H. Ali YILDIRIM


SEÇİM SONRASI DIŞ DENGELER

Yeni Dünya - H. Ali YILDIRIM


Seçimden sonra Batılılar için her şey alt üst oldu. Çin ve Rusya için durum tam tersi. Seçimin sonuçlarına bağlı olarak, Türkiye üzerindeki batı hegemonyasının kırılması, Çin ve Rusya´ya ve bu eksene bel bağlamış birçok devlete nefes aldırmış durumda. Ancak her şey bitmiş değil. Değişen satranç tahtasındaki dengeler. Artık Suud ve BEA Prenslerinin tarihteki ?Şerif Hüseyin? gibi kullanılma olasılığı da suya düştü. Çünkü Türkiye´yi tarihteki gibi ?Hasta Adam? yapamamış oldular. Karakterleri beğenelim ya da beğenmeyelim, Türkiye çok farklı bir noktaya gelmiş oldu. Bu nokta, ?parmak sallayarak azarlanan ve aşağılanan bir Türkiye?den, ?Ortaklık kurup, danışılacak bir Türkiye? olma yolunda çok önemli bir viraj dönülmüş oldu. Kurtlar sofrası şimdilik dağıldı, AB payını çok iyi almış gibi. Bundan sonra havada bize sallanan parmakları olamayacak gibi?

Elbette şimdi ve yakın gelecekte dahi her şey sütliman olmayacak. Neden? Çünkü Yeni Dünya Düzeni kurulma aşamasındayız. Denge kurma çabaları devam edecek. Bunun mimarı biz değiliz ama 200 ülke ile birlikte istesek te istemesek te içindeyiz, bu düzende Türkiye olmazsa olmaz konumunda. Bulunduğumuz yer buna sebep oluyor. Şöyle düşünelim; Büyük bir araziniz var ve devlet buradan demiryolu ve boru hattı geçirmek ve size de kar payı vermek istiyor. Bu esnada komşu arazi sahipleri ve çıkar uman bazı şer odaklarının sizi sıkıştırması, arazinizi ele geçirmeye çalışması yahut sizin gelirinize ortak olmak istemesi muhtemeldir. Dünya ölçeğinde de bu böyle. İpek Yolu´nun merkezi biziz, bu yüzden bizimle uğraştılar, kontrolü ele almak istediler ancak seçim sonucu noktayı koydu?

ABD ile ilişkiler olumlu geçmeye başladı, Münbiç´te anlaştık, Türk Ordusu Devriye geziyor. Bu yakın zamana kadar yan yana olduğumuz Rusya´nın istemediği bir şey. Dahası ABD Esed´in gitmesine razı olursa, onun kalmasını isteyen Rusya´nın durumu ne olur bilinmez. Türkiye S-400´lerde kararlı, F-35´ten de vazgeçmiyor. Bu hala taraf olmadığımız ve denge politikası güttüğümüz anlamına gelir. Diğer taraftan Kandil´e Hava Harekâtı düzenleniyor, örgüt zor durumda. Ancak alıştığımızın aksine, Avrupalı terör sevicilerin sesi çıkmıyor! Çok ilginç! Hangi dağda kurt öldüyse! İngiliz Prens William, geçen günlerde ?Kudüs İşgal Altındaki Filistin Toprağıdır? diyerek Kudüs´ü ziyaret etti. Bu da bir devrim niteliğinde, daha önce görülmemiş bir şey. Bu ?İsrail´i zor günler bekliyor? anlamına gelebilir, özellikle Netanyahu için geçerli. Almanya Başbakanı Türkiye Cumhurbaşkanını seçimden sonra ülkesine davet etmiş, başka bir zaman ?Yenidünya düzenini ABD, Çin, Rusya ve Türkiye Devlet Başkanları kuracak? demişti. Kendisi arada yok. Bu da ilginç bir durum. Almanya gibi bir güç bu projede yok! Türkiye dört büyük güç ile aynı ortamda aktörlük yapıyor. İngiltere bile arada yok. AB´nin pasif kaldığı apaçık ortada, sessiz mi sessizler. Bu durum fırtına öncesi sessizliği de olabilir ve onlar da bunu biliyorlar sanki?

Afrika ve Ortadoğu´da yeni karışıklıklar olabilir. Suud´un bölünebileceğinden daha önce bahsetmiştik. Ortadoğu karışıklığı deyince ilk akla İran ve Lübnan gelmeli. İran´ın önce ekonomik, sonra askeri olarak sıkıştırılması söz konusu. ABD bu yüzden Türkiye´ye yanaşıp bir şeyler istemek zorunda kalabilir. Bu şeylerden biri yeni ÜS bile olabilir. Bu da daha önce bahsettiğimiz TIR (Türkiye-İran-Rusya) eksenini sarsar. Şu anda iki parça olan, Silah Lobisi üzerinden İngiltere ve İsrail ile ŞER ittifakı kuran, ABD´de Silah Lobisi ile Başkanın arası hiç te iyi gözükmüyor. İç çekişmeleri gizli. Göz önünde olan hiçbir şey bizi yanıltmasın. Bir taraftan Silah Lobisi ile Finans Lobisinin gizli savaşı devam ederken, satranç tahtası her gün değişecek. Türkiye tahminen yine herhangi bir yerin kölesi olmak yerine kendi oyununu kurmaya devam edecek gibi gözüküyor. Çünkü hem silahçılar hem finansçılar Türkiye olmadan bir şey olmayacağını biliyorlar?

Küresel bir finans krizinden bahsediliyor. Suriye´ye füze atılmasından sonra Finansçıların Silahçılara karşı bir misillemesi olabileceğinden bahsetmiştim. Bahsedilen bu kriz o misilleme olabilir. Olması halinde bu kriz ABD´yi hiç beklenmeyen bir noktaya götürebilir. 1929´daki derin kriz gibi olabilir. ABD Dünya Ticaret Örgütünden çekiliyormuş, işler tuhaf gelişiyor. Bu durumda bakalım görelim olaylar nasıl seyredecek ve Trump ABD´yi hangi noktaya taşıyacak?