ASIM CENGİZ GÜR


RECEB AYI

RECEB AYI


Receb, tazim ve saygı anlamına gelir, îslâm öncesi Araplar Receb ayına ayrı bir ehemmiyet verirler, saygı gösterir ve şanını yüceltirlerdi. Receb ayı gelince savaşlar ve kavgalar durdurulur, her taraf bir güven ve selâmet sahasına dönerdi. Öyle ki, bu ayda bir kimse babasının katiline rastlasa bile başını kaldırıp kaşına bakmazdı. Bu aya “sağır ay” denilmesi de sükûnet mevsimi olmasındandır.

Receb ayı Hicrî ayların yedincisi ve Ramazan’dan iki ay öncesidir. Fazileti bakımından ayrı bir yeri vardır. Regaib ve Mi’rac gibi mübarek geceleri içinde bulundurması faziletini daha da arttırmaktadır. Ayrıca, Kur’ân’da haram ayları olarak geçen dört aydan birisi olması, Müslüman kalblerdeki yerini bir kat daha daha artırmıştır.

Bazı mutasavvıf alimler şöyle söylemişlerdir:

Receb eza ve cefâyı terk içindir, Şaban amel ve vefa içindir, Ramazan sıdk ve safa içindir.

Receb tevbe ve pişmanlık ayıdır, Şaban muhabbet ayıdır, Ramazan kurbet (Allah’a yakınlık) ayıdır.

Receb hürmet ayıdır, Şaban hizmet ayıdır, Ramazan nimet ayıdır.

Receb ibadet ayıdır, Şaban dünyanın safasını terk etme ayıdır, Ramazan ibadetlerin mükafatını artıran aydır.

Allah dostlarından büyük mutasavvıf Zünnün Mısrî (Allah ondan razı olsun) şöyle söylemişler:

“Receb ekme ayıdır, Şaban sulama ayıdır, Ramazan derleyip toplama ayıdır. Herkes ne ekerse onu biçer, ne yaparsa cezasını çeker. Bir kimse ekimi bırakırsa, hasat zamanı ekmediğine pişman olur. Kıyamet gününde ise çok kötü duruma düşer”.

Receb ayının diğer aylardan farklı bir ibadeti de oruçtur. Mümkün mertebe bu ayda daha fazla oruç tutulmaya çalışılır. Devamlı, hiç ara vermeden devamlı surette oruç tutan birine Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.):

“Haram aylarından bazısını tut, bazısını bırak, haram aylarda tut ve bırak, haram aylarda tut ve bırak”. Hadisi rivayet eden sahabe efendimiz (Allah onlardan razı olsun) :

“Resulullah ‘tut’ dedikçe, üç parmağını yumdu, ‘Bırak’ deyince de üç parmağını bıraktı”. Demiş. Yani Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) o kişiye “Üç gün tut, üç gün ara ver” dediği anlaşılıyor.

Daha önceki notlarda da aktardığımız gibi haram (hürmet gösterilmesi gereken) aylar, “Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb” aylarıdır. Receb ayında devamlı olarak bir ay boyu oruç tutmanın uygun görülmeyişinin sebebi, Receb ve Şaban aylarının Ramazan ayına benzemesinden kaçınılmasıdır. Çünkü hiç kesintisiz bir ay boyunca oruç tutmak sadece Ramazan ayına mahsustur.

Bundan başka, yıl içinde Ramazan dışında nasıl hicri/kameri ayların başında ortasında sonunda tutulan oruçlar var ise veya üçer gün ara vermek suretiyle oruç tutulması tavsiye edilmiş ise, Receb ayında da bu oruçlar tutulabilinir. Üç ayları hiç ara vermeden tutmak sünnet ve müstehap da değildir, sadece sâlih zatların güzel bir âdetidir. Receb ayını tam olarak tutanlara “Tutma” denilmez.

Geçmiş Ramazan aylarında bozmuş olduğu bir oruçtan dolayı kefaret orucu tutmak isteyenler için Receb ve Şaban ayı iyi bir fırsattır. Receb ayının birinci gününden itibaren hiç ara vermeden Şaban ayı da dahil olmak üzere iki ay üst üste oruç tutarsa tam bir kefaret borcunu ödemiş olur. Peşinden Ramazan ayının orucu da geleceğinden böylece üç ay boyu, bir gün dahi yemeden oruç tutmuş olur. Bu durumda oruç borcunu öderken aynı zamanda sevap hazinesini de doldurmuş ve geliştirmiş sayılır.

Receb ayı günahların affedildiği bir ay olması hasebiyle bu ayda her zamankinden daha çok ça tevbe istiğfarlar yapılmalı, hata ve kusurlarımızdan dolayı Yüce Mevla’dan afv ve mağfiret dilenmelidir.

Üç aylar birer dua ve niyaz mevsimidir. Hazreti Ali Efendimiz’in (Allah ondan razı olsun) şu duası ne güzeldir:

“Allahım! Beni her türlü kötülükten koru. Beni unutkan etme ve gaflet üzerinde bırakma. Sonumu da hasret ve pişmanlıkla bitirme. Benden razı ve hoşnut ol. Senin mağfiretin zalimler içindir, ben de nefsime zulmettim.

Allahım! Beni bağışla, beni bağışlamakla Sana bir zarar gelmez. Bana nimetlerini ihsan et, bana vermekle senin ihsanın azalmaz. Senin rahmetin geniş ve boldur. Hikmetlerin ise hoş ve güzeldir.

Allahım! Bana sıhhat ve afiyet ver. Güven ve huzur ihsan eyle. Şükür ve takvaya ulaştır.

Allahım! Senden sabır ve doğruluk istiyorum. Bana işimde kolaylık ver. İşlerimi güçlükle gördürme. Aileme, çocuklarıma ve kardeşlerime iyilik ve ihsanda bulun. Onları mü’min ve Müslümanlardan kıl ve bu şekilde dünyadan ayrılmalarını nasip eyle.”

Bazı islam büyükleri de Receb ayının gecelerinde şöyle dua ederlermiş:

 “Allahım! Sana mahzun gönlümle, isteklerini kabul buyurduğun dostlarının duası ile niyaz ediyorum. Zatına eriştirdiğin ve Senin rızanı isteyenlerin dili ile Senden talep ediyorum.

Yâ Rab! Bu gecenin rahmet ve bereketinden sevap ve mükâfatından beni nasibkâr et.

Allahım! Kullarından istediğine, istediğini verirsin. Kim seni kullarına ikram etmekten alıkoyabilir? Ben fakir ve âciz bir kulum. Fazl ve kereminden nimetlerini ümit ediyorum. Sana sığınırım ve ancak Senden yardım dilerim.

Yüce Mevlam! Bu gece kullarına çok rahmet ve bereketini döker, saçarsın. Allahım! Sana yalvaran dilleri, Sana kalkan elleri boş çevirme. İyilik ve yardımınla faydalandır bizi. Nimetlerinle donat hepimizi.

Allahım! Muhammed ve evladına, eşlerine ve dostlarına, bitip tükenmeyen rahmet ve bereketinle salat eyle. Yâ Rabbe’l-Âlemin!”