CANSU DENİZ


MÜSLÜMAN, ?BU NE GÜZEL İNSAN? DEDİRTMELİDİR!


Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (sa), bizlere tebliğ ettiği İslamiyet ile güzel ahlakı tamamlamak üzere geldiğini buyurmuştur. Yani İslamiyet yalnızca ibadet silsilesinden oluşmamakta, tüm oluşun-yaşayın prensiplerini bizlere aktarmakta, bu prensiplerle saadet zamanını yaşayan ehlibeytin güzel ahlakı nasıl hayata geçirdiğini göstermektedir. Bizlere düşen ise Peygamber Efendimizin ve sahabelerin nasıl yaşadığını öğrenip, Kuran-ı Kerim´i nasibimiz kadar hayatımıza aktarmaya çalışmaktır.
Zira Peygamber Efendimizin ve ashabının her hareketinde dersler vardır. Peygamber Efendimiz, Müslümanlık tebliğ olunana kadar şehir hayatı yaşamış, bulunduğu yerde sevilen ve güvenilen olmuş, El-Emin ismiyle anılmıştır. Peygamberlik görevi tebliğ olduktan sonra da Peygamber Efendimiz yine emanet ehli olarak bilinmiş, O´na olan güven zerre eksilmemiş, yalnızca iman etmeyen nefisler tevhidin karşısında durmaya çalışmıştır. Yani Peygamber Efendimiz; Hz. Ayşe´nin deyişi ile, yaşayan Kuran olmuş, güzel ahlakın nasıl hayata geçirildiğini bizlere öğretmiştir.
Bu minvalde Müslüman olarak yapmamız gereken yalnızca ibadetlerimiz değildir. Müslüman; iyi ile kötüyü ayırt eden olmalıdır. Allah´ın lütfettiği gönül ve akılla; zalim olmayacağı gibi, mazlum da olmamalıdır. Yani her nefes, nefsi müdafaaya değil, Hakk´ı müdafaaya adanmalıdır. Ve kendimizden sonraki nesillerde bu şiarda yetiştirilmelidir.
İnsanlarla-cümle varlıklarla ilişkimizden, işimizden, davranışlarımızdan, oturuşumuzdan, kalkışımızdan, sözlerimizden tutun en basit eylemlerimize kadar bu güzel tebliğe uyum şarttır. Zira İslamiyet bu dünyada nasıl yaşayacağımızın, nasıl kâmil insan olacağımızın reçetesidir. Bu reçeteye göre yaşanmayan her nefes ziyanda olacağını elbet görecektir.
Ömer Lütfi Mete abimizin, bizlere bu anlamda çok kıymetli sözleri vardır. Bizlere zamanı aşıp söyler ki; ?Müslümanlık bir külfetler paketi değil bir zevk olmalıdır, Müslümanlık aşk ile yaşanmalıdır. Müslüman dışardan bakanı imrendirmelidir. Kişi Müslümanım diyorsa, kendini tanıyanlar ona baktıkça ?bu ne güzel insan´ diyebilmelidir.?
Günümüz dünyasında Müslümanı aşağı çekmeye çalışan, güneşi balçıkla sıvamaya çalışan bu zulme karşı yapılabilecek en güzel cihat; emrolunduğu gibi güzel yaşamaya çalışmaktır. Bu çaba bireysel anlamda bizi kul olmaya yaklaştıracakken, Müslüman toplumu da ileri götürecektir.
Velhasıl, Peygamber torunlarını katledip; namazlarında Peygamberimize selam verenlerin zihniyetinden çıkmalı; elinden, dilinden, cümle fiillerinden zarar gelinmeyeceğinden emin olunan, güzel ahlakı hayatına aktarmaya çalışan Müslümanlar olmalıyız.
Bu kadar büyük bir lütfa mazhar olmuş, İslamiyet´le şereflenmiş Yüce bir millet olarak, nimetin farkında olup, var oluş amacımıza uygun, Allah´ın bizler için murat ettiği gibi yaşamalıyız.
Allah bizleri; sözünde, işinde, duruşunda, dostluğunda, kardeşliğinde, tüm yaşayışında Hak yolda seferde olanlardan eylesin.
?Sözlerim kendimedir, gayra değildir.
Cümlesi hayradır, şerre değildir.?
Tayyar Baba