Her anlamda gelişmiş ülkelerde o günün gündemini her zaman ana muhalefet belirler. Bir de bize bakalım. Ana muhalefet partisi sabah kalkıyor, Cumhurbaşkanı hangi konuda ne demiş, onun tam tersini söylemeyi muhalefet sanıyorlar. Kendileri hiçbir zaman gündem belirleyemedikleri, halkın beğeni ve isteklerini gündeme getiremedikleri, umut vermedikleri için de oy oranlarını yükseltemiyorlar.
Ana muhalefet partisinin eski genel başkanına FETÖ’cüler gidip aday listesi veriyorlar. O zamanki genel başkan, devlet adamı olduğu için bu listeyi reddediyor. Kaset servis ediliyor. Oysa o kasette bulunan görüntünün sahibesini zaten yıllardır pek çok partili biliyor.
Genel başkan dayanamayıp istifa ediyor, aday değilim diyen beyefendi ertesi gün adaylığını açıklayıp seçiliyor. İlk icraatı da eski genel başkanının oluşturduğu çevreyi uzaklaştırmak oluyor.
Kendi ekibini kurarken de daha çok kendi bölgesini tercih ediyor (bölge, il anlamında değil, köken). Ana muhalefet partisi iktidar yüzü görmediği için dikkat edin hep aynı kişilerce temsil ediliyor. Örnek verelim. Parti sözcüsü 2001-2003 hazine müsteşarı, 5 dönemdir milletvekili. Ne yapıyor da 5 dönemdir seçiliyor, aday yapılıyor? Babası İnönü döneminde bakan, Ecevit döneminde de bakan. Dede 8 dönem milletvekilliği yapmış. Amca cumhurbaşkanlığı genel sekreterliği, devlet bakanlığı yapmış biri. Diğer amca TRT Genel Müdürlüğü yapmış. Sosyal demokratlığı savunan partide bu olur mu? Cumhuriyetin kuruluşundan beri aile hep önde.
Sosyal Demokrat Parti’de dikkat edin ekonomik durumu iyi olmayan kişi aday yapılmıyor. İşçi emeklisi birini vekil yaparlar mı? Kırsalda belki belediye meclisine girebilir. Genel başkan salı günleri gurubu topluyor, karşısında milletvekilleri değil de cumhurbaşkanı varmış gibi konuşuyor, bunu da muhalefet sanıyor. Ayasofya gündeme geldiğinde bizzat kendisinin vekil yaptığı bir milletvekili meclis kürsüsünden “Ayasofya yetmez Sultan Ahmet de müze olmalı” demedi mi?
Yeni sistemde cumhurbaşkanını halk seçiyor. Tayyip Erdoğan böyle seçildi. Seçimi kazanan kabinesini kurup ülkeyi yönetiyor.
Bir genel başkanın ilk ve tek hedefi ülkeyi yönetmek değil midir? Peki, bu genel başkan neden aday olmaz da aday arayışlarına girer? Sadece mevcut cumhurbaşkanının aleyhine söylemler, ona karşı hasmane tutumlar asla oy oranlarını yükseltmez.
Cumhurbaşkanı hedefi olmayan neden genel başkan kalmak ister? Genel başkanlığın ne katkısı var?
Sosyal demokratların temsilcisi olan, dağlara taşlara ismi yazılan merhum genel başkan, profesör bir bab ile ressam bir annenin tek evladı idi. Dadılarla büyüdü ama ne hikmetse sosyal demokratların lideri oldu. Merhum İnönü de varlıklı bir ailenin bireyi idi. Kasetle giden genel başkan TV sahibi olacak kadar durumu iyi biriydi (Halk TV kızının adına iken satıldı). Dememiz o ki, sosyal demokratların başına ekonomik durumu çok iyi olanlar geliyor. Şehrimize bakalım, Enver Özdemir, Seyit Bektaş, Mustafa Ayan, Mustafa Aslan, Kemal Nakipoğlu gibi isimler neredeler? Ana muhalefet demek, iktidar alternatifi demektir. Yönetime talip olmak, ben daha iyi yönetirim demektir. Projelerle, halkın beğeni ve desteği sağlanarak bu gerçekleşir. Düşünün siz kuvvetlenmek yerine rakibinizin zayıflamasını bekliyorsunuz. Bu şekilde halkın umudu olmak hayal…
Mevcut genel başkanın en yakın çalışma arkadaşları MYK üyeleri. İsimlerini yazalım, bu isimler MYK üyeleri kendi illerinde yapılan il başkanlığı seçimlerinde ne sonuçlar almış birlikte görelim.
CHP’nin MYK üyelerinin isimleri şöyle:
Fethi Açıkel, Ahmet Tuncay Özkan, Onursal Adıgüzel, Ahmet Ünal Çeviköz, Gülizar Biçer Karaca, Yıldırım Kaya, Bülent Kuşoğlu, Veli Ağbaba, Aykut Erdoğdu, Oğuz Kaan Salıcı, Gamze Akkuş İlgezdi, Muharrem Erkek, Seyit Torun, Yunus Emre, Gökçe Gökçen, Lale Karabıyık, Orhan Sarıbal. Bu isimlerin tümü, yani 17 üye, il kongrelerini kaybettiler. Bir tek Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak’ın listesi başarılı oldu. İşte size başarılı denilen yönetim. Ülkemizin ana muhalefet sorunu var derken haksız mıyız?
