H. Ali YILDIRIM


Şehirleşmeden Ne Anlıyoruz?

YENİ DÜNYA - H. Ali YILDIRIM


Kayseri’miz geniş yolları, çok çabuk halledilen gecekondu meselesi ve sürekli yenilenen çehresi ile imar bakımından, belki de Türkiye’de en öndedir, bunu inkâr etmek haksızlık olur. Türkiye ekonomisinin yüzde bilmem kaçını sağlayan İzmir’in halini görünce ne demek istediğimi anlayacaksınız. Ancak insanımızın kafa yapımızdan kaynaklanan ve yanlış giden hususlar da var. Mesela, niye beton ormanı yaratırız? Verimli ovayı neden betonlaştırdık? Yasaya rağmen 100 daireye niye 100 otopark düşmez, 100 yıl sonra gıda durumu ne olacak, yamaç yapılaşmayı niye akıl edemedik, şehirciliği niye anlayamadık, sorun arsacıların tamahkârlığı mı, kahvenin 40 yıl hatırı mı, bizim kafa yapımız mı, devletin gevşekliği mi, yoksa hepsi mi?

Mevcut durumda aslında ailece yurtlarda yaşıyor gibiyiz, bir binada bir köy halkı kadar insan yaşıyor. Hâlbuki ülkemiz geniştir ve daha geniş alanlarda 1-2-3 katlı yaşayabiliriz. ‘Arsa bedeli konut maliyetini artırır’ denilebilir ama durum tam tersidir. Arsa bedeli spekülatif (söylentili) bir değerdir; Simsar, ‘Müteahhidin 15 kat kârına göz diktiği için çok pay istemektedir, aynı arsanın kat sınırı 5 olsaydı bir daireden fazla alamazdı, rant kavgası da olmazdı. Mevcut yapılaşma tarzı büyük bir lego-planın parçasını andırmıyor. Bu yılki yeşil alan ertesi yıl villa, site vb. olabiliyor, bu zararlı bir özgürlüktür, bir şekilde önüne geçilmelidir...  

Diğer taraftan yüksek kiradan dolayı kapatılan işletmeler var. Mesela Talas’ta, kiralar çok yüksek ve birçok dükkan boş duruyor, çünkü beklenti çok yüksek. Bunun tercümesi planlama zayıflığıdır. Çünkü ‘Nereye kaç adet, hangi ruhsat verilir’ diye bir ölçüt yok, kafanıza göre istediğiniz yere restoran, market açmanızın bir sınırı yok, müthiş bir özgürlük, ya da rastgelecilik. Şimdi çorbacı furyası patladı, iyi işleyen bir çorbacının yanına bir diğeri açılıyor, sonra biri daha derken bir süre sonra birlikte kapatılacaklar. Bu yüzden babadan oğula geçen kırk yıllık çorbacımız olmuyor. Otobüs, servis ve taksi sayısının sınırlanması niye mantıklıysa işyeri sınırlaması da o yüzden gereklidir, bu herkesin çıkarınadır. Sanırım şimdilerde meclis bir çalışmaya girmiş ve bu yönde çalışma yapmakta. Şimdiye kadar yapamayışımızın sebebi, stratejik planlama eksikliği, yani uzun soluklu düşünememe, kahvenin 40 yıllık hatırı, akrabacılık, tarafçılık, istismar, sorunları ile hukukun kamu yararını koruyamaması ve genel olarak şehirciliği anlamamış olmaktır...

Yüksek binalarda yaşama eğiliminin özü, ‘Dar alanda çok vergi-az masraf’, tersten okursak, ‘Geniş alanda az vergi-çok masraf’ mantığıdır. Ancak dikey yapılaşmada, sıkışıklık, otopark, yeşil alan eksikliği ve hava kirliliği yaşam kalitemizi olumsuz etkilemektedir. Bu yüzden acilen pasif şehirleşmeden aktif şehirleşmeye geçmemiz gerekiyor. Aradaki fark şu; Pasif şehirleşmede talebe göre plan yaparsınız, aktif şehirleşmede talebi siz belirlersiniz. Nasıl? ‘1-10-100 km2 ye kaç adet hangi işletme’ kuralı gereklidir. Bunun yanında boş arazileri parselleyip, alt yapıyı önceden götürüp, bir-iki-üç katlı, üç-beş-sekiz tip kimlikli mimari projeyi bedelsiz vererek, ‘yatay şehirleşme’ başlatılabilir. Su basmanı önceden yapılıp maliyeti ruhsat bedeli ile birlikte arsaya eklenebilir. Bu konu villa meselesi değildir, yatay konutlaşmadır, arsa satışı Belediye’den, sabit fiyatlı ve sürekli olursa simsarlar fiyatlarla oynayamaz. Büyük şehirlerden sıkılma eğilimi başladı, insanın müstakil evden alacağı haz beklentisi ve toprağa yakınlaşma ihtiyacı talebi olumlu etkileyecektir...

Değişik bir Kayseri hayal ettim kafamda: Bu hayalde, 100 yılık bir master plan yapılarak, Yoğunburç – Düvenönü - Kale arasında kalan alan trafiğe kapatılmış, içerisinde Atatürk Evi, Güpgüpoğlu Konağı ve diğerleri, eski Klise, Cami-i Kebir, hamamlar, Kale, Kapalı Çarşı vb. eski yapılar ile dokuya uygun yeni dükkânlar bırakılmış. Bu alan koca bir açık hava müzesi haline gelmiş ve Mazaka döneminden bugüne her şey burada figürlerle anlatılmış. Bu alanda ve onu çevreleyen 3-5 km çapında bir daire içinde konut yokmuş, sadece müstakil işyeri, otel, motel, pansiyon, restoran, kafe, banka, okul, yurt, resmi daire, tarihi eser, park, konser alanı, cami, mederese ve diğer tarihi yapılar, fuar,  modern botanik bahçeler varmış. Binalar az katlı imiş, bir şehir kulesi yapılmış ve şehrin simgesi olmuş, yer altı çarşısı araç alt geçidi yapılarak meydan trafiği sıfıra inmiş, konutlar yamaçlara doğru yatay ilerlemiş ve her yol bu alana ulaşıyormuş. Bu master plan kanunlaşmış, Belediye Meclisleri yıllarca bu master plana aykırı karar alamamış ve böylece rastgelecilik ortadan kalkmış. Belki daha iyisini hayal edenler de vardır ve bir yarışma türlü hoş tasarımlar ortaya çıkaracaktır...