SAMİ DAYANGAÇ


PAZARTESİ

GÖZLEM - Sami DAYANGAÇ


 

Özellikle çalışanlar açısından iki günlük tatilin sonunda, haftanın ilk iş günü zor bir gün olarak görülür. Pazartesi günü genel anlamda sevilmez, ama bazı şeyleri bilsek gerçekten de böyle mi düşünürüz?

Pazartesi günü: Her Müslümanın efendisi, son peygamber, Peygamberimizin doğduğu gündür.

Pazartesi günü: Peygamber Efendimizin miraca çıktığı gündür.

Pazartesi günü: Peygamber Efendimizin geçmiş peygamberlere imamlık yaparak namaz kıldırdığı gündür(rivayet).

Pazartesi günü: Peygamber Efendimizin Mekke'den Medine'ye hicret ettiği gündür.

Pazartesi günü: Peygamber Efendimizin başkomutanlığında Mekke'nin fetih edildiği gündür.

Pazartesi günü: Efendimizin Allahımıza kavuştuğu, vefat ettiği gündür.

Bu nedenle of puf demeden bu günü daha çok sevelim.

Efendimiz vefat edince sahabeden Hazreti Aişe Validemize, efendimizin ahlakını sorarlar. Aişe Validemiz bu soruya yine bir soruyla karşılık verir. Der ki; “Siz Kur'an okumuyor musunuz? Efendimizin ahlakı Kur'an ahlakıdır, başka yerde başka bir şey aramayın”.

Şimdi bakıyoruz da, bazı tarikatlarda, toplantılarda efendimiz için, şöyle saçını keserdi, şöyle tırnağını keserdi, şöyle yer, böyle içerdi diye anlatıyor, uygulanmasını istiyorlar. Ama bakınız Aişe Validemiz bunların hiçbirini dememiş. Demiş ki; kim ki efendimizin ahlakını merak ediyorsa, Kur'an’a baksın, okusun öğrensin.

Bakınız her namazda okuduğumuz Sübhaneke duasını kaçımız hatasız okuyoruz? Kaçımız anlamını biliyoruz? Bu hafta cuma namazı için Han Camisi’ne gittik. Müezzin olmadığından ön saflardan bir amcamız ezan ve kamet okudu. Nerede müezzin? Hem de cuma vakti.

Şahin Güven Hoca, çok iyi yetişmiş bir bilim adamıdır, akademisyendir. Şimdi halkımızı eğitmek, öğretmek adına çabalıyor ama bu çabayı öncelikle hala şiveli konuşan, şiveli okuyan imamların eğitimine vermelidir. Merkezden gelen metni dahi okuyamayan imamlarımız var. Diksiyon, hitabet kursları açmalı, imamların yetişmelerini sağlamalıdır. Bu, sabah namazı buluşmalarından daha önemli olsa gerek. Kaldı ki sabah namazı buluşmalarını her imam kendi camisinde neden yapmasın? Kahvehanelerde, atari salonlarında oynayan gençleri ziyaret edip davet edemez mi? Şahin Hocam, hocalık günlerinizi unutmadan, öncelikle imamların yetişmesi, gelişmesi, hitabet ve diksiyonlarının düzelmesi noktasında işe başlayınız. İmamlarımız eskiden camilere erken gelir, temizliğe bakar, düzenleme yapardı. Pandemi dönemini söylemiyoruz. Şimdi ezan okununca gelip namaz kıldırıp gidiyorlar. Bunu sıradan biri de yapar zaten. İmamın işi çıkınca cemaatten birini arayıp namazı kıldırtıyor. Bunu hiçbir kurumda göremezsiniz. Bu nedenle camilerde kütüphaneler olmalı, çocuklar oyun oynamalı, camilerimiz sadece vakit namazlarında 10 dakika kullanılmamalı, imamlar da sadece namaz kıldırma memuru olmamalıdır. Yukarıda saymaya çalıştığımız bilgilerin ışığında asla pazartesini lanetli gün gibi görmemeliyiz. Ne kadar önemli işler pazartesi olmuş değil mi?

Güne nasıl başlarsak, öyle de devam ederiz. Lütfen evden çıkmadan aile bireyleri ile esenlikler dileyerek çıkalım. Gidip de dönmemek var. Dönüp de bulamamak var.

Dünya fani, ölüm ani. Karşılaştığımız dostlardan, arkadaşlardan selamı güler yüzü eksik etmeyelim. İşimizde müşterimizle güler yüzümüzle iletişim kuralım. Güler yüzlü olmanın bedeli de yok, bedava. İyi pazartesiler…