ASIM CENGİZ GÜR


KURBAN MESELESİ ? 1

Notlar - Asım Cengiz GÜR


Dince belirlenmiş belirli bir vakitte, belirli bir hayvanı ibadet maksadıyla ve belirlenen usule uygun olarak kesmeye dinde, ?Kurban? diyoruz.

Kurban, sözlük anlamıyla ?yaklaşmak? anlamına geliyor. Buradan hareket ile, Alah´a yaklaşmayı ve bunun için Allah yolunda malların feda edilebileceğini, O´na teslim olunmayı ve O´na şükrü de ifade eder.

Kurban, hicretin ikinci yılında meşru kılınmıştır. Meşruiyeti, kitap, sünnet ve icma-ı ümmet ile sabittir.

Yüce Allah (c.c.) Kur´an-ı Kerim´de: ?Rabbin için namaz kıl ve kurban kes? buyurmuştur.

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de bir hadis-i şeriflerinde : İmkanı olmasına rağmen kurban kesmeyen bizim namazgahımıza yaklaşmasın!? buyurarak, kurban ibadetinin önemini ortaya koymuştur.

Yukarıdaki ve benzer ayet ve hadis-i şeriflerden hareket eden Hanefi fıkıh alimleri kurban kesmenin vacip olduğuna hükmetmişlerdir.

Kurban, Allah´a yaklaşmak amacıyla ve sadece O´nun rızasını kazanmak için, O´nun adına, O´nun adı ile kesilir.

Başkası adına hayvan kesmek haramdır ve bu yola sapanları Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.): ?Allah´dan başkası adına hayvan kesene Allah lanet etsin? buyurarak uyarmıştır.

Kurban´ı kimler kesmelidir:

Kurban, Müslüman, hür ve mukim (seferi olmayan) kişilerden nisab miktarı mala sahip olanlarca kesilmesi gerekir. Kişinin akıllı ve büluğ çağına gelmiş olup olmaması konusunda ihtilaf edilmiş ise de, İmam-ı Azam ve İmam Ebû Yusuf´un fetvasınca hareket edilmektedir ki, bu fetvaya göre kişinin akıllı ve büluğ çağına gelmesine gerek yoktur. Müslüman, hür, mukim ve nisap miktara mala sahip olan kişi akıllı ve baliğ değilse, onun velisi onun adına kurban kesecektir.

Mukim olmayanlar yani dinen seferi sayılanlar kurban kesmekten muaf tutulmuşlardır.

Kurban kesmenin vacib olma şartlarından bir diğeri olan nisab ise sadaka-i fıtır (fitre) verebilecek durumda olmak demektir. Kurban bayramı günlerinde nisab miktarına sahip olması yeterlidir. Bunun üzerinden bir yıl geçmiş olması aranmaz.

Hangi hayvanlar kurbanlıktık ve ne vasıfta olmalıdır:

Kurban edilecek hayvanlar, koyun, keçi, sığır, manda ve devedir. Vahşi hayvanlardan kurban etmek caiz değildir. Çiftleşen hayvanlardan doğan yavrunun annesi ehlî ise erkeği vahşî´de olsa bu yavrudan kurban etmek câizdir. Çünkü hayvanlarda yavru anneye tâbidir.

Koyun ve keçinin bir yıllığı kurban edilir. Ancak altı ayını doldurmuş olan kuzu annesinden ayırdedilemeyecek kadar gösterişli ve semiz ise kurban edilebilir. Oğlak için bu durum geçerli değildir. Sığır ve mandanın iki, devenin ise beş yaşında olanı kurban edilir.

Koyun ve keçi bir kişi adına kurban edilebilir. Sığır ve deveye ise birden yediye kadar kişiler ortak olabilir. Ancak ortaklardan her biri müslüman olmalı ve kurban niyetiyle ortaklığa girmiş bulunmalıdırlar. Et yeme maksadıyla ortaklık kurulursa veya birisi et yeme maksadıyla ortaklıkta bulunursa hiç birisinin kurbanı yerine gelmiş olmaz. Sığır veya deveyi kurban etmek üzere ortaklık kuranlardan her birinin vacip olan kurban niyyetleri şart değildir. Ortaklardan bazısı vacip olan kurban, bazıları nafile, bazıları keffâret kurbanı, ceza kurbanı, Hacc-ı temettü veya Hacc-ı kıran kurbanı, akîka kurbanı gibi değişik niyetlerle oraklıkta bulunabilirler. Kurban kesildikten sonra et, tartı ile eşit şekilde paylaşılmalıdır.

