SAMİ DAYANGAÇ


ŞARKILARIN ÖYKÜSÜ: ZEYTİN GÖZLÜM

GÖZLEM - Sami DAYANGAÇ


‘Zeytin Gözlüm Sana Meylim Nedendir'’ şarkısının hikayesini, bir annenin yıllarca evlat hasreti çekerek hayata veda etmeden önce bıraktığı bir vasiyet mektubunun acıklı hikayesini anlatayım. Bu şair kadınlarımızdan Hüceste Aksavrın Hanım’ın yaşadığı hüznün adıdır. Hüceste Hanım iyi bir aileden yetişmiş edebiyata çok meraklı biridir. Zaman içinde tüberküloz hastalığına yakalanır, uzun süre Heybeliada'da tedavi görür. Orada görev yapan Dr. Ömer Münif kendisine aşık olur. Karşılıklı bu sevgi evlilikle sonuçlanır. Mehmet isimli çocukları olur. Aile onun iyi yetişmesi ve okuması için Avrupa'ya gönderirler. Aile bu gidişin kendilerine nasıl bir üzüntü vereceğini nereden bilebilirlerdi. Oğulları okulu bitirmiş, İsviçre'ye yerleşmiş ve annesini babasını hiç aramaz olmuştur. Hüceste Hanım üzüntü içinde her zaman acı çekmiştir. Oğlu için; "Zeytin gözlüm sana meylim nedendir, bu sevmenin kabahati kimdedir, gül olmuşsun dikenlerin bendedir" şiirini yazmıştır. Doktor eşini de kaybeden Hüceste Hanım çok yalnız kalmış hayatını bakım evinde geçirmeye başlamıştır. Artık yaş da ilerlemiş ve 87 yaşında vefat etmiştir. Ölmeden önce bakım evinde bulunanlara bir vasiyet mektubu bırakmış. Eğer oğlu cenazesine gelirse ona verilmesini istemiştir. Duygularını, ruhunun derinliklerinde yaşadığı hüznü şiir mısralarında dile getirmiştir. İşte o vasiyet mektubunu şöyle yazmıştır:

“Bir sabah bakacaksın ki bir tanem ben yokum. Dünyayı sana bırakıyorum. Söz aldım saatlerden bir tanem sana koşacaklar. Söz aldım gecelerden seni uyutacaklar. Şarkılardan söz aldım hatırlatacaklar. Gözlerimdeki son yağmurlar pencerende beni anlatacaklar sana bir bir... İleride belki bir gün buğday misali düştüğüm yerde, belki bir dikenin dibindeyimdir çaresiz, kim bilir nerelerde... Bir sabah bakacaksın ki bir tanem ben yokum. Dünyayı sana bırakıyorum.”

Evlada yazılan bu şiir Selahattin İçli tarafından bestelenmiştir. Selahattin İçli ses sanatçısı İnci Çayırlı'dan bu şarkının Hüceste Hanım’ın mezarı başında okumasını rica etmiştir. Defin işleminde sonra herkes dağılmış ve İnci Çayırlı da bu şarkıyı okumuştur.