ASIM CENGİZ GÜR


ÖLÜM GELMEDEN ÖNCE


Aziz kitabımız Kur´an-ı Kerim´de: ?İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece ?iman ettik? demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar? Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır. Yoksa kötülükleri yapanlar bizden kaçabileceklerini mi sandılar? Ne kadar kötü (ve yanlış) hüküm veriyorlar! Her kim Allah´a kavuşmayı umuyorsa bilsin ki, Allah´ın tayin ettiği o vakit elbette gelecektir. O her şeyi işiten ve bilendir. Cihad eden ancak kendisi için cihad etmiş olur. Şüphesiz Allah, âlemlerden müstağnidir. İman edip iyi işler yapanların kötülüklerini elbette örteriz ve onlara, yaptıklarının daha güzeli ile karşılık veririz? buyuruluyor.

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de bir hadis-i şeriflerinde ?Şu yedi şey gelmeden evvel yarışırcasına (hayırlı/salih/güzel) işler yapmaya koşunuz? buyurmuşlar.

Hadis-i şerifte bahsedilen yedi husus şöyledir :

?Hatıra gelmeyen, umulmayan bir fakirlik?. İnsanın aklına hiç fakir olabileceği, bugünkünden daha az imkanlara sahip olabileceği gelmez, fakirliği unutur. Ya da başına fakirlik bir geldi mi, insana ne yapacağını unutturur, şaşırttırır. Fakirlik geldi mi hayırları unutturur, vazifelerini unutturur, çok kötü durumlara düşer. Hattâ fakirliği dolayısıyla ahlâktan sapar, hırsızlık yapar vs. Onun için, o fakirlik gelmeden evvel hayırlı amellere çalışmak lâzım! Sonra başını kaşıyacak zamanı olmaz da, hayırlı amelleri, ibadeti, tâati yapamaz.

"Ya da azdırıcı bir zenginlik?. Bu da bir tehlike, umulmadık bir fakirlik de tehlike. Azdırıcı bir zenginlik geliverir, artık hayır hasenat yapamaz insan. O zenginliğin gururuyla, şımarıklığıyla haramlara, günahlara sapar, mahvolur. O gelmeden evvel güzel amelleri işlemek lâzım! O da bir tehlike diyor Peygamber Efendimiz.

"İnsanın gücünü, kuvvetini tüketen, insanı ifsad eden, karmakarış eden, vücudunun imkânlarını tüketen hastalık". Evet, sıhhatliyken insan güzel ibadet ediyor ama, hastalık geliverirse yatağa esir oluyor. Herkes onun hizmetine koşuyor, herkese yük oluyor. Başkasına hizmet eden faydalı bir insanken, yapamaz duruma geliyor. Onun için hastalık gelmeden evvel hayırlı işleri yapmalı!..

"Veya ihtiyarlık, bunaklık". Adam iyiydi, hoştu, tatlı bir kimseydi, gayretliydi ama ihtiyarlayıverdi, bunayıverdi. Tamam, artık bitti. Hayır yapamaz, aksine abuk sabuk işler yapar, abuk sabuk sözler söyler. İşte ondan önce ömrünün kıymetini bilip, gençliğinin kıymetini bilip, ihtiyarlıktan önce hayırları işleri yapması lâzımdı. O da bir tehlike...

?Yahut da seri olarak, birden gelen, füc´eten gelen ölüm.?  Birden bire geliverir ölüm, hiç tahmin etmezsin. Nasıl olur? Birisi çeker tabancayı, öldürür. Hadi, gitti işte adam. Veya duvar yıkılır, zelzele olur vs. Yâni yaşlı değildi, sıhhatliydi, neşeliydi ama, etrafındaki çevresinden de ölüm geliyor insana. O gelmeden evvel salih amellere devam etmeli!..

"Ya da aniden çıkan Deccal." Deccal çıktı mı, o zaman iş zorlaşıyor. Deccal ne demek? Aldatıcı, insanları çok aldatıcı demek. Hakkı bâtıl gibi gösterecek, bâtılı hak gibi gösterecek, şerri hayır gibi gösterecek, kötüyü iyi gibi gösterecek, haramı günahı tatlı gösterecek. Bütün değer hükümlerini değiştirecek. Allah´ı inkâr ettirecek, kendisine taptıracak, insanları kendisine bağlayacak. Deccalin fitnesi en büyük fitnedir. Ona karşı müslümanların uyanık olması lâzım! Bazıları diyorlar ki, Deccal bir insan değil bir olay, toplumdaki bir kötü gelişmedir. İman gidiyor, yerine küfür makbul oluyor. Ahlâk gidiyor, yerine rezalet, kepazelik makbul oluyor, icra olunuyor. Değer hükümleri değişiyor; dürüst insanlar aptal sayılıyor, hırsızlık yapanlar açıkgöz sayılıyor. İman yok, edep yok, ahlâk yok... Deccal bu durumdur diyorlar. Bazıları da başka yorumlarla anlatıyor. "Çünkü Deccal beklenilenlerin en şerlisidir. İlerde olup da geleceği beklenilen şeylerin en kötüsüdür." diyor Peygamber Efendimiz (s.a.v.). Korkunç bir afet. O geldiği zaman insanların çoğu şaşıracak. Mü´min-i kâmiller onun Deccal olduğunu anlayacak, kurtulacak, Deccal´in fitnesine tutulmayacak ama, kimisi de tutulabilir. O da bir tehlike... O gelmeden insanın sahil ameller işlemesi lâzım!..

Sonuncusu da ?kıyametin kopması?dır. Bu kıyamet çok müthiştir ve çok acıdır. Çok acı bir olaydır, dayanılmaz bir olaydır." Kıyamet, çok korkunç bir hadise. Topluca alemin mahvolmasıdır.

Bu hadisi şerifte bildirilen olaylar olmadan önce Cenâb-ı Hakka güzel kulluk etmeğe yönelmemiz ve gayret etmemiz lazım. Hadis-i şerifte geçenlerin kimisi olmuştur, kimisi olacaktır. Bu sayılanların bir kısmı kişisel olarak bazılarının başına gelmiştir. Fakirlik gelmiştir, veya azdırıcı zenginlik gelmiştir, veyahut hastalık gelmiştir. İhtiyarlık gelmiştir, ölüm gelmiştir. Bize de gelebilir. Gelmeden önce gözümüzü açmalıyız. Su sıhhatli, afiyetli, aklımız başımızda olduğu zamanda, hadis-i şerifi okuduğumuz şu andaki imkânlarımızla, günümüzü Allah´ın rızasına uygun geçirmeğe çalışmalıyız. Sevaplı hareket etmeğe gayret etmeliyiz. Müteyakkız olmalıyız, dikkatli olmalıyız.

Allah-u Teala Hazretleri cümlemize hakkı hak olarak görüp ona uymayı nasib etsin... Bâtılı bâtıl olarak görüp ondan korunmayı nasib etsin. İyi müslüman olmayı, iyi toplum olmayı bize nasib etsin. Allah-u Teala Hazretleri ömrümüzü rızasına uygun geçirip huzuruna sevdiği razı olduğu kullar olarak varmayı ve cennetiyle cemaliyle şereflenmeyi nasib eylesin.

 


7 TEMMUZ 2015 HABER paylaşan: kaytv