Yaradılıştan boynuzsuz, burma, yenini yiyebilen delirmiş hayvan, çok zayıflamamış olan uyuz hayvan, yaradılıştan kulakları küçük olan hayvan, dişlerinin azısı düşmüş veya dişleri olmadığı halde yemini yiyebilen ve otlayabilen hayvanlardan kurban etmek câizdir.

Bir veya iki gözü kör, kemiğinde ilik kalmayacak kadar zayıflamış, kesileceği yere gidemeyecek derecede topal, kulak veya kuyruğunun yarıdan fazlası kesilmiş veya kopmuş, boynuzunun çoğu kırılmış, memesi kesilmiş, yavrusunu emziremeyen, memesi kurumuş veya memelerinden birisi sütten kesilmiş olan koyun-keçi ile, ikisi sütten kesilmiş sığır-deve, dört ayağından biri kesilmiş olan hayvan, burnu kesilmiş, pislik yiyen hayvanlar etindeki pislik temizleninceye kadar tutulmamış ise kurban olmazlar. Bu konuda ulemadan bazıları şöyle bir genel kaide koymuşlardır: "Hayvandan tam olarak, güzelce istifadeye mani olan her kusur kurbana manidir." Kusur bu durumda değilse kurbana mani değildir. Kurbana mani olan bu kusurlar zengin içindir. Zengin, kurban edeceği hayvanı bu kusurlardan biri bulunduğu halde satın alırsa veya satın aldıktan sonra bu kusurlardan birisi meydana gelirse bu hayvanlar kurban edilemez. Fakir için ise her hâlükârda kesmek câizdir.


Kurbanın ne zaman kesilebilir:

Kurban, eyyâm-ı nahr (Kurban kesme günleri) denilen Zilhicce ayının onuncu, on birinci ve on ikinci günleri kesilir. Onuncu gün (ilk gün) kesmek daha faziletlidir. Zilhiccenin onuncu günü ikinci fecir doğmadan önce kurban kesmek câiz değildir. İkinci fecirden sonra Zilhiccenin on ikinci günü güneş batıncaya kadar geçen zaman içinde gece ve gündüz kurban kesilebilir. Ancak geceleri kesmek mekruhtur. Bayram namazı kılınan yerlerde, imam bayram namazında iken veya teşehhüd miktarı oturmadan önce kurban kesilmesi caiz değildir, Selâm verdikten sonra ise kurban kesilebilir. Bayram namazı kılınmayan yerlerde ikinci fecrin doğumundan sonra kurban kesilebilir.

Kurban usulüne uygun nasıl kesilir:

Kurban kesmek için bıçak önceden bilenip hazırlanır ve hayvanın göremeyeceği bir yere konulur. Sonra hayvan ayakları ve yüzü kıbleye gelecek şekilde sol tarafına yatırılır. Hayvanın sağ arka ayağı serbest kalmak şartıyla diğer ayakları bağlanır. Bundan sonra tekbir ve tehlîl getirilir. Arkasından "Bismillâhi Allâhü ekber" denilerek, hayvanın boynuna bıçak vurulur. Nefes ve yemek boruları ile şahdamarı denilen iki ana damarı kesilir. Hayvan soğumaya bırakılır, kanının akması beklenir ve sonra derisi yüzülür. Hayvanı elinden gelirse, kurban sahibinin kendisinin kesmesi menduptur. Kendisi kesemezse, bir başka müslümana kestirir.

Yarınki notlarımızda inşaallah bu konuya devam edeceğiz.

Yüce Allah (c.c.) vermiş olduğu her türlü nimetin asıl sahibinin kendisi olduğu bilinci ile hareket ederek, gerektiğinde ve vakti geldiğinde kendisi için feda edebilme şuurunu hepimize nasib ve bu yolda müyesser eylesin.