İDRİS YAVUZ


TİCARET VE MEDENİYETİN BEŞİĞİ KAYSERİ

YAVUZCA - İdris YAVUZ


Tarihçi Kazım Mirşan’a göre; “Türkler Anadolu’ya 1071 Malazgirt savaşından daha önceleri gelmişler” diyor. Mustafa Kemal Atatürk de; Tarih Türklerle başlamıştır” diyor.

Prof. Dr. Cevdet Bayburtluoğlu ;“Türklerin Orta Asya’dan, Avrupa içlerine, Anadolu topraklarına gelişi 7000 yıllarına dayanır. Türk topraklarının en eski sahibi Türklerdir. Buranın Yunan medeniyeti ile hiçbir alakası yoktur!”görüşünü savunmaktadır

Benim hazırladığımAnadolu 3000 yıldan beri Türk yurdudur“ araştırma yazısını merak edenler varsa sosyal medyadan takip edebilirler. Yabancı kaynaklarda İtalyanın başkenti Roma şehrini kuranların Türkler olduğunu göreceksiniz.

İşte bu ölçüler içerisinde Türkmen Kenti, ticaretin merkezi Kayseri ilimizi tanıtmaya çalışacağım. Bazı tarihçilere göre Ihlara Vadisi, Kapadokya, kayseri ve civar illerde bulunan tarihi kalıntılar, yer altı şehirleri, kiliseler de Hıristiyan Türklere aittir

Kayseri Milattan önce kurulmuş bir şehirdir. Bu şehre önce (Kanisti) daha sonra Asurlular döneminde ise (Mazaka) adı verilmiştir.

Kayseri'nin bu adı alış tarihi M.S. 17. yıla rastlar. Kapadokya Kralı Roma Imparatoru'nun onuruna şehre (Kaisareia) adı verilmiştir. Şehir, Erciyes'in kenarındaki, Kapadokya'nın başkenti, Kaisareia adıyla ün salmıştır.

Şehrin bugünkü adını alışı 7. asırda Arap ordularının şehri ele geçirmelerinden sonraya rastlar. O da (Kaisareia) adının (Kayseri) şeklinde okunuşundan ibarettir.

Kayseri, Anadolu’nun tam ortasında 6 bin yıl öncesine dayanan, İpek yolu uğrak yeri olunca tarihi ve doğal güzellikleriyle temayüz etmiştir.

Kayseri, MÖ 1500 yıldır yerleşimin merkezidir. Efes ile Orta Asya’yı, kervan yoluyla Pontus ile Kilikya’yı bağlayan uzun yıllar Anadolu’da ticaretin kalbi olmuştur.

Evliya Çelebi Seyahatnamesinde; “Kayseri’nin pastırması ve sucuğu padişahlara hediye gider. Erciyes Dağı eteğinde olduğundan havası soğukçadır. Bütün halkı zinde ve yiğittir ve halkın dili Türkçedir”. diyor

Kayseri’de Romalılardan kalma kaleden, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait 5 bin yıllık tarihi eserlerin izlerini iç içe görebiliyorsunuz.

Kayseri Kalesi tarihi M.Ö.3’üncü yüzyıla dayanmaktadır. Bizans, Selçuklu, Osmanlı dönemlerinde kullanılmış. Kalenin 2 kapısı ve 18 burcu vardır.

Kayseri Saat Kulesi: Sultan II. Abdülhamit zamanında (1906) yılında 10 metre yüksekliğinde, kesme taştan inşa edilmiş.

Kurşunlu Camii: Kayseri Kapalı Çarşı civarında yer alıyor. Mimar Sinan tarafından inşa edilen caminin Kalem nakışları ve süslemeleri görmeye değer.

Hunat Hatun Camii ve Külliyesi; Selçuklu Hükümdarı I. Alâeddin Keykubat’ın eşi ve II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in annesi Mahperi Hatun tarafından (1238) inşa ettirilen cami, kümbet, hamam ve medrese şaheser Selçuklu eseridir.

Alaca Kümbet; (1280) Emir Cemaleddin bin Muhammed tarafından kesme taştan yaptırılmış. Kümbetin üzerinde piramit şeklinde bir külah bulunuyor.

Zeynel Abidin Türbesi; İmam Sultan adı ile anılan Zeynel Abidin, 1414’te Kayseri’de vefat etmiş ve mezarı üzerine bugünkü yerde mütevazı bir türbedir

Ok Burcu; Sultanı I. Alâeddin Keykubad tarafından 1224’te inşa ettirilmiştir.

Gevher Nesibe Hatun Medresesi ve Şifahanesi; Anadolu’nun 800 yıllık ilk Türk tıp merkezlerinden Gevher Nesibe Hatun Medresesi ve Şifahanesidir. II. Kılıçarslan’ın kızı, Gevher Nesibe Sultan’ın vasiyeti üzerine, kardeşi I. Gıyaseddin Keyhüsrev 1205-1206 yıllarında yaptırılmış. Akıl hastalarının su ve müzikle tedavi edildiği ifade ediliyor. Buraya Çifte Medrese de deniyor. Selçuklu Uygarlığı Müzesi olarak kullanılıyor.

