İDRİS YAVUZ


SİYASETTE ÖRNEK İNSAN OSMAN BÖLÜKBAŞI

YAVUZCA - İdris YAVUZ


Merhum Osman Bölükbaşı, 1913 yılında Kırşehir'de dünyaya geldi, I946'da çok partili hayatın başlamasıyla Demokrat Parti’ye katıldı. Sonra Demokrat Parti’den ayrıldı. Millet Partisi'nin kuruluşunda yer aldı. 1955 yılında Cumhuriyetçi Millet Partisi Genel Başkanı oldu.

Osman Bölükbaşı, Kırşehir Milletvekili 1961, 1965, 1969 Seçimleri’nde de Ankara Milletvekili seçilmiştir. Sert konuşmaları ve farklı siyasî üslubu ile Türk siyasetinin önemli isimlerinden biri olarak yerini almıştır.

Babası Hacı Ahmet Ağa, oğlunun politikaya atılmasını istemiyordu. Ona tavsiyesi şu idi:

“Bu devirde akşam nikâhları üzerine yemin edip sabah sözlerinden dönebilecek insan çoktur” dedi ve uyarıda bulundu. Fakat O siyaset adamı olacaktı.

Siyasi iktidarları, halktan uzaklaştığı, siyasileri hırs, ikbal, menfaat peşinde koştuğu gerekçesi ile eleştiren Bölükbaşı, iktidarı ve genel olarak siyaseti, bir ‘şer kaynağı’ olarak göstermiştir.

Onun meşhur sözlerinden bir demet sunuyorum;

-Zengini hayırsız evlat, memuru süslü avrat, siyasetçiyi kuru inat batırır.

-Eğitim cehaleti alır, eşeklik baki kalır.

-İnsanın sağlamı, çürüğü çıplak baldırla sarı altın karşısında belli olur.

-Adam olan oturduğu sandalyeden şeref almaz, ona şeref verir.

 -Adam vardır kırık sandalyede bir Fatih, bir Kanuni gibi oturur. Adam vardır en parlak sandalyede bir yığın saman gibi oturur.

-Para da insanlar gibidir. Kimden iltifat görürse onda toplanır. Ben hiç yüz vermediğim için gelen gitti, gelen gitti. Tıpkı politikadaki vefasız talebelerim gibi.

Bölükbaşı Kızılay’da dolmuş durağında beklerken kendini tanıyan bir vatandaşın;

-Siz de mi dolmuş kuyruğunda sıra bekliyorsunuz? demesi üzerine:

-Ne yapalım yavrum zamanında cebimizi doldurmadık şimdi dolmuşu dolduruyoruz.

-Bir siyasi parti, muhalefetteyken nişanlı bir kıza benzer. Dili tatlı olur. Uyandırdığı ümitler insanı hayali bir saadet âleminde bir beşik gibi sallar.

-Kimse Türk milletine tepeden bakmasın, memleketi bir vakıf kendisini de mütevelli sanmasın.

-Siyasi hayatta vefa ve sadakat, karaborsada bile bulunmayan bir metaya döndü.

Bir Meclis tartışmasında “Sen erkek misin?” diye soran bir milletvekiline, “Ben erkekliğimin zekâtını versem, sen bile erkek olurdun”der.

-Hasmın güllesi tesir etmez, ama dostun bir fiskesi yıkar beni.

-Gördüğüm vefasızlık, nankörlük ve ihanetler gönlümde sızısı bir türlü dinmeyen yaralar açmıştır.

Bağrım Karacaahmet Mezarlığı’na dönmüştür.

-Düğünü biz yapıyoruz, gerdeğe başkası ile giriyorlar. (Bölükbaşı’nın partisinde seçilip, sonradan başka partilere geçenler için)

-Bizim kümeste tavuk çok… Ama hep başkalarının folluğuna yumurtluyorlar.

-Bu millet Bölükbaşı’yı alkışladı; İnönü’yü karşıladı; oylarını Menderes’e verdi.” (Doğru söylüyorsun diyen kalabalıklara): ”Ben doğruyum ama ne çare, ah bir de sizi doğru yola getirebilseydim, harmanı bol tanesi az milletim.” diye dert yandı.

Osman Bölükbaşı, henüz 20 günlük olan oğlu Deniz Bölükbaşı'na vasiyet ediyor:

"Bu memleketin pisliğini az su temizlemez diye ismini Deniz koydum. Ben geri gelmezsem, göreyim bu pisliği sen temizle" diye öğütte bulundu.

1973 yılında da; siyaseti bırakan Bölükbaşı, 6 Şubat 2002'de Ankara’da vefat etti.

Böyle renkli politikacılar insanları germeden, kavgaya, ayrışmaya yer vermeden siyaset yapmışlardır. Mekânı cennet olsun.