ASIM CENGİZ GÜR


SÂF-SÂF

03.Temmuz.2015/16.Ramazan.1436


Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.), namaza başlamadan önce ashabına dönerek: ?Meleklerin Rableri huzurunda saf bağlayıp durdukları gibi saf bağlasanız ya!? buyurmuşlar. Ashab-ı kiram efendilerimiz: ?Ey Allah´ın Elçisi! Melekler nasıl saf bağlayıp dururlar?? diye sorunca cevaben: ?Onlar, öndeki safları tamamlayıp, birbirine perçinlenmiş gibi bitişik dururlar? cevabını vermişler.

Başka hadis-i şeriflerinde de: ?Saflarınızı düzeltiniz, yoksa Allah Teala´nın aranıza düşmanlık sokacağını iyi biliniz?, ?İleri geri durmayınız. Sonra kalpleriniz de birbirinden farklı olur?, ?Saflarınızı sık tutunuz. Saflarınızın arasını yanaştırınız. Boyunlarını bir hizaya getiriniz. Canımı elinde tutan Allah´a yemin ederim ki, saffın boş kalmış aralıklarından şeytanın bodur, kılsız, siyah koyun gibi girdiğini görüyorum? buyurmuşlardır.

Müslümanların küfre, şirke ve zulme karşı durmalarının ilk tatbikatıdır, namazdaki saf düzeni. Maalesef bugün Müslümanlar, ?rahat namaz kılmak? için saflarını sıklaştırmamayı ısrarla ve inatla sürdürmektedirler. Böylece sıra, toplumsal dert ve sıkıntılarımız için safları sıklaştırmaya gelememektedir.

Rivayete göre mü´minler, ?Amellerin Allah´a en sevimli geleninin hangisi olduğunu bilseydik, o uğurda mallarımızı ve canlarımızı feda ederdik.? demişlerdi. Bunun üzerine Allahu Teâlâ´nın, ?Şüphesiz ki Allah kendi uğrunda çarpışanları sever.? âyeti nâzil olmuştur. Bu âyetin içinde yer aldığı sureye de  bu ayete istinaden Saff Suresi denilmiştir. Bu surede müminler, İslâm´a ihlasla bağlanmaya davet edilerek, Allah yolunda mallarını, canlarını feda etmeleri hususunda teşvik olunmaktadırlar. Ayrıca surede: İmanı zayıf Müslümanlara,  İnanmadıkları halde mümin oldukları iddiasında bulunan münafıklara ve İhlaslı müminlere seslenilmektedir. Bazan ilk iki gruba birden hitap edilirken, bazan sırf münafıklara, bazan de ihlaslı müminlere hitap edilmektedir. Hangi ayetin hangi gruba hitap ettiğine gelince bu, ayetlerin uslûbundan açıkça belli olmaktadır.

Surenin başında iman edenlere seslenilerek, "Söylediklerinin aksine davrananlar Allah indinde gazabı haketmiş kimselerdir. Allah ise, kendi yolunda kurşunla kaynatılmış binalar gibi saf saf çarpışanları sever" denilmiştir.

Mü´minler, dinin ve peygamberin karşısında nasıl bir tavır takınmaları gerektiği hususunda uyarılmıştır. "Sizler İsrailoğulları´nın, peygamberleri Musa´ya davrandıkları gibi davranmamalısınız." Yani, onlar Hz. Musa´nın peygamber olduğunu bilmelerine rağmen, onu çok incitmişler ve ayrıca açık açık ayetlerini görmelerine rağmen Hz. İsa´yı da yalanlamaktan kaçınmamışlardı. Fakat sonunda, bu ümmetin zihniyeti bozulmuş, hidayeti kabul etmeye müsait tabiatları dejenere olmuş ve hayrı algılamaktan mahrum kalmışlardır. Şimdi de onların, bir toplumun takdir edebileceği hiçbir yanları yoktur.

Yahudiler, Hıristiyanlar ve onlarla işbirliği halindeki münafıklar, Allah´ın nurunu söndürmek için ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, yine de bu nurun yayılmaya devam edeceği ve müşrikler istemese bile Hz. Muhammed´in (s.a) getirdiği dinin, diğer dinlere galip geleceği bildirilmiştir.

Müminlere dünya ve ahirette başarı kazanmanın tek yolunun, Allah´a ve Rasûlü´ne ihlasla inanmak, Allah yolunda can ve mal ile cihad etmek olduğu gösterilmektedir. Ahirette bunun mükafatı, Allah´ın azabından kurtuluş, günahların bağışlanması ve cennetin ebedi nimetlerine kavuşmaktır. Dünyadaki mükafaat ise, Allah´ın rızası, yardımı ve fethidir.

Surenin sonunda, yine müminlere hitaben, "İsa´nın havarileri kafirler karşısında peygamberlerine yardım ederek nasıl Allah´ın yardımcıları (Ensarullah) olmuşlar ve kendilerinden önceki müminler gibi Allah´ın rızasını kazanmışlarsa, sizler de kafirler karşısında Muhammed´e yardım ederek Allah´ın rızasını kazanın" denilmiştir.

Bu surede yer alan ayeti kerimelerden bazıları şöyledir:

?Kendisi İslâm´a davet edilirken (ona geleceği yerde,) Allah´a karşı yalan uydurandan daha zalim kim vardır? Allah, zalimler topluluğunu doğru yola (ve başarıya) erdirmez.?

?(Onlar) Allah´ın nurunu (güya) ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Halbuki Allah, kâfirler hoşlanmasa da nurunu (İslâm dinini) tamamlayacak (gayesine ulaştıracak)tır.?

?Ey iman edenler! Sizi acıklı bir azaptan kurtaracak bir ticaret (şeklini) size göstereyim mi? Allah´a ve Resûlü´ne iman edersiniz, Allah yolunda (kula kulluktan kurtulup hayata İslâm´ın hâkim olması için) mallarınız ve canlarınızla cihad edersiniz. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. (Böyle yaparsanız, Allah) sizin günahlarınızı bağışlar, sizi alt tarafından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki çok güzel meskenlere (köşklere) koyar. İşte bu, en büyük kurtuluş ve saadettir.?

?Ey iman edenler! Allah´ın (dininin/Kur´an´ın hayata hâkim olmasının) yardımcıları olun. Meryemoğlu İsa´nın havârilere: ?Allah (dâvâsın)da benim yardımcılarım kim (olacak)?? deyip de havârilerin de: ?Allah (dâvâsın)ın yardımcıları biziz.? dedikleri gibi (ey mü´ minler! Siz de öyle deyin). Sonuçta İsrâiloğulları´ndan bir zümre (böyle) iman etti, bir zümre de inkâr etti. Biz de iman edenleri, düşmanlarına karşı destekledik de galip geldiler.?

Yüce Allah (c.c.), mü´minlerin arasında sevgi ve bağlılığı arttırsın, aramızdaki kırgınlık, kızgınlık ve küskünlükleri izale eylesin, bizleri kendi yolunda kenetlenerek saf saf çaba sarfetmeye ve rızasına ermeye muvaffak eylesin.

 


2 TEMMUZ 2015 HABER paylaşan: kaytv