Kapalıçarşı ve Kazancılar Çarşısı; Osmanlı zamanından kalan çarşı İstanbul Kapalı çarşıdan sonra Türkiye’nin en büyük ikinci kapalı çarşısı konumunda. Kuyumculardan baharatçılara, urgancılardan giyim eşyası satan dükkânlar yer almaktadır.

Gön Han( 1252’), Sadrazım Nevşehirli İbrahim Paşa’nın yaptırdığı(1723) Vezir Han, Ulu Camii ve Çeşmesi, Pamuk Han ile Bedesten önemli tarihi yerler arasındadır

Milli Mücadele Müzesi; (1904) Abdülhamit dönemi, Neoklasik mimarlık üslubuna uygun olarak yapılmıştır. Kurtuluş Savaşı döneminde Ankara’nın işgal edilme riskine karşı TBMM Kayseri’ye taşınmıştır ve bir süre Millet Meclisi olarak kullanılmış.

Meryem Ana Kilisesi, 19. yüzyılda yapılmış, Cumhuriyet Dönemine kadar kilise, 1961’e kadar da değişik amaçlarla kullanılmış. Sakarya Savaşı öncesi, Türk Ordusunun galip gelmesi için ayinler yapılmış.

Atatürk Evi; Klasik Kayseri evlerinden biridir, 19. yüzyılda inşa edilmiştir. İmamzade Raşit Ağa Konağı, dışı kesme taşlarla kaplı, ahşap malzemeden inşa edilmiş. Konak günümüzde Atatürk Evi ve Müzesi olarak hizmet veriyor. Sivas Kongresi’nin ardından 19 Aralık 1919’da Kayseri’ye gelen Atatürk burada kalmış. Atatürk’ün kentte çekilmiş fotoğrafları ve Kayseri’de yayınladığı beyannameyi içeren 41 eser sergileniyor.

Kayseri de, Arkeoloji Müzesi, Güpgüpoğlu Konağı Etnografya Müzesi, Ahi Evran Sanatkârlar, Kadir Has ve Mimar Sinan Müzesi gibi birçok müze bulunmaktadır. Kayseri Gesi beldesi ve Erkilet Bağları görülecek yerler arasındadır.

Mimar Sinan Evi; Mimar Sinan, Kayseri’nin Ağırnas kasabasında doğan ve 22 yaşına kadar burada yaşayan, onun doğup büyüdüğü ev, günümüzde müzeye dönüştürülerek ziyarete açılmış. Kesme taştan yapılan Mimar Sinan Evi, orijinal bir yapıya sahiptir

Talas; Erciyes Dağı’nın eteğinde, tarihi MÖ 1500’lere kadar uzanan en güzel, taş binaları, eski evleri, cami ve kilisesiyle mutlak görülmeye değer, önemli bir yerleşim yeridir. Harman Camii, Ali Saip Paşa Camii, Talas’ın en güzel yapılarından 1886’da inşa edilmiş Andronike Kilisesi 1925’te camiye çevrilmiş. Çok şirin bir mekândır.

Erciyes Dağı; Bozkır düzlüğünde yükselen 3916 metrelik, şehir merkezine 25 kilometre uzağında bulunmaktadır. Burası Türkiye’nin kayak merkezlerinden biridir.

Ağırnas Yeraltı Şehirleri; M.Ö yıllara dayanan, kayaların içine meskenler, kiliseler ve korunma amaçlı yeraltı şehirleri yer almaktadır. Ağırnas’ın altında, köyün tümünü kapsayan çok büyük bir yeraltı şehridir.

Talas yer altı şehri, Bünyan yakınında Sultanhanı kervansarayı, Şahruh köpsürü, Tuzhisari da küçük çapta tuz gölü görülmeye değer turistik yerlerdir.

Kapuzbaşı Şelalesi; Yahyalı ilçesinde yer alan, Kayseri ve Niğde arasında uzanan Aladağlar’daki kar sularının Zamantı Irmağı’na döküldüğü noktada, harikası turizm alanıdır.

Sultansazlığı; Develi ve Yeşilhisar ilçeleri sınırlarında yer almaktadır. Osmanlı döneminde sultanların avlak yeri olmasından dolayı böyle adlandırılmış, Erciyes Dağı manzaralı, 300’den fazla göçmen kuş türünün yaşam alanıdır.

Soğanlı Vadisi; 850 yıllarında 200 kadar kilise ve manastırın bulunduğu söyleniyor. Peri bacaları ve doğal güzelliği ile görmeye değer, onlarca farklı kilise inşa edilmiş. Burası, Kapadokya’nın ünü dünyaya yayılmış otantik bez bebeklerinin kaynağı olarak ifade ediliyor.

Kayseri Yemekleri; Geleneksel pişirme yöntemleriyle hazırlanan klasik Mantı, Yağlama Mantı, Tepsi Mantısı, Kurşun Aşı, Lülük Aşı, Yağlama, Sucuklu Köfte, Çemenli Ekmek, Ayvalı Tahinli Yaprak Sarması, Düğümlü Tatlı, Yoğurt Tatlısı, Altın Kesesi, Kayseri Tiridi, Örgülü Pilav, Saray Pilavı, Cıvıklı, Kayseri Pastırması, Kayseri’ye özgü yemek çeşitleridir.