SAMİ DAYANGAÇ


MASKE YETERLİ Mİ?

GÖZLEM - Sami DAYANGAÇ


Corona felaketi insanımızda ne moral bıraktı ne de neşe. Ama gariptir, çevremizde bu kadar vaka, bu kadar ölen varken hala vurdumduymaz olan bir ton alçak var. Devletin uyarılarına harfiyen uyan kitleyi salak durumuna düşüren, maske takmayan, mesafe kuralına uymayanlar ne olacak?

İnsanlara sadece maske takın, ellerinizi yıkayın demek yeterli mi? Cevabınız evet ise sorumuz şu olacak. Çıkın çarşı pazar dolaşın, açıkta satılan kuruyemişler, tatlılar, dönerle ne olacak? Kuruyemişçilere bakın, hiçbiri pişirilerek, yıkanarak tüketilen nesneler değil. Peki neden açıkta satılmasına göz yumuluyor?

İnsanımız trafik polisini görünce kemere saldırdığı gibi denetlemeyi görünce de maskeye saldırıyor. Maske nerde? Ya kolda ya arka cepte.

Bu illet sanılandan çok daha fazla ve hızlı yayılıyor. Eskiden şehrimizdeydi sonra mahallemize geldi. Şimdi artık binamızda. Yakınlarımızı yitirdik ama nedense ders almıyoruz. Büyükşehir Belediyesi’nde uzun zaman mesai yaptığımız bir yiğit dostumuzu kaybettik. Doktorluğunu yaptığı kurumda corona testi pozitif çıkan iki işçi ağrımız var diye muayeneye gelmiş ve arkadaşımıza virüsü geçirmişler, mekanı cennet olsun. Yazık değil mi?

İnsanımız daha ne olmalı ki tatmin olup maske takmaya başlasın? Başta Valimiz, İl Sağlık Müdürümüz, Şehir Hastanesi Başhekimi ve ekibi canla başla çalışıyor, çırpınıyor. Düşünün o hastanede görev yapan sağlık ekibinin psikolojisini. Evlerine gitseler aileye bulaşma riski var, gitmeseler özlem var. Bu arada tüm sağlıkçılar demek, sadece corona ile hayatları pahasına mücadele eden fedakar kahramanlara haksızlık olur. Haftada bir gün hastaneye şöyle bir gidenle her gün pandemide çalışanlar elbette bir tutulmamalı.

Belediyelere bu anlamda düşen bir görev de açıkta satılan yiyeceklere engel olmanın tam sırası. Eskiden oy kaygısı ile dükkanlarının önünü sergi salonu yapan, dükkanlarından daha büyük dükkanı dışarı açanlara bir şey denmiyordu. Ziraat Bankası Bankalar Caddesi Şubesi önünden tutun da, İstasyon Caddesi’ne kadar bu durum böyle. Kaldırımlar işgalli. Peki kaldırımlar sadece kuruyemişçilerle mi işgalli? Şimdi restoranlar, dürümcüler de yaya kaldırımlarına masa attılar ki insanlar toz içinde yesinler diye.

Corona öne sürülerek kaldırımlar temizlenmeli, kuruyemişler üstleri kapalı satılmalı, yaya kaldırımları sadece yayalara bırakılmalıdır. Mesela Melikgazi İlçe Müftülüğü’nün önünden geçin ve görün. Yaya kaldırımları kuruyemişçi, börekçi, dürümcü ile kapanmış, yol ise dubalarla ayrılmış ki o esnaflar yolun yarısını da dükkan gibi kullansınlar diye. İşte bunlara engel olmanın, kaldırmanın tam zamanı.

Sadece hasta etmeyip aynı zamanda genç yaşlı demeden öldüren bu illetle top yekün, hep birlikte mücadele etmeli, savaşmalıyız. Amaaaa sadece maske yeterli değildir.