CANSU DENİZ


NUR İLE ZULMET


Abdlulkadir Geylani Hazretleri buyurur ki; kalplerinizle Allah´a doğru yürüyün.

Fikrimize, zikrimize, ayaklarımıza, cümle oluşlarımıza istikamet veren kalp değil midir?

Bu manada Peygamber Efendimizin mirası da dikkatten kaçmamalıdır ; "Vücutta el ayası kadar bir et parçası vardır, bu et parçası bozuk olduğunda her şey bozuk olur, o fesada uğrayınca her şey fesada uğrar, o kalptir."   

Yüce Allah´ın Habibi´nin bizlere mesajından baktığımızda; kalp düzeldiği vakit; tüm vücut düzelip, selim olmaz mı?

Biricik kalbin, biricik sevgilisi Hak olunca;  Allah´ın, kulun işittiği kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli, yürüdüğü ayağı olacağı kalbimizden silindi mi?

Ve kalp, yalnızca Allah´a mekan olduğunda nur ile zulmet bir arada olabilir mi?

Peygamber Efendimizin aynasından bakıp sormak gerektir; Hepimizin bir gönlü var, o gönlün ayakları ile yürüyoruz.Peki nereye yürüyoruz? Acaba bizim gönlümüz nerede?

Kalbime yön  vermiş bir hikayeyi aktarmanın tam da sırası;

" Adamın biri çok zalim, şaki bir insan. Kaç kişiyi öldürmüş. Bu adam Hak dostu ile karşılaşır. Allah dostu nasihat eder adama; aslına dön, bırak bu işi, isteyerek yapmıyorsun, senin aslın güzeldir !  Adamın içine bir şey  düşer. Ne olacak benim bu halim der, tövbe etsem Allah kabul eder mi düşünür durur. Bir hocaya anlatır halini, hoca da senin kurtuluşun yok der, bütün ümitlerini yok etmeye çalışır. Adam sinirlenir hocayı da öldürür. Tövbe yollarını arayıp durur. Sonra bir arkadaşı der ki; ben duydum falan yerde şöyle bir belde var, o belde de yaşayanları Allah çok seviyor. Allah´ta onları çok seviyor. Sen git orda yaşa. Elini ayağını kötü işlerden kes. Umulur ki Allah affeder. Adam bir umut yola düşer. Yolda hastalanıp o beldeye kavuşamadan ölür. Melekler ölünün başına gelip tartışmaya başlar, bir kısmı bu adam şakidir, şaki beldesine götürmemiz gerekiyor der; bir kısmı hayır bu adam iyi niyetliydi, tövbe etmişti ne biliyorsunuz Allah´ın affetmeyeceğini der. Sonrasında Cebrail gelir. Kolayı var der Cebrail, o tarafı da bu tarafı da ölçün, hangi taraf yakınsa oradandır, der. Ölçüp gelirler, O salihlere yakın çıkar."

Tam da bu kıssadan hissedir kalbimize; yeter ki cümle fiillerimize hakim olan kalp  Asr suresinde müjdelenen salih kullardan olma yoluna niyetlensin.

Zira kendine derman arayanın dermanlanacağı muhakkak değil midir?

Allah bize bizden daha yakın değil midir? Atacağımız her adım, aldığımız her nefes çok önemlidir. Yeter ki gönlü Hakka yakın olanlardan olalım.

Şimdi sorarım kalbime ve kalplerinize; gerçekten Allah´a yakın mı diye?

"Sözlerim kendimedir, gayra değildir.

Cümlesi hayradır, şerre değildir."

                                               Tayyar Baba