardeş kanı döküldüğü vatanımızda 12 Eylül olur olmaz tüm olaylar kesildiği gibi.

Aradan yıllar geçti demeden, adalet sistemi yavaş çalışıyor demeden, 12 Eylül gibi yapanların ölmesi beklenmeden her suç karşılığını bulmalıdır.