Süper Lig’de deplasmanda karşılaştığımız Rize maçı öncesinde bazı uyarılarım olmuş ve bu uyarılarımın ışığında da maç içinde yaşananları görünce, fazla bir söz söylemeye gerek olduğunu düşünmüyorum. Her zaman siyasetin gücü ile hem maddi anlamda hem de lobi anlamında sahasında etkisini hissettiren Rize’ye karşı oynadığımız maçta, yine aynı aktörleri görmek beni şaşırtmadı. Hakem faktörü o kadar farklıydı ki; Gökhan son dakikada rakibin sahasına atak yaparken ayaklarına vuran oyuncular yüzünden topun peşinden gitmiyor ve hakeme bakıyor ama baktığı yerde yeller esiyor.
Dediğim gibi sadece bu da değil. Tribün olayları burada bir başka. Önlem almayı bırakın emniyetin bile burada dahil olmadığı birçok konu oluyor ve teknik adamımız kırmızı kartla oyundan atılırken tribünlerin uyarılması hiç gündeme gelmiyor. Mağlubiyet aldığımız için bunları yazmıyorum. Her zaman Rize böylesi provokasyonlarla maçları kazanmak isteyen bir takım oldu karşımızda. Ne diyeyim ki? Ya da kime söyleyeyim ki? O kadar borç olmasına karşın yine siyasetin de etkisiyle buhar olup uluşan borçlar oluyor. Biz ise transfer tahtasını nasıl açacağız diye düşünüyoruz. Neyse daha fazla burada bazı konuları ifade etmek istemem ama temsilcimizin aldığı mağlubiyete üzülmemek de elde değil. Keşke ilk yarıda da atak oyununu sahada zamana yayabilen bir tutum içinde olsaydık. En azından bulduğumuz veya yakaladığımız fırsatları gole çevirebilsek şimdi bunları konuşmuyor olurduk. Neyse bu hafta geride kaldı şimdi oynayacağımız Hatay maçına odaklanalım.
